Galiba ikinci okuyuşum 2001 de üniversitenin ilk zamanlarıydı, (İlki yine pederin kitaplığına dadandığımız erken yıllar:). Yanlış hatırlamıyorsam bir Annenin, annelik vasfının haricinde insanlığını keşfetmesi vardı, onca yoksulluk, yokluk, şiddet ve tüm olumsuzluklara rağmen. Bir Çukurovalı olarak Çukurova'nın bir köyünde geçiyormuşçasına hayallerle okumuştum. Belki benzeri şeyleri hayatımda mecburen deneyimlemem kitaba ısındırmıştı beni. Evlat ve anne ilişkisini işleyiş tarzında ki gerçekçi yaklaşım dramatikte olsa güzel bir tat bırakıyordu dimağda. Rusya ve Devrim den ziyade dünyanın her yerinde köylüde, işçide eziliyordu her daim. Bu gerçeği anlatıyordu ideolojiden pek çakmayan o zaman ki zihnimize, belki de anlatmayı değil çakmayı hedefliyordu yazar, sonradan anlattıklarında ki ihtişama bakılınca. Çok sayfalı olmayan, okuması rahat bir kitaptır.