Merhaba sizlere bugün bir kaç gün önce bitirmiş olduğum kitabım Bülbülün Kırk Şarkısı ile geldim.
Bütün bir alem bir gülü bekledi, bir gül için nice güller derlendi ve sonunda alemlere rahmet olan en güzel gül dünyaya geldi, bülbülün büyük bir heyecanla özlemle, hasretle beklediği gül.
İskender pala'nın muhteşem bir anlatımı ile kaleme
Öncelikle şunu belirteyim kitabı beş dakika önce bitirdim.
Kitap okuduğum en iyi kitaplardan biriydi , bir sevdiğimin tavsiyesi üzerine başladım kitaba bana ödünç verdi ve okudum. Olayların akıcı şekilde hızlı hızlı geçişi olsun , betimlemelerinin aşırı uzun sıkıcı olmadan çok şey anlatması olsun her şeyi ile mükemmel bir kitaptı. Beni çok ağlattı bazı yerlerde , bildiğiniz hüngür hüngür ağladım çok etkileyiciydi.
Kitabın kısaca konusu şu: Meryem adında küçük bir kız annesi ile dağdaki bir evde yaşamaktadır. Meryem'in babası şehirde yaşamaktadır ve Meryem babasının haftada bir iki kere gelmesini dört gözle bekler. Kitapta genel olarak Meryem'in hayatı anlatılsa da yeni yeni kişiler kitabın gidişatını etkileyecektir.
Herkese tavsiye ederim 10/10 kitaptı...
Canlılıklarını duyduğum, canlılıklarını birlikte bölüştüğüm birtakım insanlar gitti. Onlar adına onları da özlemek, onlar için özlemek. İnsan yaşamının mutlaka en önemli olgusu sevilen bir insanı özlemek, istemek.
117 sayfa olan “Gelin Çiçeği Cinayeti” Altın Çağ’dan iyi bir gizem kitabı. Orijinali İsveççe olduğundan sokak ve karakter isimleri anamı ağlattı ama olsun. Ayrıca bu kitap 1957’de Yılın Polisiye Romanı ünvanını kazanmış. Eh hak etmiş bence. İsveçli Agatha Christie ile tanışın.
Anneli kendi düğününe hazırlanan bir hatun. Çok büyük bir etkinlik planlanıyor çünkü en gözde ve varlıklı bekarı kapmış. Gelin buketini çiçekçiden almaya gidiyor ama bir daha onu gören olmuyor. Birkaç gün sonra öldürülmüş olarak bulunuyor. Üstelik cesedin eline tutuşturulmuş gelin çiçeği yeni koparılmış gibi taze. Dedektif Christer Wijk olayı soruşturmaya başlar. İnsanlarla konuşur, dedikoduları dinler. Olaya karışan herkesi tanıdığı bu küçük kasabada tıpkı Poirot gibi gri hücrelerini çalıştırarak suçluyu bulur.
Kafa karıştırmayan, kısa ama keyifli bir kitaptı #gelinçiçeğicinayeti
@polisiyeokuyankadinlar #marialang #gelinçiçeğicinayeti #isveçpolisiyesi #polisiye #okudumbitti #polisiyeroman #novella #polisiyekitaplar #polisiyekitap #kitap #kitapönerisi #kitapaşkı #kitapsevgisi #kitapokumak #kitapkurdu #book #bookstagram #booklover #booknerd #bookaddict #bookphotography #booklove #bookreview #bookblogger #booklovers #kitapengüzelhediyedir
Ömer b. Sa'd’ın ordusu Ehlibeyt kadınlarını (kasıtlı olarak) şehitlerin yanından geçirdiler. Kadınlar ağıtlar yakarak acıyla baş ve yüzlerine vurmaya başladılar. Karra b. Kays Temimi diyor ki her şeyi unutsam da Fatıma’nın (s.a) kızı Zeyneb’in (s.a) kardeşi Hüseyin’in (a.s) topraklara bulanmış naaşını görünce söylediği şu sözünü unutamıyorum:
“Ya Muhammed, ya Muhammed! Göklerdeki melekler sana salat ve selam getiriyorlar. Hüseyin ise şu otsuz bozkır çölde topraklara, kanlara bulanmış ve azaları kesilmiş yatıyor. Ey Muhammed! Senin kızların esir edilmiş, zürriyetin hep öldürülmüş. Seher yelleri onların üzerine toz toprak savuruyor.”
Allah’a ant olsun ki Zeyneb’in (s.a) bu sözleri dost ve düşman herkesi ağlattı...
-Şeyh Mufid, el-İrşad, c. 2, s. 114; Tarih-i Taberi, c. 5, s. 456.✏️📚
Selman-ı Farisi radıyallahu anh der ki; "Üç şey beni hayrete düşürdü ve hatta güldürdü. Bunlar, ölüm kendisini yakalamak üzere olduğu halde dünyalık peşinde olan, unutulmadığı halde kendisi gaflette bulunan, Rabbi kendisinden razı olup olmadığını bilmediği halde ağız dolusu gülenlerdir.
Üç şeyde beni üzdü hatta ağlattı. Bunlar da Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ve onun mensubu gibi dostların ayrılığı, kıyametin dehşeti, cennet veya cehenneme gitme düşüncesidir."
[Gün içinde beni kaç kere ağlattı bilmiyorum, sürekli durup sindirip öyle devam etmem gerekti...]
Theodore Finch ve Violet okullarının çan kulesinin tepesinde karşılaşan iki liseli. İkisinin de hayatlarındaki ciddi zorluklardan dolayı psikolojik sorunları var ve kuleye çıkma sebepleri de, aynı... (Kitapta kuleye çıktıkları o günden için Finch,
Ne mutlu bana;senin uğruna ölüyorum,senin uğruna vazgeçiyorum kendimden.Eğer sana yaşamının huzurunu,sevincini geri verebileceksem,korkusuzca ve sevinçle giderim ölüme.