Besmele - Hamdele - Salvele..
Selamünaleyküm dostlar.. İçinde bulunduğumuz zamanın hayrını diler, şerrinden Allah'a sığınırız. Malumunuzdur ki; mübarek üç ayların içerisindeyiz. Bizler de bu mübarek ayların kıymetini hatırlatıcı bir etkinlik yapmak istedik. Etkinliğimiz Recep ayının son haftasında başlayıp, Ramazan bayramının ilk gününe kadar
Cenk Kayakuş / Kayıp Kıta
Tarih, mitoloji, politika ve maceranın geçmişten gelen gizemlerle birlikte, bilim kurgunun da izlerini gördüğümüz soluksuz bir okuma deneyimi sunuyor #KayıpKıta. Her sayfasında aksiyon ve gizemin bizi bırakmadığı, karakterlerine hayran bırakan bir roman.
1936 yılında insanların kökeniyle ilgili yüzlerce araştırma
"Bir kedi gördüm sankiii" diyerek kitaba koşmam yok mu, tam bir kedi manyağıyım :D Kitabın adından dolayı çok tatlış bir ütopya okuyacağımı düşünürken tam bir distopya ile karşılaştım. Bu da bana George Orwell'ın
Böylesine harika bir kitaba böyle basit ve aşağılayıcı bir isim vererek Türkçeye çevirmek bence bir kitap cinayetidir. Kitabın katledilmesidir. Bu kadar geniş kapsamlı ve oldukça hacimli bir kitabın sadece bir kaç sayfasında geçen bir ismin verilerek değerinin düşürülüp insanların kafasında olumsuz bir ön yargı yaratılmasından ne beklenmiş
Şimdiye kadar sevilmedim. Çok özendim. Fakat sanırım ki sevmedim. Yahut biraz öyle zannettiklerimin sevgi olmadığını şimdi anlıyorum. Gençlerin kalplerini saadetle dolduran sevgi perisi benim gönlümde hiçbir vakit bir hakikat şekline girmek lütfunu göstermedi. Daima daima hayal şeklinde kaldı. İşte ben öyle oyalandım. Hep hayaller hülyalar arkasından koştum. Hep mevcut olmayan afetler için ağladım. Bu hiçler için o kadar yoruldum ki aşkı da inkar edecek bir hale geldim.
Rapora göre, on yıllık süreçteki en büyük küresel risk iklim değişikliğine karşı mücadelede yetersiz kalınması olarak değerlendiriliyor.
Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum, WEF) tarafından hazırlanan raporda, iki yıllık süreçteki en büyük küresel risk olarak görülen hayat pahalılığı krizini doğal afetler ve aşırı hava olayları takip ederken, jeo-ekonomik çatışma üçüncü, iklim değişikliğini azaltmada yetersiz kalınması dördüncü ve toplumsal kutuplaşma beşinci sırada yer alıyor.
isoyesilblog.com/kuresel-riskler...
2020 yılından 2021’e geçerken toplumların beklentisi, pandemiyi
geride bırakıp “normal” hayata geri dönmekti; ancak öyle olmadı.
Hem pandemi varyantlar ile devam etti hem de küresel ısınma ve
iklim değişikliğinin etkisi altında dünya genelinde çok büyük yangın, sel ve deprem gibi doğal afetler yaşamı derinden etkiledi. Global krizlerin yaşandığı bu dönemde artan farkındalık ile sürdürülebilir bir gelecek için çevre ile uyumlu hareket etmek, önümüzdeki birkaç yıl hem bireylerin hem de kurumların ajandasında öncelikli sıralarda yer alacaktır.
Pandemi döneminde yaşanan kapanmalarda, lokasyonlar arasındaki insan hareketliliğinin azalması, tüketim alışkanlıklarının ve beklentilerin değişmesi ile karbon salınımı oranında yaşanan düşüşler ile elde edilen kazanımların nasıl korunacağına odaklanmak gerekecektir. Sürdürülebilir çevre gerekliliklerine uyum, bugünkü alışkanlıkların önemli ölçüde değişmesi anlamına gelecek, “adaptasyon” bireyler ve kurumlar için fark yaratacak yetkinlik olacaktır. Karbon ayak izi ve su ayak izi takipleri ile birlikte, karbon negatif olmak, kurumların gelecek planlarını şekillendirecek ve sürdürülebilir şirketlerin rekabette öne çıkmasını sağlayacaktır. Gıda güvenliği, biyoçeşitlilik ve atık yönetimi de sürdürülebilir çevre çalışmaları içerisinde 2022-2030 döneminin en çok gündeme gelecek başlıkları olmaya aday.
“Geçen gün “Kaç takipçin var?” diye sordum, sosyal medya fenomeni bir arkadaşa.
“Çok” dedi, uçuk rakamlardan söz etti. Nabzımı yoklamak için “Senin de çoktur” deyip gözlerimin içine baktı.
“Yok" dedim, "Benim senin kadar çok takipçim yok. Hepsi topu sekiz tane.”
Merakını gidermek için daha o sormadan saymaya başladım:
Birinci ve en
Sokrates'in Savunması incelemesini, depreme savunmasız olarak yakalanan kardeşlerime atfediyorum.
Ölüm bir gerçek ama yine de geliş şekli ürkütüyor bizleri. Bir avcının (ölüm meleğinin) sokaklarımızda, köylerimizde, şehirlerimizde bu kadar kolay avlanıyor olması insana ağır geliyor işte. Hepimiz ölecez, bu değişmez kanuna boyun eğecez elbet. Ama