Toplumu açıkgöz davranıp herkesin zararına kendi mutluluğunu kurma kuramıyla açıklamak, yıkıcı bir öğretidir, bunun ağır çıkarımları, yasaya, insanlara ya da bireye verdiği zararı bile belli etmeden, gizlice elde edilen her şeyin iyi ve uygun biçimde kazanıldığına inandırır insanı. Bu yasaya göre, becerikli hırsız temize çıkar, görevinde hiç belli etmeden kusur eden kadın mutludur, dürüsttür; adalete tek kanıt bırakmadan bir adamı öldürün, böylece Macbeth’e yaraşır birkaç iklil elde edersiniz, iyi davranmış olursunuz; çıkarınız yüce bir yasa olur, sorun, tanıksız, kanıtsız olarak, törelerle yasaların kendinizle isteklerinin arasına koyduğu güçlükleri yenmekten başka bir şey olmaz. Toplumu böyle gören bir kimse için, edinilecek bir servetin oluşturduğu sorun, sonu bir milyon para ya da kürek, politik bir mevki ya da onursuzluk olan bir oyun oynamaktan öteye geçmez, dostum. Hem de, yeşil çuha bütün kumarcılara yetecek oranda geniş değildir, iyi bir vuruş hazırlamak için bir deha gücü gerekir. Ne dinsel inançlardan ne duygulardan söz ediyorum size; altın ve demirden yapılmış makinenin çark düzeni ile insanları ilgilendiren dolaysız sonuçları söz konusu. Gönlümün sevgili çocuğu, bu caniler kuramı karşısındaki dehşetimi paylaşırsanız, sizin için toplum her sağlam kafada açıklandığı gibi, görev kuramıyla açıklanacaktır. Evet, binbir biçim altında birbirimize borçluyuz.