Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Edward.Who
Edward.Who
@EdwardWho
Çevirmen
16 Haziran
105 okur puanı
Mart 2017 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Uzun zamandır bir şeyler yazmadım siteye ama bu kitabın Türk öykücülüğünde kalıcı bir yeri olmalı. Cidden yahu o kadar efsanevi fikirler var ki, belki ben hikâye vs okumuyorum çok ondan, ama gerçekten gülmekten öldüm bazı yerlerde. Çok güzel bir kitap, bir oturuşta bitirirsiniz, öyle gezerken, seyahattetken filan okumayın bence. Bazı derin yerleri de var oturup vaaaay be diyebileceğiniz. Herkese iyi okumalar ^^
·
Puan vermedi
CNR Expo'da Gerekli Şeyler standına gittiğimde, yani 18 mart gibi, oradaki görevliler 10 gün içinde 2.manganın basılacağını söylemişlerdi. Yani ikinci kitabın gelmesi yakındır ^^ Tamamen koleksiyonerlik aşkıyla aldığım manganın bu cildinde bir şok yaşadım. İlk 3-4 sayfa renkliydi @_@ süper bir şey gerçekten. Çoğu kişi Sui Ishida gittikçe çizimlerini karalama yaptı vs diyor ama saçmalık yani bence iyice sanat eserine dönüşüyor her bir çizim. Bu cilt gerçekten güzel veee anime izleyenler lütfen bir bağlantı kurmaya çok çalışmasın, mangayı okuyunca her şey bağlanıyor, neden animeye geçtim? Çünkü 14 nisan da animesi çıkıyor Tokyo Ghoul:re'nin. Ingilizceye ya da türkçeye ne zaman çevrilir bilinmez ama her zaman manga okumak bana göre daha avantajlı ve eğlenceli. Iyi okumalar ^^ (bu cildi bana hediye eden hilalimoya teşekkürlerimi sunuyorum...)
Elim ayağım kanatlarım kırıldı. Üzerinde durulan gereksiz cinsellik dışında tek minnnak bir göze çarpıcı şey yoktu, süperdi. Norwegian wood dan daha da harika. Gerçekten Murakami'yi tanımak isteyenler bu kitaptan başlayabilir. Böyle bir kitaba yorum yapacak haddi kendimde görmüyorum. Galiba popüler kültürün abarttığı yerlere göklere sığdıramadığı yazarlar dizisinde yerini en çok hakeden kişi.
Okur Takip Önerileri
Ya kalbim yerinden çıkıyordu! Ne yapmışsın, ne güzel bir eser koymuşsun ortaya be abi. Hakikaten yahu kumar ne bilmem ama içim acıdı her yapılan hamlede, dur dedim yapma Aleksiiii yapma. Kimse dinlemedi, Dostoyevski hiiiiiç dinlemedi. Geç vakitte bitirmiş olmasam sonunda ağlardım hem de acayip ağlardım ama yorgundum ne yazıkki. Bir de tadını çıkara çıkara okuyamadım yahu, kalbim küt küt ata ata o otelden, bu otele; Almanya'dan Paris'e; General'den Matmazellere koşturdum. Yine karakter iç dünyası betimlemelerine bayıldım yine öldüm bittim ben. Çok seviyorum bu adamı ondan belki de... Bence Dostoyevski okumak isteyenler ilk bu kitaptan rahaaatça başlayabilirler. İyi okumalar ×_×
Evveeeet, uzuuuun çoooook uzun bir aradan sonra okuduğum ilk güncel romandı. Neden okumayı bıraktığımı anladım çünkü hem başlayınca bırakamıyorum hem de edebî/ ilmî açıdan bir klasik kadar getirileri gerçekten yok. Ve bazı türleri sadece boş vakit kaybı, ki birçok yaşıtım cinsellik, sapıklık ve yozlaşmış düşüncelerle dolu kitapları okuyor, ben de okudum ne yazıkki. Sanki kurtuluş yok hayatı boş eğlenmek için gelinen bir yer olarak gören insanlardan. Ama cidden... Kitap harikaydı! Öldüm, bittim. Hiçbir pişmanlığım yok 2018'in ilk kitabı bu kitap olduğu için. Ne cinsellik var ne ergenlik ne klişeler... Tadına varamadım ve okuma süresi çok kısa sürdü. Pür-ü pak bir kitap. Gerilim kitabı deniliyor ama belki de nöbetçiyken okuduğum için gerilimi kaçtı. Sıkılmadım, betimlemelerden bunalmadım. Kafam dağılsın, ama okuduğum kitabın tadı şöööyle damağımda kalsın diyorsanız nacizane fikrim bu kitabı da okunacaklar listesine eklemeniz. Gereksiz bir kitap değil, hani bence kafa bile karıştırıyor düşündürüyor bir yerde. Sadece Malorie nin iç sesleri biraz beni yordu, hani o kadar iç sese gerek yoktu, o gerilimi almadım içindeki karmaşayı okurken. Ben sevdim, umarım bu kitabı sevenler artar. Herkese iyi ve faydalı okumalar ^^
Bu kitabın bana kattığı iki şey var: Birincisi aradığım o vahşi duyguyu buldum. Ve ikincisi de artık denizden, babalardan; özellikle size yakın davranan, sizi dövmeyen, köpek yavrusu gibi gülen babalardan, 14 yaşına girmek üzere olan çocuklardan ve çaydan; en çok da çaydan korkuyorum.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tokyo gul serisini yaklaşık 4 ay önce internetten zaten bitirmiştim. Ama bu kitabı birde türkçe haliyle okumak inanılmaz bir tecrübeydi. Insanlar resimdir diyor, çizimdir diyor. Nasıl heyecanlanabilirsin ki, gibisinden sorular soruyorlar. Böyle davranan insanlara önerebileceğim bir numaralı çizgi roman/manga Tokyo Gûl'dür herhalde. Gerçekten kalbiniz yerinden çıkacak gibi oluyor,ne olacağını kestiremiyorsunuz. Ikıncı kez okumama rağmen o adrenalin bir an olsun beni bırakmadı. Olaylar karışık bitiyor ve ne çıkacağını sui işidayı tanımayanlar gerçekten kestiremez. Olay örgüsü harika ve bence hem mangaka hem yazar okuyucularinin bu mangadan ne beklediğini biliyor. Aslında beklediğimiz tek şeye galiba "şaşırtıcı şeyler " genellemesini yapabilirim. Insan yiyen bir yaratikken insanlara hala sevgi göstermeye çalışan yüce gönüllü insan Ken Kaneki'ye selam olsun...(ciddiye almayın lütfen ._.)
(Biraz spoiler içerir)
Yani insanı insandan iğrendiren bir kitap ve inanıyorum ki kitaptaki herşeyin gerçekleşme ihtimali var. İnsanlar önce Mars'ı keşfetti, ama Marslılar neler olacağını sezdi, bizi öldürdüler, öldürdüler, öldürdüler. Ama biz de önce Mars'ı bitirdik, son Marslıyı ellerimizle öldürdük belki de,sonra ne mi oldu? Dünyayı da bitirdik,insanlık her manada yok oldu, bir avuç insan kaldı koca evrende. Onlar neslimizi Mars'ta devam ettirecek, pardon artık onlar Marslıların neslini devam ettirecek. Biz insanlar herşeyimizi bencilliğimizle yok ettik... okunması gereken,bana kalsa meb müfredatına koyacağım bir kitap,keyifli okumalar ^^
Haruki murakamidem bahsedildiğini sıklıkla duydum,japon olduğu için bir hayranlik bile duymaya başladım daha okumadan. Ama galiba o hayranlığı beslemek için okumam gereken bir kitap değildi. Yani bu hikayelerden o kadar çok varki,keşke bunu murakamiden işte şimdi etkilenecegim düşüncesiyle okumasaydım, hata bende biliyorum, ama hayal kırıklığına uğradım işte. Olay kendi için de çok güzel, olay akıyor gidiyor,başından ne olacak ne olacak diye kalkamiyorsuniz ama ben tahmin ettiydim ne olacağını biraz,belli gibiydi. Ama sonunu daha aksiyonlu beklerdim (erotizm aksiyonu değil.-_-). O da murakamiye özgü herhalde,önümde bir 8 kitabı daha var,umarım onlarda aradığımı bulurum. Keyifli okumalar ^^
Okuduğum 2. Arka Kapak sayısı. Okumak istediğim birçok yazarın kitabıyla karşılaştım. Özellikle yukio mişima'ya ayrılan bölümü herkese öneririm. Japonlar bana hep garip gelmişti, hala geliyor ve onlara olan ilgimi mangadan öteye Haruki Murakami'yle geçiriyorum şuan. Bir hayli merak ettiğim Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu'nu okuyorum yavaş yavaş. Birkaç kitabı daha indirdim,daha sonrasında Yukio Mişima'nın 4 lü serisine başlayacağım inşallah. He Arka Kapak diyordum. Bende "Kitabı okumayan ama filmden ötürü Tolkien'e hayran olan giller"denim. Neden? Gözümü korkuttular,ama galiba şimdi hazırım, hele bir japon edebiyatını biraz okuyayım,tüm filmlerini izlediğim hobbit'i ve yüzüklerin efendisi serisini okuyacağım. Okul açılacak, aslında ingilizce eserler okumaya devam etmem gerek ama işte, okuk açılsın bakarız...umarım. Bu sayı beni etkiledi,sırça fanus'a da en yakın zamanda başlayacağım. Ne çok kitap ve ne kadar az zaman...
Ajin'le beraber ilk mangamdı. Ilk manga deneyimimi hazırlık sınıfında yaşamıştım ve bir daha bırakmadım, bırakamadım. Kendime tam olarak otaku(manga anime hayrani,aşırı hayranı) diyemem henüz, o safhaya gelmek için (her ne kadar yüzlerce manga okusam da) psikolojik olarak da kendinizi bu dünyaya hazır etmeniz gerekiyor, ama benim için bu olaykar hayal ürününden başka birşey değil. Dediğim gibi ilk mangam Tokyo Gûl oldu. Animesi olan(2 sezon ama animesinin mangayla alakası yok) türkçe serisi bitmiş olan ve :re serisini heyecanla bekledigim bir manga. Konu olağanüstü tabii ki,insan yiyen insan görünümlü yaratıklar. Ancak insan eti haric sadece kahve içebiliyorlar, bende bir gûl olabilirim,damak zevkimiz uyuşuyor sani ^^. Yani manga olarak bir şaheser sui ishida her gün kendini gelistirdi ve manga şuan hala en çok okunanlar listesinde. :re serisi şuan internette ingilizce olarak devam ediyor,139 bölümü yaklaşık her bölüm 20 sayfa olacak şekilde mangafox,mangarock,batato gibi sitelerde ve uygulamalarda mevcut. Birkaç ay sonra da (inşallah tüyap kitap fuarında) :re serisi çıkacak. Tür olarak TG ye benzemeye çalışmış birçok manga var mangaka var ama ne ishida nın ne de TG'nin tırnağı olabilirler. Şiddetle öneriyorum tüm kitap severlere >3<
Fatih Yağcı'yı sözler köşkünden tanıyorum biraz. Biraz da "Seviyorsan Git Konuş Bence" kitabından. Ikı kitap arasında farklar çok ama vermek istenen mesaj aynı. Hayatta umutsuzluğa düştüğümüz onlarca belkide yüzlerce an oluyor. Benim gibi insanlar baştan pes ediyor ve hayatın kendisine getireceği yeniliklere göz yumuyor. Ama bazıları da hani going with the flow derler ya,onun gibi akışına bırakıp hayatın onlara ne getireceğini heyecanla bekliyor. Bu kitap hayatta hasbelkader güzelliklerin olabileceğini gösteriyor, neyin ne zaman olacağı belli olmaz,şimdiden gözümüzü (benim gibi yaşı daha genç olan insanlar için) kapatıp karşılaşacağımız güzellikleri veya kötülükleri engellemeye çalışırsak bir yere varamayız. Bu kitap bana ders oldu,dünyada en çok sevdiğim insanın,dostumun önerisiyle(kendisinden özendim biraz ^^') okudum bu kitabı ve kendime birçok ders çıkardım,kısacası yol gösteren ama her şeyin tevafuklarla olduğunu gözler önüne seren bir kitap.
Bazı arkadaşlarım da dahil, birçok okuyucu gibi bu kitabı Adam Fawer'a yakıştıramayanlar var. Ama ben böyle düşünmüyorum, çünkü olasılıksız 'ı okumaya fırsatım olmadı. İlk bu kitapla tanıştım onunla ve kendisi de kitap için üstüne basa basa "çocuklar için bir hikaye yazmak istedim" diyor. E bende çocuk ruhlunun(acaba..?) teki olarak okuyorum ve gerçekten beğeniyorum. Oz hikayesini kulaktan dolma bir şekilde biliyordum ama bu kitabı heyecanla okudum ve benim Oz hikayem Adam amcaninkidir. Biraz ürkütücü yerleri vardı, hani ben bile garipsedim ama sevdim kitabı, yani belki Olasılıksız 'ı okusam fikrim değişir ama bence afişlerinin istanbul'un birçok yerine asıldığı bu kitap okunmayı hakediyor. Iyi okumalar ^_^
Muhteşem Gatsby'e biraz kulak misafirliğiyle(leo abimiz filminde oynuyormuş),biraz instagram önyargısıyla(herkes abartıldığını söylüyordu) tanıştım. Önce kitaplıkta beklettim,okumam sıkıcıdır dedim, sonra başladım ama hani giriş bölümü beni biraz bunalttı ama sonrasında... yahu bir insan bir kadın için nelere katlanır abicim? Ne yapıyorsun? O kadar cool gözük, hiçbir zaman ser verip sır verme ama sonra bu hallere düş. Birde evli kadın,gerçi kocasından dolayı evliliği düşürebiliriz ama yani üzüldüm bu kitapta. Baya ağladım, ben zaten her duygusal şeye ağlıyorum ama bu kitaba öyle böyle ağlamadım. Yazık oldu,keşke aşık olmayaydın,bu hallere duşmeyeydin ama biraz...geç sanki değil mi?
Bu kitabı okuduğumda nedense daha farklı şeylerle karşılaşacağımı düşünüyordum ama hiç de öyle olmadı. Yani garip bir kitap, filmini felan da izleyince onu besleyen bir konusu olacak diyorsunuz ama ben aradığımı pek bulamadım. Ama bunun haricinde çocuklar için yazılmış olmasına rağmen büyüklere mesaj veren birçok kısmı vardı. Keşke Alice gibi aklım bir karış havada olsa...
