Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Âh lanetlenmiş toplum, tüm insanlığın bitmeyen imtihanı!
Almanlar, Yahudilere iyi davrandıkları, adil ve eşit muamele ettikleri, onlara kolaylık ve saygın bir yaşam sundukları, kendileriyle eşit gördükleri, iktisadi, kültürel ve sosyal yaşamda onlara geniş bir alan açtıkları, ancak Yahudilerden aynı şekilde karşılık göremediklerini, bütün bunlara karşı nankörlük edip Alman milletiyle bütün bağlarını kopardıklarını anlatmaktadırlar. Yahudilerin kendilerine ihanet etmesini, düşmanları ile işbirliği yaparak iki dünya savaşında da zafer kazanmalarını engellemelerini, salt İngilizlerin kendilerine Filistin'de ulusal bir yurt vaadinden dolayı Almanlara çok büyük zararlar verdiklerini gerekçe göstererek onlara karşı duydukları nefreti dile getirmeteydiler. Almanların bu kini Yahudilere gerçekten çok pahalıya mal olmuştu...
Nazi kalıntıları..
"Oturmanız için size verebilecek bir oturağımız dahi yok. "Dedi. "Susadıysanız, su içmeniz için size verebileceğimiz bir bardağımız dahi yok, açsanız bir ekmeğimiz dahi yok. Hiçbir şeyimiz yok, hiçbir şeyimiz! Her şeyimizi aldı köpek Almanlar, her şeyimizi yaktılar.
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
#Okudum #KitapYorum #YunusBalı #ÇelikKalkanlarveAltınBağlar #KanonYayınları #Tarih #143Sayfa #Kitabaaşıkokumayasevdalı Merhaba arkadaşlar, Bugün sizlere Kanon Yayınları'ndan çıkan, Yunus Balı'ya ait "Çelik Kalkanlar ve Altın Bağlar" isimli tarih kitabını tanıtmaya çalışacağım. Alman İmparatorluğu'nun, Osmanlı
Çelik Kalkanlar ve Altın Bağlar
Çelik Kalkanlar ve Altın BağlarYunus Balı · Kanon Kitap · 20243 okunma
9 Eylül 1943'te, faşizmin yıkılışıyla birlikte, bu kez Kuzey İtalya'da Alessandria'da Almanlar tarafından esir edildim. Onlar hesabına çalışmak istemediğimden, Polonya'daki bir toplama kampına gönderildim. Birçok Alman toplama kampını dolaştım. 1945'te bulunduğum kamp İngilizlerin eline geçti, beş ay sonra İtalya'ya gönderildim. Esirlikte geçen günlerim, hayatımın en yoğun çalışma dönemi olmuştur. Canlı kalabilmek için elimden gelen her şeyi yapmam gerekti. "Beni öldürseler bile ölmeyeceğim" diye özetleyebileceğim bir programa kesinlikle kendimi vererek başarıya ulaştım. (İnsan kırk beş kiloluk bir kemik torbasına dönüşür; üstelik bit, tahtakurusu, pire, açlık ve hüzün de buna eklenirse canlı kalmak kolay değildir.) İtalya'ya döndüğümde, birçok şeyi, özellikle de İtalyanları değişmiş buldum. Bu değişiklik iyi yönde mi olmuş yoksa kötü yönde mi diye öğrenmek için oldukça uzun bir süre çaba harcadım. Sonunda hiç değişmediklerini anlayınca, öylesine üzüldüm ki evime kapandım.
Almanlar, ne zaman bitleri kanlansa, dünyanın başını derde sokarlardı çünkü.
Sayfa 87 - Everest YayınlarıKitabı okudu
İtalyanlar elbette hırsızdı fakat işe gece çıkmaları, yakalanmamak için uyguladıkları stratejiler, yakayı ele verdiklerinde utanca kapılmaları gösteriyordu ki yaptıklarının yanlış olduğunu kendileri de biliyordu. Almanlar ise günün herhangi bir saatinde istedikleri eve girer, eşyalara tekme savurur, yaşlı mı, çocuk mu, hasta mı aldırmadan ev halkını döver ve gözlerinin içine baka baka canlarının çektiğini alıp giderlerdi.
Sayfa 524Kitabı okudu
Reklam
"Antisemit der ki: Yahudi, Yahudi olarak kötüdür. Kötülüğün ta kendisidir. Şayet bazı erdemler edinmişse bile, bunlar da salt Yahudi oluşundan ötürü, onda kötülüğe, kusura dönüşmüştür; elinin emeği onun uğursuz damgasını taşır, bir köprü yapmışsa, muhakkak ilk ayağından son ayağına kadar uğursuzdur, çünkü Yahudi elinden çıkmıştır; aynı iş bir Hıristiyanın elinden çıkarsa başkadır, bir Yahudinin elinden çıkarsa başka. Yahudi dokunduğu her şeye bir kötülük, ne bileyim ancak şeytanın bildiği iğrenç bir şey bulaştırır. Almanlar her yerden önce, hamamlarla, plajları Yahudilere kapamışlardı. Bir Yahudinin bedeni girerse, bütün su mundar olur sanıyorlardı. Yahudi soluklandığı havayı bile zehirler, vebalardı."
Sarnıç
Sokakta sarı kırmızı Almanlar birer kahraman gibi dolaşıyorlardı. Almanlar ne güzel adamlardı!..
Sayfa 27
Depresyon ilaçlarını en çok tüketen Almanlar olduğuna göre...
Doktor'a göre Bayer'in asıl mucize ilacı eroin idi. İnsanların sancıları, hele bu iklimde iki büklüm eden, kemiklerini eğip büken romatizma ağrıları sonsuza kadar yok olmuştu. Doktorlar harıl harıl bu ilacı yazıyordu hastalarına, eczaneler eroin yetiştiremiyordu, kendisi de kullanıyordu..
Ermeniler, Türkler, Yunanlılar, İranlılar ve Yahudiler, Almanlar, İskoçlar ve İngilizler… hepsi ticari imtiyazlardan faydalanıyordu; şehir onlar için bir cazibe merkeziydi.
Reklam
Ya cumartesiye ne denirdi?
" Babillilerden sonra Fransızlar da pazartesiye Ay günü, salıya Mars günü, çarşambaya Merkür günü, perşembeye Jüpiter günü, cumaya da Venüs gibi derler. Almanlar ve İngilizler, pazara güneş günü, çünkü eski samiler yani Babilliler öyle derlerdi.
Sayfa 84 - Say yayınları, Sertifika No: 10962, Rusça aslından çeviren: Ahmet Zekerya, PDF okuyorum.Kitabı okuyor
Almanlar İtalyanları ırk bakımından kendilerinden aşağı, zenci kırmaları sayar; İtalyanlar Nazilerdeki ölüm saplantısına, ölüm kültüne şaşar kalırlardı. Kafatasları ve çapraz kemiklerle süslenen üniformayla kemerleri İtalyanlara sağlıksız gelir, demir disiplinleri, aynı basmakalıp düşünceleri dile getirişleri, hegemonya tutkuları zıtlarına giderdi.
Sayfa 288 - Nora kitapKitabı okudu
İttihatçı askerler ve haleti ruhiyeleri
Padişah’ın memlekete hıyanet ettiğini söylediler. Yenildikse ne olurdu, Almanlar da yenilmemiş miydi? Bizim istiklâlimizi elimizden almaya ne hakları vardı? Evet, Osmanlı hanedanından birinin memleketi yabancılara satması nasıl bir ayıptı? Fakat, biz bundan sonra istibdadı ortadan kaldıracaktık. Hiç olmazsa, Bulgarlardan örnek almak gerekti. Onlar hiçbir zaman istibdada baş eğmemişlerdi. İşte konuşmalarının konusu buydu. Onların hepsi Makedonyalıydı. Hepsi heyecanlı, isyancı ve istibdada karşı duran hisler taşıyorlardı. Hepsi belirsiz bir şekilde, yeni bir Türkiye hayal ediyor ve bunu yaratacak bir kahraman düşünüyordu. Bu Makedonyalıların içinde Enver Paşa’ya karşı büyük bir temayül olduğunu anladım. İçlerinden biri, Makedonya’da onunla birlikte dövüşmüştü. Kumandanları lâflarını keserek, Mustafa Kemal Paşa’dan bahsetmeye başladı. Ne kadar büyük bir asker olduğunu ve Yunanlıları Atina’ya defedeceğini söyledi.
... Almanlar ve Yahudiler, bir arada yaşadıkları ilk yüzyıl boyunca hiç güç sahibi olmadılar ve gücü yüceltmediler. İnanıyorum ki, Almanya Yahudi'si üç dehayı -Marx'ı, Freud'u ve Einstein'ı- yaratan işte bu ortak zemindi.
Sayfa 118
Suçu savaşa atmalı mıydık? 1914'ün Ağustos ayında silahlar patladığı zaman aşk, erkeklerin ve kadınların yüzleri birbirlerine çok yavan göründüğü için mi öldürüldü? Şüphesiz ki yöneticilerimizin suratlarını patlayan bombaların ışığında görmek (özellikle de eğitimle ilgili düşüncelere sahip kadınlar için) hepimizi dehşete düşürdü. O kadar çirkin -Almanlar, İngilizler, Fransızlar- ve o kadar ahmak göründüler ki.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.