Dediler ki: “İbrahim denilen bir gencin putlarımızdan söz ettiğini duymuştuk.”
Enbiya Sûresi 60.
Müşrikler tapınağa girince putlarının parçalandığını gördüler. Bunu kim yapmış olabilir diye soruşturdular. Bazıları, İbrahim denilen bir gencin onlardan söz ettiğini duymuştuk, dediler.
Evet, İbrahim ara sıra putların kötülüğünden bahsediyordu. Müşriklerin milli bayramında tapınağa girdi ve putları parçaladı. Hayatını riske attı...
Ey zamane İbrahim'i! Sana put kır demiyorum ama puthaneyi övmek sana mı kaldı? Müşriklerin özel günlerini öve öve bitirememek sana mı kaldı İbrahim? Madem put kırmıyorsun, putları neden övüyorsun İbrahim?
Senin hakkında ne düşünüyorlar biliyor musun? İbrahim denilen bir gencin putlarımızı öve öve bitiremediğini duyduk diyorlar... Sana yakışıyor mu İbrahim?
Gidip kürsülerde İbrahim'in tevhit mücadelesini anlatacaksın ama başka bir gün tevhidi ortadan kaldırmak isteyenlere sosyal mecralardan tebrikler yağdıracak ve yüceltmeler paylaşacaksın...
Sana mı kaldı putları yüceltme ey İbrahim? Kalk put kır demiyorum ama putların methini yapmak sana yakışmıyor İbrahim!
Ben seni terk edilmiş evlerin posta kutusunda bekledim mesela. Kırk gün kırk gece tarihi geçmiş faturalarla, pizzacı ilanlarıyla, muhtar adaylarıyla yattım. Gıkım çıkmadı Muazzez, ne demek beklemesin beni?
Aylin Balboa
Böyle bir kitap yok, insan resmen içinde yaşıyor bu hikayeyi, Osman'a hissettiği her duygu, yazdığı her satır nasıl inanılmaz. Osman'a bazen kızdım, bazen sevdim, bazen de dolu dizgin öfke duydum. Bir kez daha anladım ki biz kadınlar gerçekten duygusal canlılılarız. Özellikle ilişkilerde. Hele bir de sırılsıklam aşıksak eyvaaaah.!
Bir yanımız git dese de bir yanımız hep karşı tarafın kalma çabası içinde..
Her şeye rağmen iyi ki varsın Osman..
"Ömrünü yanlışlarının doğru olduğunu iddia etmekle, olmadığı bir adam olabilmek için kendi halinde bir kadını ezmekle tüketmiş bir adamın devamı, zavallı bir kopyasıydı. İçi iki kere ezildi.."
evet, gecenin bir yarısı dolandırıldığım kesinleştiğine göre uyuyabiliriz. Öncesinde iki çift lafım olacak yani lafın gelişi yoksa birkaç cümle çıkar içimdeki sinirimsi acıma duygusundan. Bir arkadaşımın doğum günü hediyesi olarak çok sevdiği abisi ile karakalem portre çizimi yaptırıyordum. Çalışma nasıl gidiyor diye sordum cevap yazmayıp beni engellemişler. Dolandırılmak ne şımarık bir kelime imiş kandırıldım diyeyim bari. N'oldu şimdi büyük adam mı oldunuz? Sırf sevdiğim bir insan mutlu olacak diye kendimden kısıp biriktirdiğim, yorularak kazandığım para ile ne yapmayı düşünüyorsunuz mesela? Çaldığınız para beraberinde ahlâkı, insaniyeti de alıvermiş gitmiş. Müsterih olunuz ki böyle bir muameleye maruz kaldığım için insanlara olan güvenimi kaybetmeyeceğim, insanlara "acaba" şüphesi ile bakmayacağım. Daha tedbirli olacağım evet, sizi siber suçlara şikayet etsem sonuç alamayacağımı biliyorum. Çünkü bu seküler yaşamda ponçik kalbimin hevesinin, arkadaşımın yüzündeki mutluluğu hayal etmemin aldatılmasının bir ehemmiyeti yok. Siz bilirsiniz abiler bana yakışanı yaptım, duamda ıslahınızı diledim. İsterdim ki böyle tatsız bir şekilde bitirmeyelim mevzuyu. Nasibimde varmış, nasıl içime dokundu bilemezsiniz tabi. Başkasının parasına bu şekilde sahip olmaya tenezzül etmek acınası bir durum bilmem farkında mısınız? Ah ahh çok yazık çok, bir damla gözyaşıma bile yazık🤦🏻♀️
Zezeciğimmm bana hakaretler et onların önünde o zalimlerin önünde ki sana zarar vermesinler ben yapamam deme sakın zaten ağlamaktan gözlerim kan çanağına döndü dün gece az da olsa rahatlamıştım çünkü sen bana yaşadığını belli ettin sana vuran eller kırılsın kin dolu bakan gözler kopsun ah zezem oku okumakta diret oku Zeze oku yalvarırım
Romeo:
Yarayla alay eder, yaralanmamış olan.
Bak nasıl da sararıp soluvermiş Tanrıça kederden
Sen ondan çok daha güzelsin diye.
Kıskandığı için vazgeç ona bağlılıktan,
Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi,
Yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan:
Biz dönünceye dek siz parıldayın, diye.
Gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun
Yıldızlara şarkılar söyle mesela,
aşkını martıların çığlıklarına yükle maviliklere açılıyorken yelken çünkü bir daha olmayacak ve yaşanmayacak bir hayatta misafirsin sen. Ah keşke demek için vaktin yok, dönemezsin dönmek istersen