Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birinci sayfadan verilen haber şöyleydi: "Haydarpaşa Lisesi'nin pansiyon müdürü, Fenerbahçeli ünlü futbolcu Ömer Boncuk, orta ve lisede okuyan yatılı öğrencilerden altısına, 'Sizi sınıf geçirteceğim,' diyerek odasına götürmüş ve tecavüzde bulunmuştur." Bu haberin ardından Milli Eğitim Müdürlüğü, Boncuk Ömer'i
FEVZİ ÇAKMAK PAŞA ve MAKİNA...
Miralay Sadık Sabri Bey'e Fevzi Çakmak Paşa'yı da sormuştuk, şöyle dedi: - "Fevzi paşa, bir makinadır! Bilgilidir, okur, okumayı öğrenmeyi sever. Üç Avrupa dili bilir; temiz bir gençliği vardır, çok kuvvetli hafızası vardır..." Bunun üzerine Sadık Sabri Bey'e sorduk: "Peki efendim, Fevzi Paşa madem böyle temiz ve kıymetli bir insandır; bu inkılâp hâdiselerine niçin seyirci kaldı, bir iş göremedi?" - "Ah çocuklar, sözlerime dikkat etmiyorsunuz. Ben onun için "makinadır" dedim. kuvvetli bir makinadır... Büyük insandır demedim... Makinayı, insanlar kullanır; makina, insanları kullanamaz! Makina hangi elde olursa onun için çalışır. İT'nin büyük askeri, Cihan Harbi'nin, Mütareke'nin askeri, sonra Cumhuriyet devriminin büyük askeri. Büyük insan mânâsına değil; verilen emri yerine getirir. Hâdiselere istikamet verecek, emir verme kabiliyeti yok. M. Kemal'e rakip olacak, onunla mücadele edecek çapta değildir. Ondan büyük işler beklemek doğru değildir. İnsan tanıyamamak, yanlış insan seçmek, büyük bir belâdır..."
Sayfa 195 - 196 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Miralay Sadık Sabri bey-, Fevzi paşa Makinadır!, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İdama mahkûm edilen dört İttihatçı karar okunduğu zaman mahkeme salonunda değildi ve akıbetlerini ancak gece yarısı hücrelerinden alınınca öğrendiler. Asıldıktan sonra cesetleri hapishane avlusunda yeri belirsiz mezarlara gömüldü. Bu bir adli cinayetti. Dr. Nazım, Hilmi ve Nail güç sahibi oldukları devirde şiddet kullanmaktan kaçınmamış
Sayfa 520Kitabı okudu
Enver ağabeyin sohbetinden;
İnsan ölüme hazırlanırsa, huyu güzel olur. En büyük müjde, mümine ölümü hatırlatmaktır. Mü'minin ölümü, büyük saadettir. Sevgiliye ancak ölümle kavuşur. ~ Ölümü hatırlamak, ömrü uzatır. Çok yaşama arzusu ise, ömrü kısaltır. Böyle biri, üç şeye hasret gider: Topladığına doymaz, umduğuna kavuşamaz, ahiret yolculuğu için yeterli hazırlık yapamaz.
Sayfa 270 - Kültür Bakanlığı YayıncılıkKitabı okuyor
İnanın bana, dinler, ahlak dersi vermeye kalkıştıkları ve birtakım emirler yağdırdıkları andan itibaren yanılırlar. Suçluluğu yaratmak ve cezalandırmak için Tanrı zorunlu değildir. Benzerlerimiz, kendimizin yardımıyla yeterlidir bunun için. Son Yargı'dan söz ediyordunuz. Bırakın da saygıyla güleyim buna. Gözümü kırpmadan bekliyorum onu. Daha kötüsünü tanıdım ben, insanların yargısını. Onlar için hafifletici nedenler yoktur, iyi niyet bile suç olarak düşünülür. Hiç tükürük hücresinden söz edildiğini işittiniz mi, bir halkın dünyanın en büyük halk olduğunu kanıtlamak için son zamanlarda icat ettiği hücreden? Tutuklunun içinde ayakta durduğu, ama hiç kımıldayamadığı daracık bir dört duvar. Onu çimentodan kozasına sımsıkı kapatan sağlam kapı çenesinin hizasında durmaktadır. Bu durumda adamın ancak yüzü görülür ve gelip geçen her gardiyan bu yüze ağız dolusu tükürük atar. Hücrede sıkışıp kalan tutuklu, gözlerini kapamasına izin varsa da, yüzünü silemez. Alın size, azizim, bir insan icadı. Bu küçük şaheser için Tanri'ya ihtiyaçları olmadı insanların Öyleyse? Öyleyse, Tanri'nın tek yararı, masumluğu güvence altına almaktır ve ben dini daha çok büyük bir temizleme girişimi olarak görürüm, zaten onun özü bu olmuştur, ama kısaca, ancak üç yıl süreyle, o zaman da adı din değildi onun. O zamandan beri sabun bulunmuyor, burnumuz pis ve karşılıklı olarak burnumuzu siliyo- ruz. Hepsi tembel, hepsi cezalı, üzerlerine tükürdük mü yallah boğuntu hücresine! ilk kim tükürecek oyunudur bu, o kadar. Size büyük bir sır söyleyeceğim, azizim. Son Yargı'yı beklemeyin. Her gün içindeyiz onun.
Sayfa 79 - Albert CamusKitabı okuyor
"Üç tür insan var. En mutlular, herkesin ve her şeyin esasen iyi olduğunu sanan, dünyadan habersizler. İkinci ve en büyük tür, yarı pişmiş iyimserlerdir: Açlığa ya da sakatlığa rahatsız olmadan bakabilmelerini sağlayan mental bir büyü hilesi bulmuş insanlar yani. Bunlar ya kötülerin acı çekmeyi hak ettiğini, yahut uluslarının bu sefaletleri -yarattığını değil de- tedavi edeceğini, ya da Tanrı'nın, Doğanın, Tarihin bir gün her şeyi düzelteceğini sanırlar. Üçüncü ve en ender türdekilerse, insan yaşamının ancak ölümün iyileştirebileceği, esasen acılı bir hastalık olduğunu bilir. “
Sayfa 174
Reklam
Fransız tarihçi Lamartine, şöyle der: "Şayet gayenin büyüklüğü, vasıtaların küçüklüğü ve neticenin azameti, insan dehâsının üç ölçüsü ise; modern tarihin en büyük şahsiyetlerini Hz. Muhammed'le - sallâllâhu aleyhi ve sellem - kıyaslamaya kim cesaret edebilir?" (A. de Lamartine, L'histore de la Turquie)
Benim bir Japon balığım, bir köpeğim ve üç kızım olduğunu düşünün. Zekâ ve gelişim açısından en sınırlı olan Japon balığım, ona ne kadar iyilik göstersem de sevgimi ve merhametimi nispeten düşük bir seviyede algılayıp deneyimleyebilir. Balığımdan daha karmaşık ve daha akıllı bir hayvan olan köpeğim, benim ona duyduğum ilgi ve sıcaklığı daha yüksek
Kıyamam ki diselerine hepsini aldım buraya
SİZ AŞKTAN N'ANLARSINIZ BAYIM? Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Alt katında uyumayı bir ranzanın Üst katında çocukluğum ... Kağıttan gemiler yaptım kalbimden Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. Aşk diyorsunuz, limanı olanın aşkı olmaz ki bayım! Allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca Havı dökülmüş yerlerine yüzümün Büyük bir
…insan soyunun en büyük düşmanı Kuzey Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı…
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.