Seni düşünüyorum anne
Büsbütün perde indi mi gözlerine?
Karanlıkta mısın?
Karıcığım, seni düşünüyorum
Sütün kesildi mi büsbütün,
Emziremiyor musun artık tosunumu, Mehmed'imi?
Ev kirasini bu ay verebildin mi?
Ben aklında mıyım?
Mavi bulutlar geçiyor altın kubbelerin üzerinden,
Kırmızı bacaların,
Beyaz kulelerin üzerinden mavi bulutlar geçiyor
Bakıyorum Moskova'nın pencerelerinden birinden
Seni düşünuyorum memleketim
Memleketim, Türkiye'm seni düşünüyorum
Zaten bir dakka çıktığın yok aklımdan,
Hasretin dayanılır gibi değil
Moskova'da yaşamanın saadeti olmasa,
Burda herkes sormasa seni benden,
Sovyet insanlarından her gün mektup gelmese,
Sevmese seni onlar
Benim onları sevdiğim kadar
Kapını çalıp, 'Girebilir miyim?' diyen kahkahanın gerçek kahkaha olmadığını hep aklında tut. Hayır! O bir kraldır ve istediği zaman istediği biçimde gelir.
Daha önce de pek çok kez olduğu gibi, yoksa ben deli miyim, sorusu geçti aklında. Belki de, deli dedikleri tek kişilik bir azınlıktı. Bir zamanlar dünyanın güneşin çevresinde döndüğüne inanmak nasıl delilik belirtisi olarak görüldüyse, şimdi de geçmişin değiştirilemeyeceğine inanmak delilik belirtisi olarak kabul ediliyordu. Bu inancı bir tek kendisi taşıyor olabilirdi ve eğer öyleyse, o zaman delinin tekiydi. Ama deliliği pek dert etmiyordu, onu asıl ürküten yanılıyor olabileceğiydi.
Her zaman aklında tut, kapını çalıp, 'İçeri girebilir miyim?' diyen kahkaha gerçek kahkaha değildir. Hayır! Kahkaha bir kraldır ve dilediği gibi gelir, gider. Kimseye sormaz; uygun zaman kollamaz. 'Buradayım,' der yalnızca.