Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kadının el üstünde tutulduğu "anaerkil" dönem binlerce yıl sürdü. Ne zaman insanoğlu doğal olayları kavramaya başladı "büyü" bozuldu. Artık kadının nasıl çocuk sahibi olduğu anlaşılmıştı! Yetmezmiş gibi erkekler, üretim biçimini ve savaş aletlerini geliştirdi; din devleti, tapınak- saray- ordu biçimindeki erkek egemen örgütlenmesine yöneldi; kadının "saltanatına" sin verdi! Peki ama niye saça düşmandı? Ne vardı bu saçta?
Kabul Edelim Anaerkil Bir Toplumuz...
~ Toplumumuzda aile yapısının biçimsel olarak babaerkil, ama gerçekte üstükapalı bir anaerkil yapıya sahip olduğu bile söylenebilir. ~
Sayfa 30 - Remzi Kitabevi
Reklam
Eğer anaerkil bir toplumda yaşıyor olsaydık, PMS’in (regl öncesi dönem) son derece yüksek bir statüye sahip olacağının farkındasınızdır umarım. Tıpkı 19. yüzyılın eril melankolisi veya günümüzde podcast yapan birçok erkeğin kendini kanıtlama arayışı gibi.
Çatalhöyük'te annelerin oynadığı başrolle ilgili en etkileyici dolaysız kanıt, çocukların kesinlikle babalarıyla değil, her zaman anneleriyle gömülmeleri gerçeğinde yatar. İskeletler, babanınkinden daha büyük olan ve evin içinde her zaman aynı yerde bulunan annenin divanının (ana odada bulunan bir tür çıkmanın) altına gömülüyordu. Çocukların yalnızca anneleriyle birlikte gömülmeleri ayırıcı bir anaerkil özelliktir. çocukların asıl akrabalığının, ataerkil toplumlarda olduğu gibi baba tarafından değil, anne tarafından olduğu kabul edilir.
Sayfa 208 - Say Yayınları Çeviren: Şükrü Alpagut Birinci Basım 2016
Anaerkil kültürlerde mallar ortaktı, ancak tarım ve hayvancılığın yayılmasıyla erkekler mahsülün, hayvanların ve arazinin üzerinde hak iddia etmeye başladılar. Böylece özel mülkiyet kavramı gelişti. Erkekler özel mülkiyeti ele geçirir geçirmez, birçok kültürde olduğu gibi, mülkiyetin babanın soyundan gelen erkeklere bırakıldığı ataerkil miras sistemi kurdu. Erkekler, mirası kendi vârislerine bırakmayı fazlasıyla önemsemeye başladı ve çocuklarının meşru olduğundan emin olmak için kadınların cinsel yaşamını denetlemeye çalıştılar.
Önce ikinci sınıf evlât, daha sonra gelin kimlikleri içinde ezilen kadın, anne olduktan sonra aile içinde giderek güç kazanmaya ve çocukları üzerinde egemenlik kurmaya başlar. O denli ki, birçok ailede görünürde baba tarafından alınan kararların asıl sahibi annedir, ama durum babanın erkeklik rolüne gölge düşürmeyecek bir biçimde yönetilir. Kararı anne verir, baba ilan eder. Kararların sonucundan ise baba sorumlu tutulur. Bu yönden değerlendirildiğinde, toplumumuzda aile yapısının biçimsel olarak babaerkil, ama gerçekte üstükapalı bir anaerkil yapıya sahip olduğu bile söylenebilir.
ANA-BABA VE ÇOCUK
Reklam
Birçok ailede görünürde baba tarafından alınan kararların asıl sahibi annedir, ama durum babanın erkeklik rolüne gölge düşürmeyecek bir biçimde yönetilir. Kararı anne verir, baba ilan eder. Kararların sonucundan ise baba sorumlu tutulur. Bu yönden değerlendirildiğinde, toplumumuzda aile yapısının biçimsel olarak babaerkil, ama gerçekte üstükapalı bir anaerkil yapıya sahip olduğu bile söylenebilir.
"[...] erkeğin egemen olduğu sosyoekonomik yapılanma içinde üretimin ve paylaşımın niteliği eşitlikçi ve komünal olmaktan uzaktır. Dolayısıyla bu yapı varlığını korumak ve geliştirmek için "zor"a başvurmak durumundadır ve mevcut durum, yeni toplumsal ilişkileri ister istemez kendi özelliklerine göre biçimlendirecektir. [....] Klan demokrasisinin eşitlikçi toplum yapısı ekonomik yaşam içinde kadına yüksek bir değer biçer ve anaerkil yapılanmayı desteklerken, erkeği ezmemiştir. Ancak erkeğin ekonomik yaşam içinde baskın konuma geçtiği, eşitsizlik ile sömürüyü besleyen ve şiddeti esas alan, kilit noktaları erkekler tarafından tutulmuş siyasal mekanizmanın toplumsal yaşamın bütün alanlarına nüfuz ettiği bir ortamda, kadının, "klan demokrasis nin" diğer cinsi gibi, özgür ve eşit bir birey olarak kalabilmesi olanaklı değildir. Nitekim yeni yapılanma onu alabildiğine ezerek aşağılamış, özgürlüğünü elinden alıp toplumsal konumunda büyük bir altüst oluşa yol açmıştır."
Sayfa 63 - Arkadaş Yayınevi 4. Baskı 2015Kitabı okudu
Önce ikinci sınıf evlat, daha sonra gelin kimlikleri içinde ezilen kadın, anne olduktan sonra aile içinde giderek güç kazanmaya ve çocukları üzerinde egemenlik kurmaya başlar. O denli ki, birçok ailede görünürde baba tarafından alınan kararların asıl sahibi annedir, ama durum babanın erkeklik rolüne gölge düşürmeyecek biçimde yönetilir. Kararı anne verir, baba ilan eder. Kararların sonucundan ise baba sorumlu tutulur. Bu yönden değerlendirildiğinde, toplumumuzda aile yapısının biçimsel olarak babaerkil, ama gerçekte üstü kapalı bir anaerkil yapıya sahip olduğu bile söylenebilir.
Erkek poligamisi dünyada pek çok ülkede uygulanmıştır, fakat kadın poligamisi nadirdir ve Afrika' da, anaerkil toplu­luklarda bile görülmemiştir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.