Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Orhan Kemal- Gurbet Kuşları
Gurbet Kuşları'nda Demokrat Parti'nin 1950-1960 yılları iktidarı dönemi şartlarında topraksız ve az topraklı köylülerin proleterleşme sürecinin ilerlemiş bir safhası canlandırılmıştır. "Atatürk'ten sonra en büyük Türk" şöhretine düşkün olan Adnan Menderes zamanında İstanbul'un tarihsel değeri olan birçok binaları sözde imar niyetiyle yıkılıyor, yollar açılıyor ve apartmanlar kuruluyordu.
Habora Kitabevi Yayınları pdfKitabı okudu
Atatürk Devrimi’nin neredeyse bütün kazanımlarına ilk darbeyi vuran Adnan Menderes, siyasi rakibi İsmet İnönü’ye karşı kullanmak için içi boş bir “Atatürk kültü” oluşturmak istemiştir. Bunun için Türkiye’nin her yanını Atatürk heykelleriyle donatmış, paralara yeniden Atatürk fotoğraflarını koymuş (oysaki yasaya göre paralara kim cumhurbaşkanı olursa onun fotoğrafı konulacaktı), yetmemiş Ticani Tarikatı’nın Atatürk heykellerine yaptığı saldırıları bahane ederek Atatürk’ü Koruma Kanunu’nu çıkarmıştır. Gerçeklerden habersiz biri, Menderes’in bu çalışmalarına bakarak onu gerçek bir Atatürkçü sanabilir, ancak DP dönemi hakkında az çok bilgi sahibi olan herkes bilir ki Menderes, Atatürk Devrimi'ne en büyük darbeyi vurmuş birkaç siyasetçiden biridir. Örneğin Menderes, her şeyden önce emperyalizmi dize getiren Atatürk’ün “tam bağımsızlık" politikasını tümden terk ederek Türkiye'yi ABD’ye “tam bağımlı" hale getirmiş ve laikliği hiçe sayarak dini siyasete alet etmiştir.
Reklam
İsmet İnönü dönemi
İlk başta her şey yolundaydı. Bütçenin gevşediğini gören İsmet İnönü hükümeti, iltizam sisteminin yarattığı toprak ağasını ortadan kaldırmak için fon oluşturdu. Ancak CHP Milletvekili Adnan Menderes ve birkaç arkadaşı bu karardan memnun kalmadı. Çünkü Menderes'in 30 bin dönüm arazisi vardı. Menderes ve arkadaşları tasarıyı engelleyemeyince CHP'den istifa ederek Demokrat Parti'ye transfer oldular. Kısa bir süre sonra Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki ilk demokratik seçim oldu. Sonuçlar açıktı ancak açıklanmadı. İstihbarat yetkilileri İsmet İnönü'ye gelerek muhalefetin seçimi kazanıp kazanmadığını ve ne yapması gerektiğini sordu. İnönü ise Sonuç Ne Olursa Açıklayın! dedim. Bu cümle, Türkiye Cumhuriyeti demokrasisiyle tanışma fırsatıydı. Çeyrek asırdır iktidarda olan Atatürk'ün silah arkadaşı halk tarafından mağlup edildi. Bunun nedeni, Atatürk'ün her zaman onurlandırdığı mazlum ve fakir Anadolu halkının İnönü döneminin bürokratları tarafından hor görülmesiydi. Çobandan vali, yetimden kaymakam, fakir doktor, yetimden savcı çıkaran Cumhuriyet zihniyeti Atatürk'ün ölümü ile değişmeye başladı; Devrimlerin arkasına gizlenmiş Jakoben zihin, bürokratik katmanları taşra halkına kapattı. Özellikle dini kesimin tamamı, kabaca halifeliğin veya monarşinin lehine olduğu için saltanatın ve dogmaların cumhuriyetçi bir versiyonuna dönüştürüldü. Atatürk'ün maddi ve manevi başarıları, haleflerinin bağnaz tavrıyla kısa sürede yıkıldı
Sayfa 242Kitabı okudu
Tarih 14 Mayıs 1950
14 Mayıs 1950 tarihinde devlet Partisi CHP milletin Akpak oylarıyla devrilmiş milletin ümidi Demokrat Parti kimliği ile iktidara gelmiştir Bu sivilleşme ve demokratikleşmeye doğru milletin yaptığı ilk büyük adımdi bu adım sonrasında şefokrasi (İsmet Inönü'nün lakabi Milli Şef olduğundan o döneme kimileri şefokrasi dönemi demiştir ) dönemi
Sayfa 208Kitabı okudu
Şüpheli 1946 seçimi ve Cehape'nin altı oktan vazgeçişi
Seçimler 21 Temmuz 1946'da yapılır. CHP'den 403, bütün engelle­melere, hilelere rağmen DP'den 54 ve ayrıca 8 kişi de bağımsız kimlikle­riyle meclise milletvekili olarak girerler. DP'liler bu sonucu kabul etme­yip, seçim sonuçlarına büyük tepki gösterirler. DP sandık temsilcilerinin verdiği raporlara göre seçimlerde 279 DP ve 186 CHP adayının
Bir Adalet Partisi yüksek idarecisi, Mahalli Seçimler için yaptığı radyo konuşmasinda, babayiğitçe şunu diyordu: “Bazıları bizdeki zenginleri Kırk Haramiler gibi tasvir ediyorlar; canım, her memlekette zengin, fakir bulunmaz mı?" Bulunur ama başka memleketlerin zenginleri, Milli Geliri ve yoksulların gerçek yaşama standardını nispeten
Reklam
Mehmet Ali Aybar, DP dönemi siyasal hayatında halkla ilişkiler ve iletişimde bir değişiklik olduğunu belirtirken tam da bu yeni tarza dikkat çeker. “Oy avcılığı için olmakla birlikte” diye yazar Aybar, “halkla ilişkiler daha eşit, daha insanca bir görünüm aldı.” Aybar’ın bu tümcesindeki “oy avcılığı” vurgusu önemlidir; zira, daha eşitmiş gibi görünen siyasi ilişki biçimi ve insani iletişim formlarının asıl hedefi halkı yoksulluğa ve sömürüye iten nedenlere bir çözüm sunmak değil, eşitsizlikleri oyla yeniden üretmekti. Adnan Menderes halkla ilişkilerdeki başarısıyla sıra dışı bir siyasal liderdi. Menderes’in siyasi mitinglerde kullandığı dil, halka hürmetkar ve hizmetkar olan bir siyasi liderin diliydi. Zaten kendisi Celal Bayar tarafından tam da bu nedenle başbakan olarak seçilmişti. Bir toprak beyiydi ve yıllarca hizmetinde çalıştırdığı köylülerin dillerini ve hissiyatlarını iyi öğrenmişti.
Sayfa 428
- “12 Eylül, gerçek Atatürk düşüncesine de darbe yapmıştır. Bu “darbe” doğrultusunda, 1980 sonrasında Türkiye’de içi boş bir “hamasi Atatürkçülük” (Gardırop veya Rozet Atatürkçülüğü) gelişmiştir. Atatürk’ün olağanüstü tarihi kişiliğini belgeler ve gerçek bilgiler ışığında ortaya koyup anlatmak yerine, maalesef bir taraftan gerçekleri çarpıtma,
1950 yılı 14 Mayısında önemli bir olay olmuştur. Yapılan genel seçimleri Demokrat Parti kazanmıştır. 1 5 Temmuz'da da af yasası çıkmış, bu yasadan Markopaşacıların sağ kalanları da yararlanmıştır. Halkın umut bağladığı Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi, artık mizah gazetesiyle muhalefet etme gereğini de ortadan kaldırmıştır. Seçimleri izleyen
Malumpaşa'nın 15.09.1947 günlü ikinci sayısında "Mahkeme Koridorlarında" köşesinde "Gün Uğursuzun" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Aynı yazı bu sayının üçüncü sayfasına yeniden konmuştur. Yedi-Sekiz Paşa · 13 Mayıs 1949 · Sayı: 3 Gazetenin bu sayısında toplatma haberi yoktur. Birinci sayfadan "Ne Mutlu Tokum
40 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.