Rasim Özdenören’in roman türündeki ilk ve tek eseri. Edebî açıdan hayli zengin. Kitap iki farklı hikayeyi birden ele alıyor. Bir tarafta 50 sene boyunca evinden hiç çıkmadan gül yetiştirerek yaşayan ve dışarıdaki dünyanın hızlı dönüşümüne, köklü medeniyetin kayboluşuna kendince tepki veren derviş niteliğinde bir ihtiyar adam. Diğer tarafta modern hayatın akışına kapılarak nereye savrulduğundan bihaber olan, çarpık ilişkileriyle partilerden partilere katılarak eğlencenin ve hazzın zirvesine koşan ve fakat bir o kadar kasvetli ve melankolik bir hayat yaşayan genç kadın Sitare.
Yazarımız kitabın bir karakteriyle; köklerine sıkı sıkıya bağlı, ait olduğu medeniyetin izlerini taze tutmaya gayret eden, sosyolojik ve dini anlamda muhafazakar bir profili aktarmış. Diğer bir karakter ile de modern çağa, çağın müspet ya da menfi fark etmeksizin tüm etkilerine açık olan toplumuna ve bulunduğu kültüre yabancılaşmış ve böylece kendi iç dünyasında da türlü çıkmazları olup bunalımlar yaşayan bir profile hayat vermiş. İki ayrı hikayeden hareketle okuyucusuna sosyolojik bir kıyaslama olanağı tanıyan yazar kendi fikir dünyasını da zekice tasarladığı bir kurguyla okuyucusuna sunmuş. Beğendim, tavsiye ederim.