Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anlatım muhteşem...
Çünkü... çünkü... çünkü... yaşamı yeniden buldum. Çünkü binlerce parçaya bölünüp yeniden birleşmek, böylece kendi kendimi doğurmak ve doğumuma tanıklık etmek, hayır doğumumu yaşamak istedim ve seninle birleşirken, birleşme süreci içinde, anlıyor musun, çiftleşmeden değil, tekleşmeden söz ediyorum, o süreç içinde, duyuyor musun Gün, ağlamayı bırak, beni dinle, o neyin süreci olduğunu bilmediğim süreci yaşarken, binbir parçaya, milyonlarca parçaya dağıldım, ama benden ayrılan her bir parça o süreci yaşıyordu, yükselirken milyonlarca ben olarak yükseldim, düşerken, milyonlarca ben düştük... Yoksa, yoksa sen bunu yaşamadın mı Gün?
Muhteşem bir anlatım..
Dünya kan uykularda. Böyle bir yalnızlıkta seni düşünmek kadar büyük özgürlük yok. Kalabalık, yağmalıyor insanı. Senden uzak aldığım her soluk, ihanete dönüyor, Sadece sevmek değil bu. Bütün bir dünyasın. Gözyaşıyla, şiirle, şarkıyla, şarapla, mumla... "Üç nokta beş harf' düştüğüm güzellik. Suyumu kanatlandırdın, taşımı buluta çevirdin, sözümü menevişledin... Sana şükürler olsun ey göklerin ve yerlerin sahibi. Derin uçurumlar üzerinden sevdin beni.
Reklam
Romanda adam sevdiği kadın hakkında şöyle bir cümle kuruyor: "Bu kız, kendim olmam için bende eksik olan tek şeydi." Muhteşem bir anlatım.
Muhteşem anlatım
Hapishane bahçesinde, insanın ayak ucuna inerek ekmek kırıntılarını toplayan ve aynı hürriyetsiz topraklarda adım atan bir kuşun bir kanat vuruşuyla bu duvarları aşarak serbestliklerle kucaklaşmaya gittiğini görmektense, nefes almaktan başka hürriyeti hatırlatacak hiçbir şey bulunmayan zindana kapanmak daha iyi değil midir?
Muhteşem anlatım
Derin derin baktı köylülere. Dizilmişler. El koyunları gibi. Çağırdığın yere giden. Koş dediğin zaman koşan. Öl dediğin zaman ölen. Durumları dil ile anlatılamayan... Eski püskü giysiler içinde, perişan... Paçavralara bürünmüş... Yüzyıllık çileler içinde yitmiş! Susuz kör kuyulara dönmüş ışıksız gözler... Ne demekte, ne söylemekte, ne anlatmakta olduğu belirsiz, anlamı yitik, hatta anlamsız, kaçak gözler!.. Yanmış, yunup yıkanmış yüzler...Kavlamış...Adama kinli kinli bakan, "Sen düşürdün beni bu hallere!..Senin ananı, dinini!.. Karını, kitabını!..Sülaleni, messebini!.." diyen, kara, çilkara adamlar...Adamların gözleri... Baktı kaldı Kaymakam.
Sayfa 161 - Literatür Yayıncılık (e-kitap)Kitabı okudu
Muhteşem bir anlatım;
Allah Teâlânın sahip olmadığı ve ihtiyaç duyduğu ne vardır? Hak Teâlâ'nın huzuruna, Kendini orada görsün diye nurlu bir kalp götürmek gerek…
Sayfa 284Kitabı okudu
Reklam
Muhteşem bir anlatım..
"Kimsenin yapacak bir işi yoktu. Kadınlar evlerde, ak sakallı erkekler kahvelerde toplanıyorlardı. Bu toplantılarda saatlerce susulurdu. Tek tek değil de bir arada susuşun bir başka mānası var gibiydi. Belki de dünyanın sonu böyle beklenirdi."
Sayfa 10 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam sloganlarından devşirdiği hayat felsefesini sevgili halkıyla paylaşmak teveccühü gösteren DJ’ler ve VJ’ler; anlatım bozukluklarıyla dolu basın, dahası edebi[!] eserler; tükürük fıskiyesi bir ağızla saçmalayan politikacılar; söyledikleri sözümona şarkılarla coşarak kendinden geçen benzersiz sanatçı ordusu, anlamın/hakikatin muhteşem sağlamlığına karşı zihinsel zavallılıklarının kalın kabuğu altında besledikleri kudurgan kini gizlemeyi pek beceremiyorlar. Renkli, çok yönlü, üretken, zengin, halkını seven, ödüllü... gibi sıfatlarının arkasında açgözlü birer şapşal olduklarını saklayabileceklerine nasıl da inanıyorlar!
Mükemmel Anlatım
Günün birinde, ısırgan otlarını koparmaktan helak olmuş gördüğünde, köklerinden koparılmış ve şimdiden kurumuş bu bitki yığınlarına bakarak "Ölmüşler. Aslında onlardan yararlanmayı bilmeniz iyi olurdu. Isırgan otu körpeyken yaprakları çok lezzetlidir; kartlaştığında keten ve kenevir gibi telcikleri ve lifleri oluşur. Isırgan otu doğrandığında kümes hayvanları, öğütüldüğünde büyükbaş hayvanlar için güzel bir yem olur. Samana katılan ısırganotu hayvanların tüylerini parlaklaştırır; tuzla karıştırıldığında muhteşem bir sarı boya oluşturur. Yılda iki kez biçilen mükemmel bir ottur. Peki ısırganotu ne ister? Biraz toprak yeter, ne özen ne ekim ister. Sadece ot olgunlaştıkça tohumları döküldüğü için toplaması zordur. Hepsi bu. Isırgan otu biraz çabayla yararlı hale gelecekken, ihmal edildiğinden zararlı bir ota dönüşüyor. O zaman onu kökünden koparıyorsunuz. Çoğu insan ısırganotuna benzer! " demiş, kısa bir sessizliğin ardından eklemişti: "Dostlarım, şunu aklınızda iyi tutun, kötü ot ya da kötü insan yoktur, sadece kötü çiftçiler vardır. "
Sayfa 198 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Muhteşem anlatım
Sadaka zekat, fıtr, hayır gizliden gizliye yapılıyor ama kimsenin haberi olmuyor. O halde yeni gelen nesiller nereden öğrenecek hayır yapmayı, kitaplardan mı? Bir kere şunu unutmamak lazımdır. Allah yeryüzünde insana insandan tecelli eder, kitaptan değil. Allah sadece insana hilafet vermiştir. Kitaba, çiçeğe, böceğe şuna buna değil, ama insana bu mukaddes vazifeyi tevdi kilimıştır. Her şeyi insan için, insanı da kendisi için yarattı. Dolayısıyla insanı evvela davranışlarıyla makbul, okunur bir kitap haline gelmelidir.
87 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.