Her kırgınlığında, haksızlığa uğradığında geleceğim aklına.
O zaman anlayacaksın sadece aklına gelebileceğimi.
Çünkü ben senin leş kokan duygularına bir daha uğramayacağım!
TARHUN
Bir tüccarın kızı olan Tarhun, ablalarına hiç benzemiyordu. Fereng,
Sultan, Mahsan, Begüm, Moluk ve Anka’nın, yani tüccarın öbür altı
kızının her birinin ayrı bir şımarıklığı, çeşit çeşit istekleri vardı.
Bazen, onların gürültülerini, oyunlarını duyan mahallenin erkek
çocukları sokağa fırlarlardı. Tüccarın kızlarının neşeli
Her kırgınlığında, haksızlığa uğradığında geleceğim aklına.
O zaman anlayacaksın sadece aklına gelebileceğimi.
Çünkü ben senin leş kokan duygularına bir daha uğramayacağım!..
Hayattayım, diye düşündü Veronika. Her şey yeniden başlayacak. Bir süre burada kalacağım, derken benim tamamen normal olduğumu anlayıp salıverecekler. Lyubliyana’nın sokaklarını göreceğim yeniden, kent meydanını, köprüleri, işe giden gelen insanları.
İnsanlar yardıma meraklı olduklarından -sırf kendilerini olduklarından daha üstün hissetmek
İnsanlar yardıma meraklı olduklarından -sırf kendilerini olduklarından daha üstün hissetmek İçin- kütüphanedeki içimi bana geri verecekler. Zamanla aynı barlara, gece kulüplerine gitmeye başlayacağım; arkadaşlarımla dünyanın sorunlarından, adaletsizliğinden söz edeceğiz, sinemalara gideceğim, gül kıyısında yürüyüşlere çıkacağım.
Hap almayı akıl
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
HOMEROS, İLYADA
Her şey şiddet dolu bir günde başladı.
Akhalar’ın Troya kuşatması dokuz yıldır sürüyordu: Sık sık yiyeceğe, hayvana, kadına gereksinme duyuyorlardı; işte o zaman kuşatmayı bırakıp en yakın kentlere giderek canlarının istediklerini yağmalıyorlardı. O gün sıra benim yaşadığım kent olan Thebai’ye gelmişti. Neyimiz var ne- yimiz yok
İki mektubunuz birden geldi öğleyin, okumak için değil bu mektuplar; insan yüzünü bunlara gömsün, sonra da aklını kaçırsın diye insanın önüne serilmek için. Ama iyi bir şey de olabiliyor bu; insan aklının bir kısmını yitirdiyse, geri kalanını mümkün olan en uzun süre boyunca bir arada tutar. İşte bu yüzden benim otuz sekiz Yahudi yılım, sizin