Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İşte Hayat (İpek Ongun)
Erkekleri çok iyi anlayın, az sevin. Kadınları anlamaya kalkışmayın ama çok sevin...
Sayfa 389 - Artemis
Bir hocamız var. Sohbetlerden sonra gözü hep çay arar, gelince de şöyle derdi: "Çocuklar çayın dilini, halini seyredin ve anlayın. Üç yudumda içip bardağı bir kenara atmayın. Sanmayın ki o yalnız yaprak, su ve şeker. Kavrulur, kurur ve kapkara olur. Yetmez başına kaynar su dökülür. Yine olmaz, olmak için bekler ve öyle demlenir. Demlemek ve kıvama kavuşmak için kavrulmak şart. Yanmadan olmuyor. Beklemeden olmuyor. Demini almak için 'dem'in geçmesi lazım. Yoksa görüntüsü güzel olsa da tadı lezzet vermez. Tadı güzel olmayınca görüntüsü güzel olmuş, ne fayda! İsterse en güzel fincanda sunulsun. İşte insan da böyledir. Demlenmesi için yanması kavrulması gerekir. Gayenin çilesini çekmeyen demlenmez. Çile, hali bilmektir, yaşamaktır. 'Dem'in geçmesini sabretmesini bilmeyen, demlenmez. Böyle olunca da isterse kaftanlar giysin, ne kelamı tat verir ne de ahvalı. Kulağınıza küpe olarak takın: Yanmayan, yanar."
Sayfa 12
Reklam
Zamanı anlayın çocuklar; anlamak değil de, düşünün yeter! Bizi muşmulaya çeviren zamansa, sizi de işte böyle, altı aylıkken düşürülmüş kavanoz çocuklarına döndüren, aynı zaman! Bizi zaman kokuttu; sizi de, ithal malı buzdolaplarına rağmen, zamanı kokutanlar üretti.
Sayfa 81
Anlayın işte...
İnsan ancak olabildiğince az yalan söylediğinde olabildiğince az yalan söylemiş olur; yoksa olabildiğince az yalan söyleme fırsatını bulduğunda değil.
Sayfa 42 - Bordo Siyah YayınlarıKitabı okudu
İşte size şaşmaz bir ölçü: Her kim ki başka yazarlar, şairler hakkında buram buram kompleks ve kıskançlık kokan yazılar yazmıyor, onlara hakaret etmiyorsa, o kişi üretmeye yoğunlaşmıştır. Bunun tam tersine, her başarılı meslektaşına saldıran birini gördünüz mü anlayın ki o bir zavallıdır. Ve ne yazık ki bazıları 70-80 yaşına da gelse bu illetten kurtulamaz. Mezara bile birilerini kıskanarak gider.
BİRİ BANA SAKİN DESİN
Biri bana sakin desin ortalık fena karışık Biri beni dinlesin Anlasın biri beni Biri gözlerime baksın Ortalık fena karışık. Ayın boynu bükük, neden? Neden bulanık hep suyum? Sevmiyor işte beni, biriniz de anlayın Biriniz şarap getirin, yakarım yoksa ağaçları Su serpin, tuz dökün, bakın her yerim kanıyor Ne deseler kanıyorum, sahi
Reklam
Velhâsıl böyle işte..bu kadar.
Yağmur yağmamış hani günlerce.Bir tek bulut yok gökyüzünde.Köylü perişan.Ters giyilen cübbeler nafile, yağmur duaları icabetsiz.Açı doyurmuşlar, fakiri giydirmişler, yetimin başını okşamışlar, yok yine yok. Bir dervişin yolu o köye düşende ahvâli anlatıp arzı hal eylemişler.Derviş onları iyice dinledikten sonra "bu köyde ne kadar küçük çocuk varsa hepsini buraya toplayın" demiş.Şaşırmışlar ama vardır bir hikmeti deyip isteneni yapmış köylüler. Derviş baba çocuklarla biraz sohbet etmiş, herbirini tek tek dinlemiş.Sıra küçük bir çocuğa gelince tebessüm ederek köylüleri çağırmış yanına.Bakın demiş, dinleyin bu gül yüzlüyü ve anlayın yağmur niçin yağmıyor. O gül yüzlü biraz da mahcup anlatmaya başlamış."Babam, bayram için bana yeni bir ayakkabı aldı.Ben her gece uyurken Allahım diyorum ne olur yağmur yağmasın.Yağmur yağıp da yeni ayakkabılarım çamur olmasın." Yani böyle işte..Bu kadar.
"Sevmiyor işte beni, biriniz de anlayın Biriniz şarap getirin, yakarım yoksa ağaçları."
482 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.