dünya soğur, akşam serinlerken,
benim sensiz sevinecek bir şeyim yok.
kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim,
ve işte en gümüş cümlem:
içimi açtım sana.
içini açmak için.
"Son zamanlardaki uykusuz geceleri aklına geldi, ancak hemencecik bütün bir halkın uykusuzluk çekmesiyle tek bir kişinin uykusuzluğunun bambaşka şeyler olduğunu anladı."
•——•
"Sahi bre Ali, yaşamamız, ölmekten bu kadar korktuğumuz, yaşamak ne işe yarıyor? Uğruna bu kadar alçaldığımız, zulmettiğimiz haram yediğimiz, insan öldürdüğümüz yaşamak ne işe yarıyor?"
•——•
—••—
Hüseyin bütün gece beni yatıştıran şeyler söyledi.
Sabaha kadar uzun uzun konuştuk. Durup durup Nâzım Hikmet’in,
‘Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar’ şiirini okuyordu.
...
—“—
Ben sevebiliyorum bazen
Herşeyi
İnsanlar, insanları
Şimşeklerin altında okuyan
Düşünen insanları
Mumları üfleyenleri
Yeşil gözlülerin
Sırlarını da
Acılarıyla seviyorum
Ben belki başkayım
Ya siz, sizler?
—“—
—“—
“ Koşmak zorunda değilsin, düşersen kalkmak zorunda değilsin.
Düştüysen bir süre çayır çimenin tadını çıkar.
Sana sürekli koşmanı söylüyorlar. Yarışmanı, birilerini arkada bırakmanı,
ipi önce göğüslemeni bekliyorlar. Hep daha hızlı koşmanı istiyorlar.
Bense sadece annenin çocukluğunda söylediği bir sözü hatırlatacağım: Koşma, düşersin!”
—“—
...
de ki durgun sularda eprimesin sesin
de ki mutlaka geçelim, mutlak olanın esaretinden
bilinsin isterim, dilimizde gevelediğimiz şarkı akşama varmıyor
...