Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi..
"Türkiye'de şimdi saat yedidir, memlekette sabah olmuştur. " şu cümleleri kurmadığımız tek bir gün yoktu. Bizim saatimiz hep memleketi gösterirdi..
158 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bazen süreç sonuçtan daha önemlidir.
Teneke romanı her şeyiyle çok sevdiğim bir roman oldu. Halkın çektiği bir sorun , içinde yaşadığı ortam ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi Yaşar Kemal bu sorunu anlatmış gibi değil yaşamış gibi ,sanki bu sorunun tam da ortasındaymış ve bu gerçekçilikle bu sorunu kaleme almış . Köylü ile çeltik ağalarının çatışması , kaymakamın köylülerin yanında olup çeltik ağalarına karşı durması sınıfsal çatışmayı da çok güzel bir şekilde örnekliyor. Anlatılan olay gayet akıcı ve duru bir biçimde sunuluyor okuyucuya , dolaylı anlatımlar , kapalı söylemler yok bu yönüyle de roman okumayı seven sevmeyen herkesi içine çekiyor .Kendinizi okumaya başladığınız andan itibaren romandan bir karaktermiş gibi hissediyorsunuz .Kaymakam değilsiniz , çeltik ağlarından değilsiniz , Resul değilsiniz ,köyden biri değilsiniz kendiniz olarak katılıyorsunuz romana ,romanda kendinize bir yer ediniyorsunuz. Ağaların baskısı altında ezilen , ekilen çeltik yüzünden hastalanan, ölen, en temel haklarından biri olan barınma hakkı gasp edilen halkın , tüm tehditlere yapılan tüm mobbinglere her türlü yıldırıcı söyleme rağmen ağalara baş kaldırarak halkın yanında olan idealist bir kaymakam görüyoruz. Burada Kaymakam bir kişiden ziyade bir imge gibi , yaşanan bazı sınıfsal çatışmalara lazım olan bir imge. Yapılan baş kaldırı , edinilen dik duruş çeltik ağalarının sonunu getiremedi ya da çeltik sorununa kesin bir çözüm olamadı fakat -başlıkta da dediğim gibi - bazen süreç sonuçtan daha önemlidir.
Teneke
TenekeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20179,6bin okunma
Reklam
191 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Fransız yazar Antoine de Saint-Exupéry'ın okuduğum ilk kitabı. Aslında çocuk kitabı olarak geçiyor ama bence bu kitabı okumak için belli bir yaşa gelmiş olmanız gerekiyor. Çoğunuzun da bildiği gibi zaten yazarımızın asıl mesleği pilotluk ve yazarımız bu kitapta anlattığı olayları bizzat kendisi yaşadığı için bizede son derece güzel bir aktarım yapmış.Bu kitabı okurken kendinizi bir savaş pilotunun yerinde göreceksiniz, yaşadıklarını hissedip, yaptıklarını anlayıp, yaşadığı duyguları bizzat tadacaksınız. Savaş psikolojisi, ülkelerin neden savaştığı ve o anda aslında neler olduğu bir savaş pilotunun gözünden ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Kitabın konusuna gelecek olursak; 2.Dünya Savaşı'ndayken, Fransızlar için geçen en zor günlerden birinde havalanmak zorunda kalan bir grup savaş pilotunun, savaşın her daim kaybedeninin insan olduğunu bir kez daha bizlere hatırlatmış oluyor.Savaşın anlamsızlığının, ölümle burun buruna yaşamanın, umutsuzluğun ve buna rağmen vazgeçmeyişin işlediği ve bir anlamda Exupery'nin dış dünyadan çok iç dünyasını yansıttığı, otobiyografi tadında unutulmaz bir eser. Kitabı ilk fırsatta okumanızı tavsiye ediyorum.
Savaş Pilotu
Savaş PilotuAntoine de Saint-Exupéry · Dokuz Yayınları · 20181,312 okunma
Sanırım bencillik/nankörlük ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.
Kaldı ki hayvanlar bile insanlarla beraber yaşamaya razı oldukları andan itibaren ancak iş görmeye yanaştıkları nispette insanların gözüne girebilmişlerdir.
Manchester By The Sea
Hem kitabını hem filmini sevdiğim Ağır Roman'ın filmindeki o unutulmaz şarkının (Bir Vurgun bu Sevda) başlığında muazzam bir entry durur Ekşi Sözlük'te. Yazar, şöyle yazmıştır; ''Arabeske smokin giydiren şarkı. Jileti pamuğa sarmış Aysel Gürel, pamuk öpüyor geçtiği her yeri. Dumanla, harla, ateşle harman. İçi kan dolu, teni tertemiz.'' Manchester By The Sea benim için pamuğa sarılmış bir jilet. Nasıl hafif hafif dokunuyor ruha, onlar nasıl ince kesikler.... Kan bile çıkmıyor, ama ince ince kesiklere atıyor ruhunuza film. Bir kaybedenin hikayesi büyük büyük repliklere, öyle görkemli sahnelere ihtiyaç duymadan bu kadar güzel anlatılabilirdi ancak. Onun hissi, acısı bu kadar narince geçirilebilirdi izleyiciye. Hayatla tüm bağını koparmış, yaşama tamamen duyarsızlaşmış bir adam, kaybedilen bir aile ve aslında yarım kalan bir aşk... Ve diğer yandan hayatın tam içinde bir genç, her şeyiyle hayata karışmaya hazır, hayat dolu. Bu karşılaşmadan standart Hollywood filmleri gibi bir mucize, bir dönüşüm bekliyorsun aslında ama film de tıpkı ana karakteri gibi buralara hiç bulaşmadan süzülüp geçiyor aralardan, ana karakterin hayatın içinde süzülüp hayata hiç temas etmemesi gibi tıpkı. Film bana göre gücünü sessizlikten alıyor. ama tezat gibi dursa da seçilen müzikleri de unutmamak gerek. Tomaso Albinoni'nin Adagio'su eşliğinde izlenen o vurucu sahne, sonra Handel'den Messiah... Ve tabii deniz sesi, kuş sesi. Son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden biriydi bu film.
408 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
"Siz bir zavallısınız, öyle değil mi? Yalnızsınız, tıpkı şeytan gibi; ve onun gibi kıskançsınız. Kimse sizi sevmiyor, öldüğünüzde arkanızdan kimse ağlamayacak! Ben sizin yerinizde olmak istemem! " . . . "Uğultulu Tepeler"i okumadan önce nefreti biliyorum sanırdım, hiçbir fikrim yokmuş meğer... Hastalıklı bir sevginin,
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202141,9bin okunma
Reklam
200 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
“ Ne büyük karanlıkmış yalanlarımız. Bütün pencerelerimiz açıldı birbirimize” Aile içinde gizlendi sanılan gerçekler insanın çocukluktan yaşlılığa tüm yaşamını yarım bırakıyor. Yalanların olduğu bir dünyada tamamlanamıyor insan. Bir karakter şey diyor kitapta “ Olmayan, olamayan, yarım olan her şeyin anlamsızlığı anlamlı hale geldi” Hayatı anlamlı kılan gerçeklerdir ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi..
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20233,968 okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
“Kahramanlar Ne Yer” Gıda Mühendisi A.Erkan Akay tarafından yazılan ,altı hikayeden oluşan,insanın içini ısıtan,gülümseten,çocukluğuna götüren hikayelerden oluşuyor. Her hikayenin sonunda sorularla okuduğunu anlama analizinin yapılması çok güzel ve resim çizebilme olanağı sağlayan sayfalarda düşünülmüş Sağlıklı beslenme ancak bu kadar iyi ve eğlenceli anlatılabilirdi. Bir mahalle düşünün ,kenarından dere akıyor mis gibi tertemiz ,herkes ordan su içiyor “Gümüş Dere” Şimdi ne su ,su gibi berrak kaldı ne toprak ne de ordan elde edilen mahsüller… Böyle güzel bir ayrıntıyı okumak bile çok güzel … Çocuklara masal gibi artık bu sayfalar … Bizim çocukluğumuzda herşey tıpkı bu hikaye kitaplarındaki gibi doğal ve tertemizdi. Kitap içeriği; Paça çorbasının faydalarını. Boza ,leblebi ve tarçının uyumunu. Hurma ağacını belki de görmeyen çocuklar var. Balın faydalarını,aynı zamanda arılara çevreye duyarlılığı farkındalığı sağlayan anlatımla anlatılması çok iyi. Bizim dini ve kültürel değerlerimize uygun yazılması beni bir anne olarak ayrıca mutlu etti. Ezanın okunduğu vakti,bizim için ne ifade ettiğini ,kelimelere döken çok Nadide kalemler var ne yazık ki… Biz severek okuduk Tüm çocuklara önerimdir. Resimli sayfalar çok güzeldi. Sevgiler 🪻
Kahramanlar Ne Yer
Kahramanlar Ne YerA. Erkan Akay · Çok Çocuk Kitap · 017 okunma
44 syf.
·
Puan vermedi
Yas Temali Kitaplar 1 John Berger ve oğlu Yves Berger'in vefat eden Beverly Berger icin yazdığı bir ağıt Uçuşan Etekler. Kitabın ismi de Beverly Berger 'in saçlarına bir atıf. Baba oğulun bir yas günlüğü..Özlemler , derin sevgi, yarım kalmışlıklar ancak bu kadar güzel anlatilabilirdi. Özlenen eş ve anne. Kitabın icinde Yves Berger ve John Berger'in eskizleri var. Kısa bir kitap . Kısa olmasına rağmen bence duygu derinliği cok iyi verilmiş. André Groz'un "Son Mektup Bir Aşk Hikayesi" ve Jean Louis Fournier'in "Dul" kitaplarına benziyor. Bu kitapları seven okuyucular Uçuşan Etekler 'i de sever. Kitabı okuyun sonra da Beethoven'un piyano icin yazmis olduğu ( op 51 ) 2 nolu rondosunu dinleyin . Kitabı okuyunca okuyucular bunu anlayacaktır. Iyi okumalar.
Uçuşan Etekler
Uçuşan EteklerJohn Berger · Metis Yayıncılık · 2014537 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
"Allah dilerse bütün imkânsızlıkları mümkün kılar." Serinin ikinci kitabıydı Asude Bahçe . Hüma'nın yaşadığı onca acıya rağmen evladı için ayakta kalışını, Zeynep'in vesveseleri ve Derviş Dede ile yaptığı o huzurlu sohbetler gönüllere dokundu yine. Derviş Dede, yine gül şerbetiyle, yaseminli ıhlamur çayıyla ağızlara tat, sohbetiyle gönüllere huzur veriyor Asude Bahçe 'de. Yola koyulduklarımla yolda bulduklarım ruhuma, yüreğime şifa oldu. Allah aşkı, tevekkül ve teslimiyet ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Yola koyulduğumda bir aciz kul idim. Görünenin ardını bilmez idim. Biçare yüreğimi açtım, sana geldim. Zira vakit teslimiyet vakti. Ne diyordu arka kapakta Kapısına kara kış dayanan kederli kalplere, o kalplerin içindeki portakal çiçeklerine sığınmayı fısıldamak için yazıldı Asude Bahçe
Funda Uçuk Er
Funda Uçuk Er
"İdrâk ettim ki aslında herkesin cenneti de cehennemi de kışı da yazı da sonsuz baharı da kendi içinde. " "İnsan nasıl ölmüyor hayretten hayret" " Neyse ki yola çıkana önce Yaradan, sonra uçan kuş, yerdeki börtü böcek ve hatta rüzgar bile omuz veriyor da insan bazen patikaları sapsa da doğru yolu yeniden bulabiliyor."
Asude Bahçe
Asude BahçeFunda Uçuk Er · Cezve Kitap · 2021643 okunma
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
Sınıf atlama yolculuğu ve bulunduğu aileyi kabul edemeyiş bu kadar güzel anlatilabilirdi ve ben yazarın her kitabında buna eşlik etmekten büyük keyif aliyorum. Yazarın başka iki kitabını da okuyan biri olarak aileyi tanıyorum aslında, Onu neyin utandirdigini, anne babasını kabaliklarinin Onu nasıl rahatsız ettiğini, yaşadıkları muhitteki insan profilinden nasıl tiksindigini biliyorum. Diğer kitaplarındaki sert üslup bu kitapta yer yer yumuşamış, gençlik zamanlarında ki öfkesi dinmiş gibi, annesini ancak son yıllarında kabullenebilmiş bir evlat Ona karşı eski kötücül duygularından geç de olsa kurtulmuş. Güncel olan şey hala bu tür ebeveyn çocuk çatışmalarının ve sınıf atlama çabasının devam ediyor olması. Anneannem "çocuğu doğuruyorsun ama gönlünü doğuramıyorsun" derdi. Ne kadar uğraşsanda, ben çektim o çekmesin niyetiyle gücünün üstünde fedakarlıklar yapsanda belirli bir yaşa gelmeden annem babam haklıymış diyen yok. Düzen böyle.
Bir Kadın
Bir KadınAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20231,539 okunma
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Çizgi roman tarzında, harika çizimleri ve çok anlamlı konusuyla: Kalpsizler Kötü duyguların zihne ket vurduğu ve insanların kalbini alıp hissizleştiren bir çözeltiyle saklamanın bunun çözümü olacağıyla ilgili bir teori ortaya atılır ve iyi bir reklamla hızlıca yayılır. Tüm insanlar kalplerini aldırmaya başlar, bir kişi hariç: June. Kalplerini aldıran insanlar artık daha başarılı ve daha odak sahibi olmuşlardır ama kötü duyguları ile birlikte iyi duygularını da kaybetmişlerdir. Hissizleşen ablasının alınan kalbinin peşine düşen June, kalbini aldıran ama tekrar hissetmeye başlayan Max ile karşılaşır ve macera başlar. Kitapta öyle süslü, altı çizilecek, ders çıkarılacak cümleler yok; olduğunca sade bir anlatımı var fakat duyguların önemi ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Bazen kötü duygularımızın yok olmasını isterken aslında insanı “insan” yapan şeyin iyisiyle kötüsüyle sahip olduğu tüm duyguların toptan hali olduğunu unutabiliyoruz, kötü de olsa o duygular bizim, hatta belki de iyi birçok duygunun temeli de onlara ait. Konusu ve çizimleriyle çizgi roman sevenlerin bayılacağı, kitap okumayı sevmeyenlerin bir çırpıda okuyacağı bir kitap. Her yaştan okura tavsiyedir
Kalpsizler
KalpsizlerKerilynn Wilson · Genç Timaş · 2023315 okunma
175 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
mavi bir aleve dönüştürdüm kalbimi bir anda tutuşturmak istedim beni böyle umarsız bırakıp gittiğin bu zalim şehri yakamadım gözlerin dikildi karşıma bir caddenin tam ortasında inanılmaz güzel bakıyordu gözlerime hafif ıslak en özel en bilinmeyen türleri açmıştı papatyaların hatıralarınla titriyordu içim kuşlar kanatıyordu
Sensiz Kalan Bu Şehri Yakmayı Çok İstedim
Sensiz Kalan Bu Şehri Yakmayı Çok İstedimNurullah Genç · Timaş Yayınları · 2023156 okunma
1.251 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.