Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
282 syf.
3/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Yılın En Çok Abartılan Romanı!
YouTube kitap kanalımda en çok abartılan kitap olan Gece Yarısı Kütüphanesi kitabını yorumladım: ytbe.one/ADxRNdYqvDk Spiritüel yolculuklar, evrenle kurulan derin bağlar, insanın sonsuzluğu... EYVAH! Yoksa bu kitap Simyacı vol2 mi? İncelemeye başlamadan önce yine şunu söylemem gerek. Bu incelemenin altına yazılan her yoruma karşılık
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202154,6bin okunma
Her anne değerli ve güzeldir
Anne Annedir..♥️ Dünyanın en çirkin kadını yarışmasında bir ANNE, MARY ANN WEBSTER Yirminci yüzyılın başlangıç yılları. Dört çocuk annesi Mary sahnede, diğer yarışmacıların arasındaydı. Kimi şişman, kimi bıyıklı, kimi de kısa boylu birçok kadın, büyük ödül olan parayı alabilmek için "Dünyanın en çirkin kadını yarışması"na
Reklam
355 syf.
·
Puan vermedi
Bülbülü Öldürmek Kitabın; başlığını okuyan ve kapağını inceleyen, kitabın kuşlarla ilgili olduğunu düşünebilir. Acaba gerçekten öyle mi? Eser 1960 yılında yayınlanmış. Geçmişten günümüze birçok okura hitap ediyor.  Kitabın ana karakteri Scot, 9 yaşında küçük bir kız çocuğu.. Olaylar okuyucuya onun bakış açısıyla aktarılıyor. Abisi Jem, o da
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201471,8bin okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
Gözünü Aç, TUĞÇE olarak kitabın ismini değiştiriyorum
Herkese Merhaba, Bu kitaba puan vermeyeceğim.Okumak zorunda kaldığım şey için isyanımı yazacağım buraya. Büyük harfle belirtmek isterim ki; YAZARIN BELİRTMEYİ UNUTTUĞU DETAYI BEN AÇIKLIĞA KAVUŞTURAYIM KADIN BAŞROL KARAKTER BİSEKSÜELDİR. Bu detayı nasıl olurda belirtmezseniz, insanların ne seçim yaptığı yada nasıl yaşamak istedikleri beni
Gözünü Aç, Dani Brown
Gözünü Aç, Dani BrownTalia Hibbert · Artemis Yayınları · 202374 okunma
Arka fonda Carlos Gardel’in Por Una Cabeza’sı, denizleri geçip bu coğrafyada bir kafede çalıyor, dünya vatandaşı olmak güzel şey.
216 syf.
4/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Yazarın okuduğum ilk kitabiydi. Eyvallah serisini okuduktan sonra okusam daha iyi olacaktı sanki. Hataya düşmüş "açık" bir günahkar olaraktan, kitabi okurken ötekileştirildiğimi hissettim. Fesleğen gibi yarı melankolik, depresif bir arkadaşım olsa ona katlanabileceğim maksimum gün sayısı üç.. Kitabın dili 20 li yaşlarının başında bir
Fesleğen
FesleğenHikmet Anıl Öztekin · Hayy Kitap · 201715bin okunma
Reklam
320 syf.
2/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Felsefeye Sakın Bu Kitapla Başlamayın!
YouTube kitap kanalımda felsefeye kolayca başlangıç yapabileceğiniz kitap önerileri verdim : ytbe.one/o9vjINiv3z8 Bu kitabı okumaya başlamadan önce herhangi bir felsefe kitabının bu kadar kötü olabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi... Kitaptaki absürt yanlardan ilki, felsefeye yeni giriş yapan bir insanın henüz 2. bölümde Kant'ın
Felsefeye Giriş
Felsefeye GirişNigel Warburton · Alfa Basım Yayım Dağıtım · 20221,524 okunma
Evimin kapısından en son 5 Şubat 2023'te girmiştim... Saatler sonra taşların arasında uyandım. Korktum, ne olduğunu anlamadım. Sırılsıklam ıslanmıştım. Evdeydim ama yağmur yağıyordu. Kendime gelip kardeşlerimi ailemi aramak için kendi imkanlarım ile çıktım. Arka sokakta kardeşimin evi vardı. 18 aylık bebeği ve eşi evde yalnızdı. Yalınayak ne yöne gittiğimi bilmeden dakikalarca dolandım. Sonra bir şekilde binayı tanıyıp buldum. Minik yeğenimi ve annesini binanın yönetici ile beraber duvarları çekiçle kırıp kurtardık... Hatırladığım diğer şeyler bunun gibi değil. Çok daha korkunç, hafızamda silmek istediğim onlarca görüntüye sahibim... Unutmak istiyorum. Birçok kişi gibi. Ama biliyorum ki unutmak mümkün değil...😥🥀 Çok kızgınım, çok kırgınım... (Fotoğraf eve ilk taşındığımda aile grubuna atmak için çekilmişti 😔)
Örneğin acının, yoksulluğun, sefaletin, ölümün ve bu buna benzer tüm kötülüklerin olmadığı bir dünya hayal edelim. Açlık mı? Yok, herkes rahatlıkla istediğini yiyip içebilmekte, çok güzel yerlerde barınabilmekte. Aşk acısı? Yok, herkes istediği kişiyle beraber olabilmekte. Kimse kimseyi kıskanmıyor, herkes birbirinin iyiliğini düşünüyor. Her şey dört dörtlük. Hatta öyle ki birbirimize iyilik yapmaya bile gerek yok, kıskançlık olmadığı için aşkın da tadı çıkmıyor. Çalışma yok, dert yok tasa yok… Böyle bir dünya bizde duygu denilen bir şey bırakmazdı sanırım. Yüzyılların getirdiği kültür, uygarlık, edebiyat, felsefe çöp olup giderdi. Özlem, aşk, hüzün ve belki de huzur, mutluluk törpülenir hatta biterdi. Eğer evren bir simülasyonsa, bu simülasyonun kodlarında büyük bir kargaşa çıkardı, arıza çıkar ve bir müddet sonra simülasyon yok olurdu. Yani işin ironik tarafı tam hedeflenen mükemmeliyete varınca mevcudiyet ortadan kalkardı. Yüzyıllar boyunca özlenen, hedeflenen o kutsal gün aslında her şeyin bittiği günle aynı.
"İSİMSİZ KADINLAR 2."
NOT: lütfen kopyalamayınız telif hakkı içerir! Size yıllar önce tanıdığım ama hikâyesini henüz yeni öğrendiğim bir kadından bahsedeceğim. Bu kadınla bir mezarlıkta tanışmıştım. Ağlıyordu. Bir yakınını kaybetmişti sanırım. Yanına gittim ve baş sağlığı diledim. Yüzüme baktı, gülümsedi. Çok ama çok güzel gözleri vardı. İnsan gözlerine bakınca
Reklam
Edebiyathaberin kitabım için yazdığı tanıtım yazısı
Islak imzalar, çekilen kredilere, yeni alınan arabaların, evlerin sözleşmelerinin altına atılıyor. Ayrıca kredi kartlarımızı bize büyük kolaylık göstererek tüm gizli bilgilerimizle rahatça alışveriş yapabilmemiz için saklayan internet alışveriş siteleri de var. Büyük kolaylık! Bir yandan Rusya’nın vurduğu sivil sayısını ‘cepten’ takip ederken diğer yandan haberin ayrıntıları başladığında ekranı kaydırıp attığımız story’ye kaç kişinin baktığını da görebiliyoruz. Hayat bir şovsa elbette yola devam! Zaten attığımız tweet’lerle dünya haline tavrımızı koyuyoruz. Daha ne? Birbirimizi kandırmayalım. Tam da bu şekilde yaşıyoruz. İşin içinde “insan bu, alışır” kolaycılığının doğruluğu da var şüphesiz ama hepimiz birer seyirciyiz. Şinasi Türmüş’ün Velespit Yayınları etiketiyle yayınlanan Hiçbir Şey Anlamadım kitabı, işte günümüz insanının hayata karşı bu ‘seyirci olma’ halini anlatıyor.  Hiçbir Şey Anlamadım, eylemsizliği eylem haline getirmiş, dünyadaki önü alınamayan gidişatın farkında olan, üzerine düşünen, kafa patlatan ama tek hareket hali yürüyüş olan bir adamın, belki de senin, benim, onun, hepimizin, ‘kavanozdaki beyin’lerin hikayesi.  Yazının tamamı için: google.com/url?sa=t&source...
Hiçbir Şey Anlamadım
Hiçbir Şey Anlamadım
Yüksek müsaadenizle bugün biraz kendinden bahsetmek istiyorum. Sizlere derinin altında sıkışıp kalan bir cam kırığından bahseder gibi, hayatımdan bahsedeceğim. Bu hiç bir şeyi değiştirmeyecek. Beni anlamayacaksınız, sadece ara sıra bardağınızdaki kadehlerden yudumlar alıp, yüzünüze beni dinlediğinizi belirten mimikler konduracaksınız. Abiler,
Tercüman Recep
Her şey, bir iş görüşmesinde bana sorulan, "İngilizce biliyor musunuz?" sorusuna verdiğim "Evet" cevabı ile başladı. Bu sayede bir otelde güvenlik görevlisi olarak işe başladım. Garip olan ise benim İngilizce bilmiyor oluşumdu. Hem güvenlik görevlisine İngilizce niye lazım olsun ki? Ortaokul ve lisede altı yıl boyunca
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.