İskender Pala bir fuardan temin etmiş olduğu elyazması eski bir kitabı Türkçeye tercüme ederek okuyucu kitlesine büyüleyici bir eser kazandırmış. Anlaşılacağı üzere kitabın asıl yazarı çok çok öncelerden, geçmişten biri. Adı sanı şu dönemde bilinmeyen fakat birçokları tarafından hayırla yâd edileceğine inandığım bir ademoğlu.
Eserde Yeye ve Kara Şahin karakterlerinin aşkını, macera dolu serüvenlerini, derkenar başlıklı kısa hikayeler ile dinlene dinlene dönem ve mekan tasvirleri ile zihninizde çok daha basit bir şekilde hayal kurarak okuma imkanı bulacaksınız. Kağıthane Sadabat Eyüp Gülhane ve daha nice yerleri gözümde öyle kolayca canlandırabildim ki. Mekan tasvirleri bence enfesti.
Divan edebiyatına özel bir ilgim olmamasına rağmen yer yer karşılaşılan beyitler bende divan şiirine hayranlık ve ilgi uyandırmaya başladı. Akıcı ve edebi bir dile sahip olan bu romanın bana hiçbir faydası olmamış bile olsa kurgu içerisinde sık sık yer verilen lalenin öneminin ve değerinin etkileyici bir uslup ile aktarılmasıyla edindiğim farkındalık dahi kitabı beğenmem için kafi bir nedendi. Zira lalenin ehemmiyetini ve yerini Osmanlı’da, tasavvufi anlayışlarda, aşkta, sanatta ve felsefede hisseder bu anlamda laleye çok daha farklı bakar oldum.
Şahsen okurken keyif aldığım ve okuduktan sonra da okuduğuma fazlasıyla memnum olduğum bir roman Katrei Matem. Pekala tavsiye edilir mi? -Elbette.!