Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Artık çocuk ağlıyor, kadın ağlıyor, sema ağlıyor, her şey ağlıyordu. Bütün bu ağlamalara, gözünden yaş akıtmadığı halde, efenin ağlayan kalbi cevap veriyordu.
"Bazıları benim korkunç bir kişi olduğumu düşünüyor! Hiç de bile! Bende bir çocuk kalbi var: Masamda ve bir kavanozun içinde"
Reklam
"Biz ayrılmıştık. Hem de onu ben terk etmiştim. Kötünün iyisi olsun diye. Kendimi yatağın üstüne bırakmış MENA Otel'in 438 numaralı odasının tavanını izlerken kendime ayrılığımızı ve nedenini hatırlatma ihtiyacı duyuyordum. Çünkü... Hiçbir şey yapmasa da yatağın diğer tarafındaki ağırlığı beni heyecanlandırmaya yetiyordu. "Biz ayrıldık." diye mırıldandım kendi kendime. Meriç "Eee?"dediğinde kendi yüzleşmeme onun da dahil olduğunu kabul ettim. "Hatırlatıyorum." "Hım. Sıra bende."dediğinde başımı yan çevirip onun kahverengi gözlerine, küçük yuvarlak burnuna ve bir kalbi andıran dudaklarına sırasıyla baktım. Dudağımdan tanımadığım seste bir soru döküldü. "Ne için?" Meriç Tuna parıldayan kahverengi mucizeleriyle bana bakarken kim olduğumu unutturuyordu. "Siyah benim rengim Kayla. Çiçekli elbiselerine ne oldu?" "Değişiklik yaptım." Meriç içini çektikten sonra başını yastığa doğru biraz daha bastırdı. "Ayrıldık demiştin değil mi?" Ses çıkarmadan ona bakmaya devam ettim. Meriç bir kez daha içini çekti. "Ne saçmalıyoruz biz?"dedikten yarım saniye sonra üstümdeydi. Bu ani yer değiştirmesiyle bedenim ona doğru kıvrıldı. Derin bir nefes alıp onu bekledim. Konuşmadan önce diliyle dudağını ıslattığında göğüs kafesimin altında bir sarsıntı yaşanıyordu. O'nun sarsıntısı. "Hatırlatayım. Sen benimsin, baş belası."
Müsamerede okuduğu şiirin devamını unutmuş çocuk gibi şaşkın, gözler, gözleri bir kadının gözlerine kaymış ve tam gözlerini kaçırmaya niyetlenmişken çekememiş, öylece o kadının gözlerinde şarap içmiş, sevişmiş, domuz gütmüş, bir kadının gözlerinden girilebilecek ne kadar günah varsa oralara girmiş bir şeyh kadar kaygılı, içinden ölü bebek çıkan, rahmi kanayan, kalbi rahminden daha fazla kanayan, gözleri kalbinden daha da kanayan, her yanı kanayan bir esmer kadın kadar acıyla susuyorum.
Yağmurda koşan bir çocuk olsam Vedalaşır gibi, bildikleriyle. Kendinden mahrum kalır mı insan? Kalsam. Duralım burada, güzel esiyor!
Yılmaz Zafer O dönemlerde Türk sinemasının en genç, en yetenekli, en gelecek vaad eden jönüyken çok ağır bir kalp krizi geçirdi ve kalbi uzun süre durduğu için beyin hücrelerinin önemli bir bölümü zarar gördü. Bu talihsiz adam, ömrünün son yıllarını tıpkı bir çocuk gibi geçirdi. O dönemde Perihan Savaş ile evliydi ve Perihan Savaş gerçekten de çok emek verdi kendisine. Yılmaz Zafer, yapacağı çok iş varken ve ortalığı kabiliyetsiz onlarca adamın doldurduğu bir zamanda, çok genç yaşta aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin.
Sayfa 149 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Çocuk kalbi
Hiç kullanılmamış bir çocuk kalbi vardı bende ve kötülük nedir bilmezdim seni tanımadan önce...
sen kalbi bir gözyaşı kadar temiz ve bir çocuk bakışı kadar aydınlık bir insansın.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.