(Biraz ipucu içerebilir.)
Kitabı okuyalı uzun zaman oldu. Ama gerçek anlamda incelemeyi hak eden kitaplar vardır. Ve bu kitaplar siz ne kadar geç kalsanız da peşinizi bırakmazlar. Bu kitap da benim için onlardan biri.
Kitabı okumaya başladığımda her şey çok olağan gidiyordu. Bir adam bir sabah uyanır ve hiç bilmediği bir davadan tutuklanır. Ve kitap boyunca da başkahramanımız K'nın bu davadan kurtulmak için verdiği çabalara şahit oluyoruz. Kitabı okurken hiç olaya farklı bir bakış açısından bakmamıştım. Kafka'yı çok severim ama itiraf etmeliyim ki kitap başta sıradan ve yavan gidiyordu. Ama Kafka sevgisi kitabı bırakmama izin vermiyordu.Bu böyle sürüp gitti.Ta ki son sayfalara kadar...
Baştan beri sıradan bir roman okuduğumu sanan ben sonlara gelince büyük bir dehşete kapıldım. Nasıl diye sordum kendime Nasıl(!) Bir anda Kafka tüm okların ucunu bana çevirmişti sanki. Ben ne yapacağımı bilmez bir halde şaşarak kalmıştım. Kafka'nın gücüne, edebiyatına, anlayışına bir kez daha hayran kaldım. Kafka sıradan bir davaya öyle bir anlam vermişti ki, öyle güzel soyutlaştırmıştı ki kitabı başta yavan bulduğum için kendimden utandım. Ve herşeyi bir anda anladım:
DAVA İNSANLIĞIN DAVASIYMIŞ MEĞER DAVA HEPİMİZİN DAVASI, DAVA KÖTÜLÜKLERİMİZİN, NEFSİMİZİN(!) İRADESİZLİĞİMİZİN DAVASIYMIŞ... !!
Ve aslında bir sabah aniden tutuklanması gereken belki de biziz.
Herkesin okuyabileceği okuyunca kendine göre anlam çıkarabileceği, kendini eleştirip sorgulayacağı, kendi iç hesaplaşmasını yapacağı manidar, etkileyici bir eser.
Herkesin okuması, okutması dileğiyle.