Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cut
Ama önce sen kendini inşa etmelisin, dimdik bir beden ve dimdik bir ruhla.
Dışarıdan hiç yol gitmemişim gibi duruyor ama içimden üç yüz elli kilometre koştum.
Reklam
Ama bu dünyada içinden gelen sesin pek önemi yoktu.
Önsöz Yerine
Yarım kalmış hiçbir şeyi sevemedim ben. Yarım kalmış sevdaları, yarıda bırakılmış kitapları, yarısı dinlenmiş şarkıları, yarım içilmiş çayları bile. Ama büyüdükçe hiçbir şeyin tam ve tamam olamadığını da anladım.
Sayfa 8
Bence neye tutunduğun çok önemli...
"... doğmanın çok yüksek bir binadan aşağıya atılmak gibi olduğunu söylerdi. Her ne olursa olsun, kaderi yukarıdan aşağıya düşmek olan biri önünde sonunda tutunacak bir şey bulacaktı. Kimi bir pencere önüne, kimi bir balkona düşer, kimi bir kepenk yakalar, kimi de son dakikada yağmur oluğuna tutunurdu. 'Yaşamak istiyorsan bir kulp yakalamalısın; ama neye tutunduğunun hiçbir önemi yoktur.'"
“Adaletsizliğin kendisi kötü değildir ama o adaleti uygulamak için seçilenlerin yaşattıkları kötülüktür.”
Reklam
Yeşil Kadın oradaydı.Ama o da giysilerini sonbahar için değiştirmiş , Sarı Kadın’a dönüşmüştü.Arkasındaki çıplak çam dalı yine yolu işaret ediyordu. “Kuzeye git, genç adam! Kuzeye git!Kuzeye git!” Yolun biraz aşağısında bir huş ağacı daha vardı. Kendimi boğuluyormuşum gibi hissettiğimde sarıldığım o ağaç.
Pencerelerin öyküleri yaşamın tüm sırlarını içinde saklar.İddiasız,mütevazı ama derin anlamlar taşıyan ve kurgusuz gelişen hayatlar,sayısız pencerede bir hayal gibi oynar biter.Kiminin ,zaman zaman da olsa seyircisi vardır,ama çoğu bomboş bir salona açar perdelerini.Tek kişilik oyunlarla ya da kadrolarla…Dramlar,eğlenceler,aşklar,kavgalar damların ,gökyüzünün,karşı duvarın ya da karşı pencerenin kendilerini seyredip seyretmediğine zerre kadar aldırmadan,fütursuzca sahne altı pencerelerde.
“Yalansızız artık. Hâlâ birkaç sırrımız var. Ama yalansızız.”
Ben de hayattayım ama yaşıyor muyum bilmiyorum.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.