Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Zerrin ören

İnsanların büyük çoğunluğu gerçeklere inanmak yerine, gerçek olmasını arzuladıkları şeylere inanırlar.
Reklam
Bilgelik yaşanılmış olanı anlamakla başlar, ki zaten geçmişi bilmeyen bu günü kavrayamaz. Geçmiş, geleceği içinde saklayan sırlarla dolu bir aynadır. Eğer o aynaya yeterince bakarsan zamanın sırrını da görürsün, hayatın manasını da.
Sayfa 205Kitabı okudu
İnsan, kendi fani kaderini ve yaşamında başına gelen berbat olayları haklı göstermek için, önüne çıkan tüm engellerin ve tüm kötülüklerin kendi dışındaki olaylardan kaynaklandığına inanır. Dünyanın, kendisinin bir yansıması olduğunu aklına bile getirmediğinden ve aynadaki yansımayı değiştirmek için kişinin önce kendisini değiştirmesi gerektiği gerçeğini anlamazdan gelerek olayları, dış koşulları ve diğer insanları suçlar, şikayet eder ve kendini haklı çıkarır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hep aynı olaylarla karşılaşıyorsun, çünkü sende hiçbir şey değişmiyor. Benzer benzeri çeker. Cenneti yaşayan cennete, cehennemi yaşayan cehenneme doğru yol alır.
Kişi, başına gelen durumlara karşı tavrını değiştirdiğinde, başına gelecek olayların doğası da zamanla değişecektir.
Reklam
Yaşamın anlamı, benim ona vermek istediğim anlamdı yalnızca.
Endişe, zihnin bilemeyeceği bir şeyi bilmeye çalışması ya da kontrol edemeyeceği bir şeyi yani geleceği kontrol etmeye çakışması hali
Direnme, bırak gelsin. İzle, geçip gitsin.
Keyif dediğin şey bir bağımlının, yoksunluk çeken sistemine ihtiyaç duyduğu dozu vermesi sonucu hissettiği rahatlıktır.
Reklam
Yaşam, seçimler ve seçimlerinin sonuçlarını deneyimlemektir.
Mesele hiç bir zaman ne yaptığın değildir, nasıl yaptığın, kim olduğundur.
Yaşamında bir şeylerin değişmesini istiyorsan, öncelikle şikayet etmekten vazgeçeceksin. Şikayet insanın başvurduğu en alçaltıcı yöntemlerden biri.
Acıma tatlı bir duygudur, çünkü kendimizi acı çeken kimsenin yerine koymakla yine de onun gibi acı çekmiyor oluşumuzun sevincini duyarız.
İnsan gibi geçici bir varlığın her zaman o kadar ender olarak gelen uzaktaki bir geleceğe bakması ve üzerinde bulunduğu şimdiki zamanı önemsememesi ne delilik!
Reklam
Bu bayağı bilgiçler hoş görülen kuralsızlıkla özgürlüğü, mutlu edilen çocukla şımartılan çocuğu karıştırıyorlarsa, onlara bunları ayırmalarını öğretelim.
Ona göre insan ruhunun en az tahammül edebildiği şey, -belki daha ötesi olmadığı, kendimize mühlet vermeden yaşamaya mecbur olduğumuz için olacak- saadettir.
Sayfa 169Kitabı okudu
Üstad Necip Fazıl şöyle der:“İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkulur.”
“Şefkat, bazen nasıl da ona en çok gereksinim duyanları paramparça ediyor.”
“Yaralarımızı sessizce görenler, sabırla paylaşmamızı bekleyecek kadar incinmemizden sakınanlar değil miydi gerçek sevenlerimiz?”
Sayfa 563Kitabı okudu
“Öfke, daima adresi kolayca değişebilen, manipüle edilebilen bir duygudur.”
Sayfa 519Kitabı okudu
Reklam
Çünkü insan katman katmandı ve kendinden soyunmadan, önyargılarını kurban etmeden öze inmek belki de imkansızdı.
Sayfa 439Kitabı okudu
“İlkellik ehlileştirilmemiş ihtiyaçlarımızın bizleri ele geçirmesiyle başlayan, hissettiğimiz eksikliği diğerlerinin fazlalığında bulan, kıyaslarla yargılayan, şekille sınırlar koyan bir haldi”
Sayfa 248Kitabı okudu
“Bizleri hayrete düşürecek şeyler sunmazsak zihnimize, yaşamayı unuturuz.”
Sayfa 123Kitabı okudu
“Düşündüklerini söylemeye alışık olmayınca düşünmeyi de unutuyor insan.”
“Olmak istediği kişiyi bilen biri daima özünü hatırlardı.”