Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Cansu Altprmk
Cansu Altprmk
@YCansuAltprmk
Kitapların kokusunu seviyorum.Yeni bir kitap açtığımda hiç görmediğim bir yer, tanışmadığım bir dostun kokusu gibi kokuyor.
Lisans
İzmir
179 okur puanı
Ekim 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Zor Dönemlerin; İncelemesi
Merhaba
Bir önce ki incelemem olan Bronz Atlı serisinin ikinci kitabı, Tatyana ve Alexander ile karşınızdayım…
Komün hayatı ve komünizmi iliklerime kadar hissederek ayrılmıştım ilk kitaptan, savaşın soğuk yüzü aklıma kazınmış, Bronz Atlı adeta geceleri beni de kovalamıştı zihnimin sokaklarında…
Büyük riskti idealleri olan insanlar olabilmek,
790 Kelimelik İncelememin Her Hecesini Hak Eden Kitap
Merhaba
Karşınızda Komünizm…
İşin aslı bu kavram üzerinde sayısız yorum ve fikir görüşü bulunmakta, kısa ve tarafsızca özetlenebilir ki; ortak mülkiyete ve servetin gereksinime göre dağıtılmasına dayalı toplumsal ve siyasal düzendir komünizm.
Kimi için eşitlik, kimi için özgürlük.
Yeteneğine ve ihtiyacına göre yaşayan sınıfsız toplum.
Belki en
Bu Tarihi Şöleni Kaçırmayın
Uzun sürenin ardından bomba gibi bir inceleme ile karşınızdayım. Benim için tarihi vurguları ve karmaşasıyla çok etkileyici bir kitap oldu Fatıma"nın Eli.
Gelin şimdi hep beraber bir göz atalım;
Müslüman ve Hristiyan toplumlarının çatışmasını, yıllarca baskılara maruz kalmış Endülüslü Müslümanları buluyoruz karşımızda, İspanyanın bir dönem
Okur Takip Önerileri
Sanırım hiçbir yazar ZWEIG' in insana hissettirdiklerini, katmayı bu denli becerememiştir.
Düşünmeyi, kendi içine dönmeyi, toplumu görmeyi, insana ait binbir türlü duygu ve durumu anlamayı bu derece sağlamamıştır.
İnsanın iç dünyasının sadece siyah ve beyazlardan oluşmadığını gösteren, grinin hakim olduğu çalkantılı yönlerinde bulunabileceğini anlatan bir eser daha.
Ne desem bilemiyorum tüm duyguları böylesi az satırlara sığdırabilen mükemmel bir yazar Zweig. Her seferinde hayran kalmamak elde değil.
Akademik eğitimini, babasının istediği bir bölümde okumak zorunda olan bir genç. Ve küçük bir kasabadan büyük şehire, üniversiteye gelmesiyle içinde bu güne kadar farketmediği duygularla coşan, kendini özgürlük denen ateşin içinde yakmaya başlayan Roland' ın hikayesi Karmaşık Duygular.
Hepimizin özgürlüğü tam bir yetkiyle tatmaya başladığında bocalamalar yaşadığını, bu duyguyu ve boşluğu büyük bir açlıkla doldurmaya çalıştığını düşünüyorum. Birkez bile olsa bu duyguyu tatmıştır her bir insan.
Kahramanımız da dönüşü olmaz sarhoşlukların içinde ilerlerken hiç beklemediği bir anda hayatının kontrolünü tekrar eline almaya, hayatı ve kendini tekrar anlama ve şekillendirme yoluna girmeye başlar. Bastırılmış duyguların faydasız etkilerinden kurtulurken hiç yaşamadığı yeni deneyimlere kucak açmaktadır.
Gelin bundan sonrasını insanı içine çeken anlatımıyla, sorgulayan ve kendini düşündüren yönleriyle kaleme alan Zweig' e bırakalım ve bu kısa ama anlamlı eseri okuyalım.
İlgisini çeken her okuyuca iyi okumalar dilerim.
Hayatın gerçeklerini hayallerle harmanlayan mükemmel bir distopya serisiydi
Bir kitabı okurken bir karaktere çok bağlandığınızı sonradan farkettiğiniz oldu mu hiç? Peki onu gerçekten hissedip, anlayıp, bir karakter olmaktan öteye geçirdiniz mi? Birlikte yaşadığım bir kişiden ayrılmış gibiyim. Seriye ikinci kitapta katılan "Cole" bende yerin hep ayrı olacak.
İnsanın zarar vermeye korktuğu için sevgisini sert bir duvarın arkasında tutmaya çabalaması ne acı.
En yaraladığımızın en sevdiğimiz kişi olduğunu, benimle aynı hisleri paylaşan kişiler anlayacaktır.
....
Yönetimin bir ülke üzerinde ki etkilerini ucu açık şekillerde okuyucuya bıraktığı için ve bunu yaparken size çok farklı bir bilim kurgu gibi hikaye sunduğu için, gerçekleri yargılarken hayalleri genişlettiği için distopya kitaplarını çok seviyorum. Bu mükemmel seri de okunmayı hak edecek türdeydi. Kendine bağlayan bir hikaye, bazen güldüren, bazen hüzünlendiren ama en çokta aksiyon dolu seriyi gönül rahatlığıyla okurlara tavsiye ediyorum..
...
Kaçıp kovalamaca da sona gelinmiştir. Ruby artık yeteneğine daha hakim ve sevdiklerini kurtarmaya bir o kadar kararlıdır. Zaman zaman iki arkadaş grubunun arasında kalsa da dengede durmayı başaracaktır.
Seriyi takip edenler için mükemmel bir final hikayesi sizlerle.
Çok fazla ip ucu vermeden iyi okumalar diliyorum.
--Serinin İkinci kitabı--
İstemediğiniz bir yerde yaşamaya mecbur bırakılmanın acısı zamanla hafifleyebilir mi?
Sanırım bu yeni edinilen arkadaşlıklarla mümkün, insan özlediği günlerin acısını bu sayede daha az hissedebilir.
Ruby'nin kalbi geri de bıraktığı dostları için yansa da o artık bir ekibin lideridir. Korumak zorunda olduğu arkadaşları ve dahası çocuk birliğinde ki tüm Psi çocukları tehlike altındadır..
Öfke dolu, Mavi Vida.
Çok konuşkan, ilgili ve bir o kadar da ürkek, Sarı Jude
Denek olarak kullanılmış ve içine kapanmış, Yeşil Nico
Yeni karakterlerle yaşanan serüvene geçmişin izleri düşmektedir. Ruby geçmiş ve gelecek arasında dönüşmeye başladığı kişiyi bir canavar gibi görmekte, kendini kabul edememektedir.
Yeni bir kamp, yeni tehlikeler ve çok büyük bir görevde Turuncu Lideri takip etmeye devam edin.
NOT: Macera hızla devam ederken kitabın ortalarında biraz durağanlaştı anlatım. Hatta yaşanan kaçma, kovalamaca konusunda kısır bir döngüye girilmiş gibi hissettim. Anlatımda Ruby'nin iç sesine fazla yer verdiği için biraz sıkıcı bulabilirsiniz. Ama sonlara yaklaştıkça kitap hakkını fazlasıyla verdi. Adrenalini fazlasıyla yaşattı.
İyi okumalar.
Nelerden Vazgeçiyoruz
1. BÖLÜM
--GÜNDEN GÜNE--
Karanlık Zihinler kitabından sonra okumanız gereken dördüncü kitapta ki ilk bölüm oluyor Günden Güne. 119 Sayfalık bu bölümden sonra ikinci kitaba başlıyorsunuz.
Kulağa biraz karmaşık gelsede okuyucu için dikkat çekici bir farklılık.
Bölüm kahramanlarımızdan Suzume'nin ( Zu ) kaçak çocuk kampı ve arkadaşlarından
Distopya - Bilim Kurgu
Önce sinemaya uyarlanmış haline denk geldiğim kitabın etkileyici bir seri ve beyaz perdeye uygulanandan çok daha fazlası olduğunu düşünerek aldım.
Yanılmamıştım.
Çocuk ölümlerinin yaşandığı ve bu ölümlerden sağ kalan çocukların özel yeteneklere sahip olduklarının anlaşılmasıyla, devletin kamplar kurarak bu çocukları otorite altına aldıkları, iyileştirme çalışmaları bahanesiyle onları deneylere tabi tuttukları etkileyici bir eser.
Yeşiller- Olağanüstü zeki
Maviler- Telekinezi sahibi
Sarılar- Elektrik gücüne sahip
Kırmızılar- Ateş üreten
Turuncular- Zihin yöneten
Onları kullanmak ve yok etmek isteyen devlet Başkanı, Başkanı indirmek için kurulan çocuk birliği ve tüm dertleri ailelerine kavuşup ölüm korkusu yaşamadan onlara ulaşmak olanların bulmaya çalıştığı, kaçak çocuk isimli kişinin yönettiği kamp arasında mükemmel bir dostluğa ve maceraya şahit olacaksınız.
Ruby, Liam, Charles ve Suzume'nin sürükleyici hikayesi bu tür kitapları okumayı sevenler için kaçırılmaz bir seri.. Distopya okuyucularının çok iyi bildiği sistemlerin yargılanışlarını bu kitapta da iliklerinize kadar hissedeceksiniz.
Dört kitaptan oluşan hikayenin kalan üç kitabını bölümler şeklinde okuyarak ilerlememiz gerektiği hakkında bilgi vermiş yazar. Okuyacak olanların daha anlamlı bir bütünlük sağlamaları için bu şekilde okumalarını tavsiye ederim. Bundan sonrasını kitaplar arasında ki sıralamaya göre okudukça değerlendireceğim.
İlgilenen herkese iyi okumalar.
Bazen Anlatılamaz, Yaşanmalıdır.
Hepimiz yaşamışızdır.
Okuduğumuz kitaplar da bazı cümleler kendimizi anımsatır.
İlk kez yaşadığım ise bir kitapta çoğunlukla kendimi okumak oldu.
Raif Efendinin o çekingen, içe dönük yüzüydüm ben.
Maria'nın kendinden kaçan, insanlara inançsız karakteriydim.
Okudukça şimdiler de eskisi kadar acıtmayan geçmişimi izledim.
Okudukça kendimi buldum.
...
İnsanlar hakkında hüküm vermek öyle basit ki..Neden ve niçinleri olduğunu bile düşünmeden yargılamayı o kadar çok yapıyoruz ki.
Raif efendi de hakkında hükümler verilmiş, kimsenin görmek için çabalamadığı, sessiz benliğinde bir ruhunun olduğu düşünülmeyen karakterimiz.
Okurken insan ilişkilerimizi sorgulatan başlangıca sahip olan eser, okudukça etkileyici bir hayat hikayesiyle birleşiyor.
Narin ruhlara sahip olan Raif ve Marianın yaşadıkları sizi uzun süre etkileyecektir.
Sevmenin bu kadar mı saf ve temiz olabileceğini gösterecektir eminim.
Son satırlarını içime işleyen bir acıyla bitirdiğim kitabı, hemen her duyguyu okuyucuya yaşatmasından ötürü, geniş bir kitleye hitap edeceğinden şüphem yok. Bu sebepledir ki hala okumayanlar varsa şiddetle tavsiye ediyorum.
...
İncelemelerle fikir sahibi olamazsınız, Kürk Mantolu Madonna'yı yaşamanız gerek...
Hayal kırıklığı
Ne yaptın Bayan Freeman?
Yazarın büyük bir takipçisi olarak kitaplarını sorgulamadan alırım öyle ki kitaplığımda şu an okunmayı bekleyen başka bir kitabı da mevcut ancak buna uzun süre cesaret edebileceğimi sanmıyorum...
Her zaman ele aldığı dönemi ya da konuları mükemmel bir kurguyla hikayeler oluşturan o yazar duraklama dönemine girmiş sanki. Benim gibi tüm kitaplarını özellikle yazdığı yıllara göre okumuş olan kişiler ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaklardır.
Kısa bir konuya göz attığımda Sovyetler Birliğinin gölgesinde büyüyen üç kuzenin hayatını dönemin şartlarını anlatmak için çizdiği bir hikaye sanmıştım ama değildi.
Natalia, Lena ve Sofi'nin çocukluklarından ele alınan hayatları tarihi dokulardan yoksun adeta konusu uzatılmaya çalışılmış bir pembe dizi tadındaydı.
Öyle ki üç kuzenin büyüyüp yetişkin olduklarında sürekli kavgaları, hayatlarında ki olumsuzlukları ile sezon finali yapıp yapıp ardından benzer acıları tekrar yaşatan ve finaline çok zor ulaştığım 694 sayfalık senaryo okumuş gibiyim.
Hayali bir film yıldızı olmak olan Natalia, duygusal tutarsızlıklar yaşayan kardeşi Lena ve tasarımcı olmak için çabalayan kuzenleri Sofi..
Belki bu tür kitapları fazla okumamış olanlar için cazip bir seçenek olabilir ama önce ki kitaplarında ki başarısı düşünülünce ben hayal kırıklığına uğradım.
Kitapları yarım bırakmayı sevmiyor olmanın verdiği çabayla bitirdim.
Yazarın daha önce ki kitaplarını fazlasıyla tavsiye ediyorum ama söz konusu bu kitap olunca okuyabiliceğinizden eminseniz almanızı tavsiye ederim. Beklentiniz fazla olmasın.
Merak etme, sen göremesende milyonlara ulaşan bir yazar oldun küçük kız
Hayalleri olan gencecik bir kalemin tuttuğu günlük bizi korkularına, yalnızlığına, yaşadığı esarete davet eden, kimi zaman güldürüp çoğu zaman düşündüren koca yürekli Anne Frank..
Savaşın Hollanda'da şartları zorlamaya başlamasıyla Anne'nin Arka Ev diye adlandırdığı iş yerinin, gizli bölmeyle ayrılan kısmında saklanarak yaşamlarına devam
Bir kitap size tutkuyu hissettirebilir mi? Eğer bu yazar Zweig ise evet hissettirir.
Anlatımı mükemmel olan kısa ama çarpıcı bir kitabı daha yazarın.
Yasak olanı sevmenin acısını, arada ki perdeyi kaldıramamanın yakıcılığını adeta hissediyorsunuz.
Her ne kadar yasak bir aşkın konusu bana pek hitap etmese de aralarına savaşın girdiği iki insanın ayrılan hayatlarını tam dokuz yıl sonra karşı karşıya getirmenin yarattığı haz okumaya değerdi.
Bana bir önce ki okumuş olduğum Aşkın metafiziğinde ki tutkulu aşkın, hazzı yaşamasıyla geriye kalan hayal kırıklığı fikrini gösterdi aslında bir yerde.
Kitabın sonu tamamiyle okuyucuya bırakıldığı için herkesin kendince bir yorumlaması bulunacaktır.
Tutkuyla bağlanılıp peşinden gidilen duyguların yitebileceğini, araya giren zamanın insanlar üzerinde ki etkilerinin yansıttıklarını iyi bir biçimde ele alan kitabı okumanızı tavsiye ederim.
İyi okumalar.
Beni ikilemler arasında bırakmış olan kitap hakkında tam olarak ne söylemeliyim bilemiyorum.
Daha önce sert eleştirelerin hedefi olan kitabı okuduğum yayınevinden kaynaklı olarak herkes gibi tanımlayamam.
Aşk hakkında, türümüzün devamı için gerekliliğini, bir yanılsamadan ibaret olduğunu savunan filozofun katıldığım ve katılmadığım birçok yönü bulunmakta. Ele aldığı olgular üzerinde haklı ve haksız yanları herkes tarafından farklı olacaktır.
Edebi eserlerde efsaneleşen o aşkı herkesten farklı görenlerin okumayı seveceği bir kitap olabilir. Peki okumasanız birşey kaybeder misiniz? Cevabım; hayır.
Hiç tanımadığınız insanlara anlamsızca çekildiğiniz oldu mu? O yardım etme dürtüsü, yıllarca tanıyormuşcasına kendini herşeyi yapabilecek kuvvette hissetmek..
İçsel bir çöküntü halinde bulunan insanın hayata devam etmesi ya da farkındalığının artaması için birşeyleri yaşaması gerekiyor sanırım. Kaybolan benliği ateşleyen kimi zaman bir yabancı kimi zaman bir hobi, insanın kendini adayacağı herhangi birşey olması, uyanışı için şart oluyor.
Kendimi, Bayan C. gibi hayattan soyutladığım anlarımı düşünüyorum, adını bile bilmediğin bir insana yardım etmek gibi o çılgınca düşüncenin nasıl geliştiğini sonrasında nasıl saçma bulunduğunu az çok biliyorum.
Kendi içinde çatışma yaşamanın, inanışın ardından yıkılışın, güvenin getirdiği düşüşün çok güzel ele alındığı bir konu, 24 saate ömürlük yetecek tecrübenin hikayesi..
Hayatını mahveden kubarmaz bir gencin hastalık derecesinde ki bağlılığı ve onu iyileştireceğini uman Bayan C.nin kısa hikayesini okumanızı tavsiye ederim.
Zweig gibi bir yazar için beklentilerimin biraz altında olduğunu söylememde gerekir. Evet o anlatış kusursuz şüphesiz fakat Satranç da ki gibi bir kapılışı da yaşamadığımı itiraf etmem gerek..
İyi okumalar..
Boş bir kurgudan oluşan bir kitap olmadığının rahatlıyla başlayabilirim söze.
Tarihi bir araştırma ve emeğe dayalı oluşturulmuş. Başlar da duyguların yeteri kadar yansıtılmadığını düşündüm sonuçta yetim kalan çocukların dramatik yaşamlarını ele alan bir kitaptı bu fakat kitabı asıl değerli kılanın tam da bu olduğunu anladım.
Gerçek olaylardan esinlenilerek oluşturulan kitaba fazla duygusal bir yazım abartı olacaktı.
Yazarın anlatımı tam kararında ve çok başarılı.
Anne babasını kaybeden küçük bir kızın üzerinde deneyler yapılan bir malzemeye dönüşmesiyle başlayan hikayeyi okumanızı tavsiye ederim.
İzinleri olmadan kullanılan bedenlerin yanı sıra döneminin toplumsal baskılarını da başarılı bir şekilde yansıtmıştır. Tarihi içinize çektiğinizi hissedeceksiniz..
İyi okumalar..
