Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ahmet Kaya

Söz ustasının kendisi, mutlak bir inancı olmaksızın da yaşayabilir. O, fikirleri çarpıştırmaktan ve gerçeğin kendisi kadar, gerçeğin araştırılmasından zevk alan bir insandır. Eğer onun bir felsefesi ve öğretisi varsa, bu daha çok onun zekâsının parlaklığını herkese tanıtmak için yaptığı bir iştir, yoksa bu inancın hareket ve öğreti programı değildir. Onun çağrısı genellikle inanç yoluna değil, mantık yolunadır. Buna rağmen aşırılar ve inanca susamış kitleler, bu görüşlere bir kutsal irade kesinliği içinde sarılırlar ve onları yeni bir inancın kaynağı haline getirirler. Ne İsa bir Hıristiyan’dı, ne de Marx bir Marksist idi.
Reklam
Özgür bir toplumda, lider halkı aşağı görmeye başlarsa, bütün insanların aptal olduğu yönündeki yanlış kurama er geç kapılarak eninde sonunda yenilgiye uğrar. Liderin acımasızca baskı yapabildiği bir toplumda ise durum başka türlüdür. Bir kitle hareketinde olduğu gibi, liderin körü körüne itaat sağlayabildiği yerlerde, lider, bütün insanların korkak olduğu yönündeki doğru kurama dayanarak insanlara ona göre davranır ve istediği sonucu elde eder.
Propaganda
Gerçekte öyle görünmektedir ki, propaganda istemeyen zihinlere kendi kendine giremediği gibi, ne tamamen yeni olan bir şeyi telkin etmeye ne de artık inanmaktan vazgeçmiş kişilerin inancını devam ettirme gücüne sahiptir. Propaganda sadece zaten açık fikirli olan zihinleri etkiler ve onlara fikir aşılamaktan çok, onlarda zaten mevcut olan fikirleri açıkça dile getirir ve o fikirlerin haklılığını savunur, Usta propagandacı, kendisini dinleyenlerin aklında zaten iyice ısınmış olan fikirleri ve ihtirasları kaynar hale getirir, onların derinliklerindeki duygulan yansıtır. Bir fikir zorlanmadığı sürece, insanlar sadece zaten “bilmekte” oldukları şeye inandırabilir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kesin inanç adamının, özellikle de dindar bireyin görüntüde alçak gönüllü biri olduğu doğrudur. Ancak, gerçek şudur ki, benliğini teslim etmek ve nefsini itaatkâr kılmak, gurur ve kibir doğurur. Böylece, kesin inanç adamı kendini ayrıcalıklı, dünyaya nur saçmaya gelmiş bir kişi, uysal görünüşlü bir savaşçı ve dünyanın mirasçısı olarak görme yanılgısına düşer. Kendi inancında olmayan kişiler onun için birer iblistir ve söylediklerini dinlemeyenler kahrolacaklardır.
Birçok şeye sahip olduğumuz halde, daha fazlasını istediğimiz zamanki hayal kırıklığımız, hiçbir şeye sahip olmayıp bazı şeyler istediğimiz zamanki hayal kırıklıklarımızdan daha büyüktür. Birçok şeyin yokluğunu çektiğimiz zaman duyduğumuz hoşnutsuzluktan daha hafiftir. Lüks şeyler elde etmeye çabalarken, zaruri şeyler elde etmeye çabalarken olduğundan daha cesur hareket ederiz.
Reklam
Bir toplumu en uçtaki üyeleri sürükler
İnsanlarda; bir ırkı, bir ulusu veya ayrıcalığı olan bir grubu, onun en kötü üyelerine bakarak değerlendirme eğilimi vardır. Her ne kadar bunun haksızlığı, ortadaysa da, bu eğilimin haklı olan bir yönü de vardır. Çünkü bir topluluğun niteliği ve kaderi, birçok zaman onun en kötü elemanları tarafından belirlenir. Örneğin, bir ulusun az etkin olan
Tarihi değiştiren 3 keşif
Sigmund Freud pek alçak gönüllü olmayan bir tavırla “zamanın akışındaki insanlık, naif kendini beğenmişliğini yaralayan üç bilimsel gelişmeyi göğüslemek zorunda kalmıştır” diye yazmıştır: Bunlar dünyamızın göksel kürenin merkezi olmayıp geniş evrende bir nokta olduğunun keşfedilmesi, özellikle yaratılmayıp hayvanlardan türediğimizin keşfedilmesi ve bilinçli zihinlerimizin çoğunlukla davranışlarımızı kontrol etmeyip sadece eylemlerimiz hakkında bize hikâyeler anlattığının keşfedilmesiydi.
Misafir gezegen
Şimdi, güneş manzumesine yaklaşmakta olan gezegeni takip edelim. Bu gezegen bugün, güneş sisteminden henüz bir hayli uzaktadır. Binaenaleyh onun manyetik alanı henüz güneş sisteminin manyetik alanı ile direkt olarak temas hâlinde değildir. Fakat dünyadan dört yüz defa büyük olan bu gezegen, yörüngesinden ayrılıp güneş sistemine doğru yürümeye
Sayfa 297Kitabı okudu
Zavallı gelecek! İnsanlar tarafından ona öylesine çok umut besleniyor ki, gerçekleştiğinde hemen hemen bütün çekiciliğini yitiriyor!
Sayfa 17 - Kent@Kitabı okudu
"Kralına karşı haklı olan bir vekil, kocasına karşı haklı olan bir kadın, subayına karşı haklı olan bir nefer; hepsi iki kat cezaya çarptırılmaz mı? Zayıflar için haklı olmak bir suçtur."
Sayfa 308 - YKYKitabı okudu
Reklam
Ruhunuz, düşünceleriniz kurumaya mahkumdur. Bizim düşüncelerimiz ise her gün daha korkunç bir güçle artıp duruyor. Bu düşünceler yavaş yavaş toplumun her kesimine giriyor. Onları savaşa hazırlıyor. Savaş, özgürlük uğruna savaş, kırılmaz bir savaş, sönmez bir ateş ile savaş! Bu ilerleyişi durduramazsınız. Bugün bizi boğmak için kullandığınız eller, yarın bizim elimizi sıkacaklar, hem de içten bir dost sıkışıyla! Çok yakından köylülerden, işçilerden örgütlenmiş bir yığın, bizim yığınımız hürriyetine kavuşacak, özgür ve insanca bir dünya yaratacak! Göreceksiniz, bu olacak!
Sayfa 312 - KentKitabı okudu
Mit, doğal bir olgunun uygar olmayan bir zeka tarafından açıklanmasıdır.
Eşitlik ancak daha iyi durumdakilerin özgürlüklerini kısıtlayarak sağlanabilir.
Sayfa 170 - KolektifKitabı okudu