Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İsmet Paşa'dan sonra rahmetli Abdurrahman Şeref Bey'in konuşmaları arasında şu sözler de vardı: 'Hükûmet biçimlerinin sayılmasına gerek yoktur. Egemenlik sınırsız ve koşulsuz ulusundur;' dedikten sonra, 'Kime sorarsanız sorunuz, bu, cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama, bu ad, kimilerine hoş gelmezmiş, varsın gelmesin!
¶¶ Abdurrahman Şeref bey, merhumun beyanatında meyanında şu sözler vardı : (...) kime sorarsanız sorunuz, bu cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama bu ad, bazılarına hoş gelmezmiş, varsın gelmesin. ¶¶
Reklam
İsmet Paşa'dan sonra rahmetli Abdurrahman Şeref Bey'in konuşmasında şu sözler vardı: "Hükümet şekillerinin sayılmasına gerek yok. 'Egemenlik kayıtsız ve şartsı milletindir' dedikten sonra, kime sorarsanız sorunuz, bu, cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama bu ad bazılarına hoş gelmezmiş, varsın gelmesin."
İsmet Paşa'dan sonra Abdurrahman Şeref Bey merhumun beyanatı arasın￾da şu sözler vardı: "Hükümet şekillerinin sayılmasına lüzum yok. 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' dedikten sonra, kime sorarsanız sorunuz, bu, cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama bu ad bazılarına hoş gelmezmiş, varsın gelmesin."
Sayfa 612 - Kaynak Y.Kitabı okudu
MÜKRİMİN HALİL ve HAYÂLÎ ŞAHESERİ...
- "Tarih allâmesi Mükrimin Halil (Yinanç), Vilayet konağının alt katında Vakanüvis Abdurrahman Şeref Bey'in idaresindeki tarihî araştırma ve evrakı inceleme bürosunda çalışıyor. "Esafil-i şark" dâhilerinin her birinde olduğu gibi, hiçbir zaman kaleme alamayacağı bir eser olarak "Anadolu Tarihi" ni yazmaya çabalıyor. Anadolu Mecmuası'nın Anadolucu gençleri ,omuzlarını, şeyhleri Mükrimin Halil'in bu hayâlî şaheserine dayamış bulunuyorlar!.."
Sayfa 43 - 44 "Vakit" Gazetesi, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarKitabı okudu
İstanbul'da kimi kişilere gönderdiğim mektup
Kendilerine mektup yazdığım kişiler şunlardı: Abdurrahman Şeref Bey, Reşid Akif paşa, Ahmet İzzet Paşa, Seyid Bey, Halide Edip Hanım, Kara Vasıf Bey, [Bayındırlık Bakanı İdi], Sulh ve Selamet Fırkası başkanı Ferid Paşa [ daha sonra Savunma Bakanı oldu], Cami Bey, Ahmet Rıza Bey.
Reklam
örtmenim saltanatçılar ağlıyor da tuvalete gidebilir miyiz?
Mustafa Kemal'in o gün son derece sakin olduğu kaydedilmiştir. Meclis tasarıyı kabule hazırdı. Antalya mebusu Rasih Hoca "dinen en uygun rejim cumhuriyettir" diye destek verdi. Yunus Nadi tasarıyı kürsüden savundu. En yaşlı üye Abdurrahman Şeref Bey de Hâkimiyet-i Milliye'nin zaten cumhuriyet anlamına geldiğini ekledi. Bundan sonra oylamaya geçildi ve "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri Ankara semalarında çınlamaya başladı. Hemen akabinde Mustafa Kemal oybirliği ile (bir tek kendisi çekimser oy atmıştı) cumhurbaşkanlığına seçildi ve başkanlık rejimine geçilinceye kadar uzun süre geçerli kalacak olan hükümet kurma prosedürü kabul edildi. Cumhuriyetin ilk başbakanı İsmet Paşa oldu.
Sayfa 16 - Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama
Abdurrahman Şeref Bey in meclis konuşmasl
Hükümet şekillerinin teker teker sayılmasına gerek yoktur. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, dedikten sonra kime sorarsanız sorunuz, bu Cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama bu ad, bazılarına hoş gelmezmiş varsın gelmesin.
Sayfa 575Kitabı okudu
Cumhuriyet fazilettir, yaşasın Cumhuriyet!
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir; dedikten sonra kime sorarsanız sorunuz, bu, cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Fakat bu ad, bazılarına hoş gelmezmiş, varsın gelmesin." Abdurrahman Şeref Bey
Kongreye davet genelgesi sivil ve askerî makamlara şifre olarak verildi. Bundan başka İstanbul’da bulunan bazı kimselere de gönderildi. Fakat bu kimselere ayrıca bir de birer genel mektup yazdım. Kendilerine mektup yazdığım kimseler şunlardı: Abdurrahman Şeref Bey, Reşit Âkif Paşa, Ahmet İzzet Paşa, Seyyit Bey, Halide Edip Hanım, Kara Vasıf Bey, Ferit Bey, (Nafia Nâzırı idi), Sulh ve Selâmet Fırkası Başkanı Ferit Paşa (daha sonra Harbiye Nâzırı oldu), Câmi Bey, Ahmet Rıza Bey. Bu mektupta söylediğim noktaları özet olarak tekrar edeceğim:
Reklam
Abdurrahman Şeref Bey
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Kime sorarsanız sorunuz; bu, Cumhuriyet'tir. Doğan çocuğun adı budur. Ama bu ad çoğularının hoşuna gelmezmiş. Varsın gelmesin!
Sayfa 136 - Can YayınlarıKitabı okudu
Meclisin en yaşlısı olan, tarihçi Müderris Abdurrahman Şeref Bey söz aldı ve çocuğun adını koydu: "Hükümet şekillerinin tadat edilmesine, sayılmasına lüzum yok. Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Kime sorarsanız sorunuz. Bu, Cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama bu ad bazılarına hoş gelmezmiş. Varsın gelmesin..."
Sayfa 280 - Remzi Kitabevi
İsmet Paşa'dan sonra, rahmetli Abdürrahman Şeref Bey, yaptığı konuşma arasında şu sözleri de söyledi: "Hükümet biçimlerini birer birer saymak gereksizdir. 'Egemenlik bağılsız ve koşulsuz ulusundur', dedikten sonra, kime sorarsanız sorunuz, bu Cumhuriyet'tir. Doğan çocuğun adıdır. Ama, bu ad kimilerine hoş gelmezmiş, varsın gelmesin!"
Sayfa 379 - 55. Baskı Temmuz 2021Kitabı okudu
31 Mart Vakasının Aslı
Avukat Abdurrahman Şeref Lâç, bir heyetle birlikte hukuki bir mesele için Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde yatmakta olan Rıza Tevfik'i ziyaret eder. Yanlarında bir hakim de bulunmaktadır. Ondan izin alarak Rıza Tevfik'ten 31 Mart'ın içyüzünü anlatmasını isteyen avukat Lâç, kendisinden aşağıdaki cevabı aldığını aktarmıştır: "Hakim Bey! Hakim Bey!" dedi. "Biz günahkârız, günahkârız, günahkârız! Hangi irtica, hangi Sultan Hamid'in tertibi? 31 Martı biz yaptık, biz! İttihad ve Terakki Fırkası yaptı! Allah bizi affetsin! Allah bizi affetsin! Allah bizi affetsin!" dedi. (...) Sultan Hamid isteseydi bizi derhal tenkil ederdi [bastırırdı]. Fakat yapmadı. Merhameti mani oldu. Kan dökülmesini istemezdi. Ama biz döktük. (...) Cinayetler işledik. (...) Allah bizi affetsin! Evet biz yaptık, sonra Sultan Hamid'i tahttan indirdik ve Yıldız'ın hazinesi soyuldu. Tepsi tepsi, sini sini pırlanta, elmas, İttihad ve Terakki Merkezi'ne nakledildi. Ama kapanın elinde kaldı, kimseye yaramadı."
Sayfa 279 - Timaș Yayınları, 5. Baskı (2011)Kitabı okudu
108 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.