Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gençlerle Başbaşa
- Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. - Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. - Çalışmaya oturduğun zaman tıpkı ateş hattında düşman gözetleyen bir asker gibi uyanık ol ve dikkat kesil. Bütün ruhî ve bedenî kuvvetinle
Bir gün komutanı çağırtmış Ali'yi… Korkmuş "neden çağırıyor" diye… "Sana bir telefon var." "Heyecanlandım, beni kim arar buradan" diye anlattı Ali… "Alo?" "Alo, Ali, ben Kadir İnanır, askerliğin hayırlı olsun. Bir isteğin olursa ben, Kadir Amcan, her zaman yanındayım." Ali gözleri dolu dolu ayrılmış oradan. Çok sevinmiş… Ne güzel şey aranmak… Hele asker ocağındayken…
Sayfa 124 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Komünist bir şairin döve döve yetiştirdiği bir tıbbiyelinin kırık dökük mısraları kimseye bir şey anlatmıyor, anlatsa da “ahlaksız” bulunuyordu. O güzel yayınevinin kapısından girip Memet Fuat’ın odasını sorduğumda dizlerim titriyordu; Memet Fuat ayağa kalktı, ceketinin önünü ilikleyip elini uzattı. Adam gibi sanat yapmanın, hele bunu Adam Sanat’ta yapmanın onurunu öğrendim. Bir ben mi? Sunay Akın, Akgün Akova, Ali Asker Barut… Ona gönderdiğim şiirleri, tıpkı diğer şair dostlarıma da yaptığı gibi, dosyalardı ve şiirlerinin kenarlarına notlar düşerdi. O, kapı açar, fener verir, yolu gösterir ve arkamızdan el sallardı hep. Onun için dev bir çınar demeyeceğim, bunu başkaları söyleyebilir; onun suratındaki o tebessümü hiç kimsede görmedim. Bulamadım. Hiç değilse onu bir köy mezarlığına uğurlasaydık. Hiç değilse onu karşılayan melekler de ayağa kalkıp önünü iliklese… Hiç değilse yetiştirdiği şairler biraraya gelip onun için Nâzım’dan şiirler okusak, ilk yayımladığı şiirlerimizi dillesek.. hiç değilse bir kez daha “Adam” olsak, “Sanat” olsak: Kendimizi popüler kimliklerimizden sıyırarak. (rimbaud’ya akıl notları - küçük İSKENDER - sayfa 61,62,63,64,65)
Sayfa 61 - SEL YayıncılıkKitabı okudu
Mehmet Ali Paşa kesinlikle Arap ulusçuluğunu temsil etmez. Arap ulusçuluğuna hayat veren bir yönetici hiç değildir. Egemenliği altındaki Mısır’ın, Suriye ve Filistin’in Arap halkını yönetme biçimi de 19. yüzyıldaki modern bir devletin hak ve kanun düzeniyle ve anlayışıyla bağdaşacak gibi değildi. Rastgele toplattığı binlerce insanı çölde yürütüp içlerinden asker seçtikten sonra gerisini cebren İskenderiye-Nil arasındaki Mahmudiye cetvelinin (kanal ) inşasında çalıştıran bir despot, Suriye ve Filistin halkını ağır vergilere boğan kanun tanımaz bir yöneticiydi.
Sayfa 62 - TimaşKitabı okuyor
6 Şubat 2023'te diyanet işleri başkanı Ali erbaş camilerden sela okunacağını duyurdu. Enkaz altında küçücük bir umuda tutunan insanlar selayı duyunca acaba ne hissederler diye düşünmediler bile.. Kaldı ki arama kurtarma çalışmaları sırasında enkazdan gelecek zayıf sesleri duymayı zorlaştıracağı için de hatalıydı bu karar.
"Biz Allah Resulü'nün (s.a.a) huzurundayken Ali (a.s) geldi. Peygamber buyurdu ki: Canımı elinde tutan Allah'a andolsun ki şüphesiz bu (Ali) ve Şiası kıyamette saadete ulaşacaklardır. Sonra şu ayet nazil oldu: İman edenler ve iyi işler yapanlar; onlar halkın en hayırlılarıdır. Hz. Peygamber'in ashabı, bu ayetin nüzulünden sonra Ali'yi gördüklerinde, Hayru'l-Beriyye=Halkın en hayırlısı geldi, diyorlardı."
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
Sadece alıntının güzelliği der ve susarım...
"Benim babam asker, babamın babası asker,anamın babası yine askerdi. Bu adamların hepsi bu memleket için kanlarını dökmüşlerdir ve benim şimdi damarlarımda dolaşan kan, bu adamların kanıdır. Benim, bu memlekete, bu memleketi kurtaranlara ihanet etmeme imkan yoktur."
Sayfa 22 - Yapı Kredi Yayınları 17.BaskıKitabı okuyor
Eğer kitabet hocamız Alay Emini Mehmet Asım Efendi imdadıma yetişmeseydi, ben de şair olup çıkacaktım. Çünkü hevesim vardı. Asım Efendi bir gün beni çağırdı. Bak oğlum Mustafa dedi, şiiri filân bırak. Bu iş senin iyi bir asker ol­mana mâni olur. Diğer hocalarınla da konuştum, onlar da benim gibi düşünüyorlar. Sen Naci’ye bakma, o hayalperest bir çocuk, ileride belki iyi bir şair ve hatip olabilir, fakat as­kerlik mesleğinde katiyen yükselemez. Hocamın ne kadar haklı olduğunu hâdiseler ispat etti. Çok arzu ettiği halde Naci, erkânıharp zabiti olamadı.
Sayfa 8 - İnkılap ve Aka kitabevleri
Yüce Allah Tathir Ayeti'nde, kötülükten uzaklaştırma iradesini bu kutlu zatlarla sınırlandırmıştır. Burada kastedilen, tekvinî (varoluşsal) iradedir, teşriî (yasamasal) irade değildir. [Yasamasal irade tüm insanlarla ilgilidir, yüce Allah herkesin temiz olmasını, kötülükten uzak durmasını istemiştir.]
Tarih incelemesi, Hz. Peygamber'in (s.a.a) biset zamanının, Kur'ân'ı tüm ayrıntılarıyla açıklaması için yeterli olmadığını ortaya koyar. Bu yüzden, Hz. Peygamber (s.a.a) vefatından önce, şu mesajı ulaştırmakla görevlendiriliyor: "Ben ümmetim arasında iki değerli şey bırakıyorum. Eğer onlara sarılırsanız doğru yoldan sapmazsınız; biri Allah'ın kitabı diğeri Ehlibeyt'imdir. Bu ikisi Kevser havuzu başında yanıma gelinceye kadar birbirlerinden ayrılmazlar."
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Bir gün fakir birisi, mescitte halktan yardım isteğinde bulundu. Ali (a.s) namazda rüku halindey-ken yüzüğünü ona sadaka olarak verdi. O sırada bu ayet Cebrail (a.s.) vasıtasıyla Hz. Peygamber'e (s.a.a) evindeyken vahyoldu. Allah Resulü (s.a.a) mescide doğru yol alırken ayeti kendi ken-dine tilavet ediyordu. Ashapdan bir kısım da onu işittiler; mes-cide ulaştıklarında Hazret sordu: Acaba birisi rüku halindeyken sadaka mı vermiş? Fakir adam yüzüğü Allah Resulü'ne (s.a.a) göstererek şöyle dedi: Bu sadakayı, namaz kılan şu şahıs namazda rüku halindeyken bana bağışladı; bende yüzüğü onun parmağından çıkardım. Aniden ashabın tekbir sesleri yükselmeğe başladı ve Allah Resulü (s.a.a), böyle bir şahsın kendisin-den sonra müminlerin veli ve koruyucusu olarak tayin edildiği için hamd ve şükür ettiler.
Tevhidin diğer mertebelerinden biri, hakimiyette tevhittir. Yani egemenlik Yüce Allah'a (c.c) mahsustur; bu durumda bü-tün egemenlikler O'nun egemenliğine ve emirlerine dayanma-lıdır. Çünkü O'nun dışında hiç bir varlık asaleten ve zatî olarak hakimiyet hakkına sahip değildir.
Han içün artık şiddetden başka çâre kalmamışdı. Verilen emir üzerine asker Derbend agzına hücûm etdi. Akşama kadar devâm eden bu muhârebe, tamâmen Tatarların gâlibiyetiyle netîcelenmiş iken Hânın müdîr-i umûrı geçinen (Ali Aga) ve bazı emekdârları Hâna; "Kabartaynın artık teslîmden başka çâresi kalmadıgını Çerkesler Hânın öz (kul)ları oldugundan anları at ayagı altında çignetmenin muvâfık olmadıgını" söyleyerek askerin giri çekilmesi münâsib gördüler. Han dahi bu sözlere aldanarak orduya ric‘at emrini verdi...
Muhammed b. Ali Senusî
Trablusgarp'ta Osmanlı valisi Ali asker Paşa Muhammed b. Ali Senusî'nin mücadeleci tavrını görünce kendisine yakın ilgi gösterdi ve Bingazi ile Derne arasındaki bölgede zaviye inşa etmesine izin verdi. Artık onun kurduğu ve kuracağı zaviyeler hem ilim ve irfan yayacak hem de Müslümanların sömürgeciliğe karşı bilinçlenmesine vesile olacak merkezler haline gelecekti. Zaviyelerin özellikle hac güzergâhları ve ticaret kervanlarının yolu üzerinde kurulmasına dikkat eden Muhammed bin Ali, Büyük Sahra bölgesinde göçebe topluluklar üzerinde geniş çapta etki uyandırdı. Kurulan her yeni zaviye öncelikle bir eğitim merkezi, tüccarlar için bir konaklama yeri, bir ibadet mahalli ve etrafında zirai faaliyetin yapıldığı bir mekân şeklinde tasarlanıyordu. Zaviyelerde örnek bir İslami hayatın nasıl yaşanacağı halka öğretiliyordu. Onun bu hareketinin özünde sömürgeciliğe karşı çıkabilmek için Müslümanların manen ve maddeten sağlam olması fikrinin öne alındığı açıkça okunabilmekteydi.
Sayfa 41
Görgü tanığı ifadeleri,
Belge No: 2019 Askerî Tarih Belgeleri Dergisi sayı:85, s. 109. Mühür (Redif... Elli Birinci Alay İkinci Tortum Taburu) S.N. 163 Ermenilerin Öteden Beri Ahali-i İslamiye Hakkında Reva Gördükleri Melanetlerden Cüzi Bir Kısmını Müşirdir (Gösterir). Madde 1: Narman ve Tortum mıntıkalarında 307:310 Seneleri esnasında 60:70 neferden mürekkep (erden
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.