Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kötülük bilgisizlikten gelmez!
‘’ istenen, amaç olduğuna göre; enine boyuna düşünülen ve tercih edilenler ise amaca götürenler olduğuna göre, bunlarla ilgili eylemler tercihe bağlı ve isteyerek yapılan eylemler olsa gerek. Etkinlikleri de bunlarla ilgili. Demek ki erdem de, aynı şekilde kötülük de elimizdedir.’’ (Nikomakhos’a Etik, 1113b 5)
Demişler ki yilanmis basit bahar kumanli çıngıraklı yılan seniiii erdem kumanli çapkın kocan sana bir ömür boyu sadık kalamaz ikinizden nefret ediyorum hakkimin zerresini helal etmem sizlere yolunda olurum hakkimi kimseye helal etmiyorum iki basit yılan erdem bahar birbirlerini tamamlamış Allah mutlu etsin sizleri sizin gibi değilim ben fesatlık edeyim sakın beni afetmee kendin için çünkü ben bu hayatı bu dünyayi hiçbir zaman afetmeyecegim sen ne duaunursen düşün senin için yaşamıyorum ben hayatımı yaptıklarından şimdiye kadar pişman olmadım olmamdaaaa bak ikiyüzlü yüzüne yüzüne söylüyorum benden uzak Allah a yakın olsun kotulugumu isteyenler 😈
Reklam
Günümüz müslümanı ise Kur'ân'ı anlamaya çok daha fazla muhtaçtır. Çünkü Batılı hayat standartlarının getirdiği karmaşıklık içerisinde kendi inancını yaşaması artık bir uzmanlık gerektirecek kadar güçleşmiştir. Ayrıca Batı kültürünün emperyalist etkisi, evlerin dip köşesine kadar girmiş, hatta kendi düşünce dünyamızı da allak bullak etmiş durumdadır. Müslümanca yaşamanın heyecanı içerisinde bulunan müslümanlar bile, gerek düşünce dünyalarını gerekse günlük hayatlarını Batılı modellerin etkisinden tamamiyle tecrit edememektedirler. Ülke çapında bu etki alanının dışında kalmaya çalışan toplumlar da, geçmişin imkânsızlıkları içinde kıvranıp durmayı kendileri için bir erdem saymanın bilinçsizliği içerisinde, gelecek kuşaklara, geçmişle bütün bağları koparmanın meşrû zeminini hazırlamaktadırlar.
Erdem, bir miras değil, çabalayarak ulaşılabilecek bir hünerdi...
Sayfa 216Kitabı okudu
Her varlık için en değerli, en yüksek varlık kendininkidir. Başka varlıkların değerlerini kendi varlığını temel alarak ölçer, ona göre yargılar verir. Bu temel ve ölçü olmadıkça hayal gücümüz iş göremez. Başka bir çıkış noktası da yaratamaz. Kendimizin dışına, ötesine gidemeyiz. Bu yüzden insanlar şöyle düşünmüşler: Varlıkların en güzeli insandır. O halde Tanrı onun şeklindedir. Kimse erdemsiz mutlu olamaz, erdem de aklın dışında değildir; akılsa insandan başka varlıkta yoktur. O halde Tanrı insan biçiminde olacak. Ksenophanes bunu pek hoş anlatır; der ki: Eğer hayvanlar da tanrılar icat ediyorsa - ederler a - onları kendilerine benzetip, övünürler. Niçin, mesela, bir kaz şöyle düşünmesin: “ Evrende her şey benim içindir. Toprak, üstünde yürümeye yarar; güneşin işi bana ışık tutmak, yıldızların işi hayatım ve talihim üzerinde etkili olmaktır. Rüzgârlar, sular bana filan rahatlığı sağlar. Bu gökkubbe benim kadar hiç kimseyi kayırmaz. Ben evrenin gözbebeğiyim. İnsanoğlu benim yiyeceğimi içeceğimi arayıp buluyor. Oturacağım yeri yapıyor. Bana hizmet ediyor. Buğdayı benim için ekip biçiyor. Gerçi beni kesip yiyor, ama bu işi kendi eşlerine de yapıyor. Ben de insan oğlunu öldüren, yiyen kurtları yiyorum.”
"Ahlakçı Kant'a söyleyecek bir sözüm daha var! Bir erdem bizim icadımız olmalı; kendi müdaafamızdan ve gereksinimimizden kaynaklanmalı. Bunun dışında erdem, her anlamda bir tehlikeden ibarettir."
Reklam
Gönlü ve gözü Rahmân'a yaklaştıran ışıltıları arayanlar, gönlündeki ışık demetini güneşe dönüştürme sevdası ile yaşayanlar, er geç erdem yolcuları kervanına katılacaklardır. Onlar şarj edilmiş vicdan ve sürekli yenilenen bilginin bilgece klavuzluğu ile güçlü duruşlara umut verip enerji yüklemektedirler.
Aslında düşmandan vazgeçip dost aranmalıydı. Zira insanın yeryüzünde tek başına yaşamıyor oluşu, kainatın birlikteliği önermiş olması anlamına geliyordu. Dostluğun oluşabilmesi içinse bir tutkala ihtiyaç vardı: Erdem. Çünkü dostluğu doğuran da yaşatan da erdemdi. Her ne kadar dostluklar beraberlerinde bazı yararları getiriyorsa da dostlukları doğuran çıkar kaygısı olamazdı. Zira Cicero'ya göre iyilik faizle işletilecek bir mal değildi ve bizi cömertliğe sevk eden fıtratımızdı. İşte erdemle donanmış bu tabiat, çıkar olmasa da dostlukları ölümsüz kılıyordu ve bize erdemden daha yakın bir şey yoktu. Cicero böyle dostlar için, "Gözlerini nereye çevirsen, onu orada hazır bulursun," diyordu.
496 syf.
10/10 puan verdi
❥ Mutlu Azınlığa
Kitabın son cümlesi ama incelememin ilk cümlesi “Mutlu Azınlığa!” ✯ Kitap, Seneca'nın dostu Lucilius'a gönderdiği 124 tane mektuptan oluşuyor. Dostluklarının simgesi olan felsefi konuşmalara, içinde bulundukları durumların eleştirilerine ve tavsiyelere yer verilmiştir. Çok uzun zaman ayırıp okuduğum ve sıkılmadığım bir eser. Yavaş yavaş ve sindirerek okumak çok keyifliydi, kendimi her satırın altını çizmemek için zor durdurdum. Seneca, Stoa felsefesi ışığında insanlık sorunlarını, yaşamın değerini, bilgelik, erdem gibi konuları ahlak açısından değerlendirmiştir. Vergilius, Lucretius, Epikuros gibi yazarların sözlerine de kitapta yer vermiştir. Kitapta muazzam tavsiyeler verilmiş ve bu tavsiyeleri hayatımıza dahil ettiğimizde muhteşem fark direkt görülüyor. ✯ “Ölüm peşimde, hayat kaçıyor benden. İşte bunlara karşı bir şeyler öğret bana, benim ölümden kaçmamamı, hayatın da benden kaçmamasını sağla; güçlüklere karşı yüreklendir beni; kaçınılmaz acılara karşı soğukkanlılık ver bana; kısacık zamanımı genişlet.” ✯ “Öğret bana ki hayatın iyisi uzunluğunda değil, kullanımındadır. Çok kez olduğu gibi, çok yaşayan aslında pek az yaşamıştır.” ✯ “Ne kadar altının olduğu önemli mi? Senin olmayan o kadar çok altın var ki!”
Ahlak Mektupları
Ahlak MektuplarıSeneca · Jaguar Kitap · 2019804 okunma
Kime hayransınız ölene mi öldürene mi, Sezar'a mı Brütüs' e mi? Genellikle öldürenden yana olunur. Yaşasın Brütüs! o öldürdü. İşte erdem budur.
Sayfa 785 - Cilt 1Kitabı okuyor
Reklam
Şüphe yok ki erdem sahiplerinin kaydı illiyyîndedir. Bilir misin nedir illiyyîn? O, Allah'a yakın olanların görüp durdukları, (ameller) kaydedilmiş bir defterdir.
144 syf.
·
Puan vermedi
karamsar bir yol gösterici
Schopenhauer kitaplarını afilli aforizmaları bulup çıkarmak için okuyor birçok kişi. Eminim ki onu okuyan çoğu kişi felsefesinden habersiz. Bu yüzden ‘karamsar felsefeci’ olarak anılıyor. Oysa karamsarlığının içindeki güzelliği görebilmek ve kitaplarını doğru yorumlamak için onun felsefe sistemini bilmek gerekir. Ben de biraz bu felsefe sistemini
Hayatın Anlamı
Hayatın AnlamıArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 20102,874 okunma
Allah'ın zâtını bilemiyoruz diye, Allah hakkında hiçbir bilgimiz yoktur da diyemeyiz; çünkü insanın bilgisine konu olduğunu, bilgi oluşumunda süjeye obje (konu) olduğunu iddia ettiğimiz, başta kendi nefsimiz olmak üzere, birçok nesnenin bilgisi de o nesnenin zatı, mahiyeti ile ilgili değildir. Biz nesneleri mahiyetleriyle birlikte değil, daha ziyade duyu ve tecrübemize konu olan yanlarıyla bilir ve tanırız. Bu nedenle Allah'ın zâtını bilmek ayrı şey, O'nun var ve bir olduğunu, birçok iş ve eylemlerde bulunduğunu bilmek ayrı şeydır. Her şeyden önce, Allah'a gerçek bir iman ve bağlılık için O'nun hakkında kesin ve doğru bilgilere gerek vardır. Bu bilgileri en üst seviyede sağlayan ise vahiydir.
Sayfa 118Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.