Kur'an-I Kerim, akılları kainatin yaratılış ve idare edilisi hususuna çekmeye calismaktadir. Kevni ayetlere bakmaya ve onlar üzerinde düsünmeye sevk etmektedir. Akılları gaflet uykusundan uyandirmaya calismaktadir. Göklerin ve yerin
melekûtu ve sair isaretler üzerinde düsünmeye sevk etmektedir. Kul Rabbini bilsin, yaraticisini tanisin ve ibadete yegâne müstehak olanin O oldugunu bilsin diye bunu cesitli usluplarla tekrar tekrar ifade etmistir.
Nefsini sen hakk ile meşgul etmezsen o seni batılla meşgul eder ,gerçek insan odur ki bütün dünyayı su bassa veya ateşe yansa yine Zikrullahı elinden ve dilinden bırakmaz , insan ne söyler ne yaparsa Allah için yapmalı .
Ama aşk bir cenin gibi bedenin karanlıklarında acıyla dönüp durmaktan kurtulduğu, nefes ve dudak aracılığıyla kendini zikir ve itiraf edebildiği zaman gerçek aşktır .
İnsanın maddi hayatında yolunu bulabilmesi için bunca tedbirler almış ve imkanlar yaratmış olan bir Yaradan,insanı manevi alanda rehbersiz bırakacak kadar ilgisiz kalabilir mi?
Onun kişiliği aslında bir değil bir çok delilin toplamıdır .Cahil biri bu delilleri göremiyorsa görmesin ama ilim akıl ve mantık sahibi kimseler bu delilleri görür görmez bunların ancak bir peygamberin şanına layık olduğuna canı gönülden inanmışlardır.
Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?