“Her insan baştan aşağı şeffaf bir örtüye bürünmüştür, onun içinde yürür; etrafında ormanlar, dereler, ilahi çehreler gördüğünü hayal eder; uçsuz bucaksız tabiat gözlerinin önünde bin bir renkle sihirli bir halı gibi serilir.”
..Ama ne yapayım? Gidecek, gidip de dönmeyecek.
......
Doluya koysam almıyor, boşa koysam dolmuyor. Kaç gecedir gözümü kırpmadım Tanrım! Kendimi beş paralık mı edeceğim? Onun, bunun gözünde bir değerim kalmayacak. Ama ne yapayım? Gidecek, gidip de dönmeyecek.
__
ALFRED DE MUSSET
Kadınların aşağı olduğu safsatası ve bu safsata ile birlikte giden erkek cinsinin üstünlüğü iddiası, cinsler arasındaki uyumu hiç durmadan bozmaktadır. Bunun sonucu olarak, cinsler arasındaki sevgili ilişkilerinde olağanüstü bir gerginlik ortaya çıkmıştır, dolayısıyla kadınla erkek arasındaki her türlü mutluluk umudunu tehlikeye sokmuş ya da çoğu zaman tümüyle yok etmiştir. Bu gerginlik bütün sevgi hayatınızı zehirlemekte, bozmakta ve için için kemirmektedir. Uyumlu bir evliliği niçin bu kadar az olduğu bununla açıklanabilir; bu kadar çok çocuğun, evliliğin bu derece güç ve tehlikeli bir şey olduğu kanısını edinecek şekilde yetişmiş olmasının nedeni de budur.
Psikoloji ve eğitim aynı gerçeğin iki ayrı yüzüdür. Ruhsal mekanizmaları yönlendirebilmemiz için çalışma tarzını bilmemiz gerekir; her kim de ruhsal mekanizmayı ve çalışma tarzını bilirse, bilgisinden yararlanıp onu daha yüce ve evrensel amaçlara yöneltmek için çaba harcamadan duramaz.
"Herkesten rağbet görmesi sanki bir gelenek haline gelmiş olsa da hüznü ne sever ne de onaylarım. Hikmete, erdeme, anlayışa hep bu hüzün perdesini örterler. Çirkin ve budalaca bir süs."