şimdiki çocukların Türkçe'leri yok ,Fransızcaları ,İngilizceleride yok , peki neleri var ? Boş bir şımarıklıkları var , kendilerini disipline etmeleri gereği duymamalrı var , böyle olunca sorumlulukta almıyorlar , e sorumluluk alamayan insanlar boş olur, birde hak talep ediyorlar , e sorumluk duygun yoksa hak talep edemezsin , çünkü hakkın temelinde sorumluluk vardır , akside mümkün değildir. Hindistan'ın kurucusu Gandhi'nin anasına sormuşlar nedir bu hak? okuması yazması olmayan bir kadından bahsediyorum : Her hak sorumluluk getirir demiş yoksa o hak değildir, söylediğim bu işte bak işte o kadının yüzünde hayat vardır
Sonuna kadar ilerleyip de yolu karıştırdığını anladığında, geri dönüp baştan başlamak için çok geç olabilir.
Sayfa 52 - Doğan Egmont Yayıncılık Ve Yapımcılık, 1. Baskı Aralık 2016Kitabı okuyor
Reklam
Sadude - Son Dans....
"Gideceğim ben, Poyraz. Gerçekten gideceğim. En azından benden özür dileyemez misin ? ". "Senden özür dilemeyeceğim, çünkü hiç bir özür yaptıklarımı karşılamaz, biliyorum ama başka bir şey söyleyeceğim. Dinle ,Nil .Sana gitme demeyeceğim, diyemiyorum.buna hakkım yok ama kaç sene geçerse geçsin,yıllar sonra bana gelirsen ve afettim dersen , o an yine seni böyle istiyor olacağım. Benim senden başka biriyle hayalim yok , olmayacak. Hiç kimse sen olmayacak. Seni bekleyeceğim de demeyeceğim,bu üzerine yük olur ama gidersen ve geri dönersen aynı adamı bulacaksın."
Sayfa 55 - İndigoKitabı okuyor
Masumiyetin kendi tacı vardır. Onun soylu olmaya ihtiyacı yoktur.
Nizâmülmülk, eskilerin bu vazifeyi( muhtesiplik) havas'tan (seçkin insanlar) birine veya bir hadime yahut hiç kimseye müsamaha etmeyen bir Türk'e verdiklerini söyler.
Reklam
O kadar kendi vehimlerinin içindesin ki seni o âlemden bir türlü kurtaramıyorum.
Ayakkabının yenisi alınır ama beyin ve yaşam yerine konmaz.
Sayfa 50 - Doğan Egmont Yayıncılık Ve Yapımcılık, 1. Baskı Aralık 2016Kitabı okuyor
Dilimizde bugün kullandığımız "felsefe" sözcüğü, aslında Arapçadır ve Yunanca philosophia sözcüğünün Arapçalaşmış biçimidir. Yunanca philosophos sözcüğü de Arapçaya "feylesof" (çoğulu "felâsife") olarak geçmiş ve Fârâbi, İbn Sinâ, ibn Rüşd gibi kimselerin "meslek"lerini belirtmek için kullanılmıştır.
Muhtesibler Liyakatli Kişilerden Seçilirlerdi
Muhtesib seçimi, doğal olarak çok hassas bir konuydu. Bu göreve liyakat için hukuk bilgisi olan, hisbe kurallarına vakıf, ticaretten anlayan, kuşkucu, detaycı, gayri nizami ve gayri hukuki durumlarda sözünü esirgemeyen ve sert (ama bunu huy edinmemeli), kimseden çekinmeyen bir mizaca sahip olmak gerekiyordu. Muhtesib, emr-i bi'l-ma'rûf nehy-i ani'l-münker'in (iyiliği emretmek ve kötülüğü yasaklamak) resmî uygulayıcısıydı ve tabii ki bu özellikleri bünyesinde barındıran, kendi yaşayışı ile insanlara örnek olan, görünüşüne özen gösteren Müslümanların arasından seçilmeliydi.
Reklam
Kadıya Bağlı Kadıdan Bağımsız
Muhtesip yüksek bir maaş alıyordu. Maaşını bazı yerlerden iltizam usulüyle, bazı yerlerden aylık olarak doğrudan hazineden, bazı yerlerde ise çarşıdan toplanan aylık vergilerin içerisinden alıyordu. Resmî kurumlar, bölgeden bölgeye değişiyordu. Hatta "muhtesip" kelimesi bile Delhi Sultanlığı Hindistan'ında reis; Maldiv Adaları'nda hüküm süren Müslüman sultanlıkta ise fitnâyek hâline dönüşmüştü. Genel kabul, muhtesibin kadıya bağlı olduğu yönünde olsa da bunun hatalı bir görüş olduğunu söyleyebiliriz.
Tanrı adildir adil olduğuna göre de kötüyü emredemez ve yapamaz. O halde kötüyü yaratan insandir, İyi veya kötü, bütün eylemlerinin yaratıcısı insanın kendisidir. Demek ki insan özgürdür. Çünkü onun eylemlerinden ötürü öbür dünyada cezalandırılması veya mükâfatlandıılabilmesi için önce bu sözü edilen eylemlerle onlar için getirilen değerlendirmeler, yani ceza ve mükâfatlar arasında nesnel ilişkilerin olması, bundan başka insanın bu eylemlerini meydana getirmede tamamen özgür olması gerekir. Bu tezlerin bir başka sonucu şudur ki, Mu'tezile'ye göre iman, sadece "kalp ile tasdik ve dil ile ikrar"dan ibaret olamaz. iman ile eylemler arasında sıkı ilişkiler vardır. Büyük günah işleyen bir Müslüman eğer pişmanlık göstermezse, ebedi olarak cehennemde yanmaya mahkûmdur.
Sayfa 28
Herkes kendini düşünür ve yaşamaya devam eder. Annen de öyledir, sığırcık kuşun da. Dünya bir şekilde dönmeye devam eder.
Sayfa 44 - Doğan Egmont Yayıncılık Ve Yapımcılık, 1. Baskı Aralık 2016Kitabı okuyor
Ondan başkasını gözü görmez diyorsun Irv.
Tutkulu bir âşığın zihninde diğer endişeler sahneyi terk eder: bütün dikkatini sevgili - onun her sözcüğü, her tavrı, hatta zaafları- alır.
Sayfa 185Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.