Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Doktor Mehmet Şükrü Sekban
Aslı, bugün Elaziz’in ilçesi olan Madenlidir. Cildiye mütehas­ sısı ve Cerrahpaşa Hastahanesinde bugünkü manada doçentti. İstanbul’daki tüm Kürt faaliyetlerinin içinde yer almıştır. Çok pa­ ra kazanırdı. Tüm Kürt dernek ve dergilerine maddi yardımlarda bulunmuştur. Atatürk’ün “Yüzellilikler” dediği listenin başınday­dı. O da, diğer Yüzellilikler
"Robert kolejden Mehmet'in çok güvenilir bir arkadaşım ve doğru dürüst bir insan olduğunu evet ailesinin çok dindar ve muhafazakar olmasına rağmen görücü usulü ile evlenmeye hatta başörtülü annesinin kendisine İstanbullu ve okumuş da olsa bir kız bulmasına yıllarca karşı çıktığını ve kendi tanışıp arkadaşlık edeceği kızlardan biriyle evlenmek istediğini anlattım.."
Sayfa 109 - YKYKitabı okudu
Reklam
“Doğma büyüme bir İstanbullu olan Âkif, geleneğin ve yüzyıllar içinden süzülüp gelen İstanbul görgüsünün yaşandığı bir çevrede büyümüştü. Bu tecrübenin üzerine bir de onun benzersiz dikkati, gözlem gücü ve yürüme zevki ilave edilirse büyük eseri Safahat'ın aynı zamanda eski İstanbul, daha genel mânâsında eski hayatımız için bulunmaz bir kaynak olduğu ortaya çıkar.”
Sayfa 201 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Kimler öldürüldü?
Mete Tunçay'a göre motorda öldürülenlerin sayısı, Mustafa Suphi'yle birlikte 14'dür ve adları şöyledir: 1) Samsun'un Hançerli Mahallesinden Mustafa Suphi 2) Üsküdar'ın Ahmet Çelebi mahallesinden Ethem Nejat (İzmir Maarif müdir-i sabıkı) 3) Erzincanlı Aşçıoğlu Bahaeddin (muallim) 4) Uşak'ın Hacı Hüseyin Mahallesinden Kazım Hulusi 5) Sürmene'nin Asu Karyesinden Kıralioğlu Maksut 6) Cihangirli Hilmioğlu (İsmail) Hakkı (doktor) 7) Van'ın Erciş kazasından Ahmetoğlu Hayrettin (Nefer) 8) Bandırma'nın Manyas Nahiyesinden Mehmet Ali bin Hakkı (topçu yüzbaşı) 9) İstanbullu Emin Şafak (Mühendis) 10) Kadıköylü Tevfik bin Ahmet (Tayyare Yüzbaşısı) 11) Manisalı Kazım bin Ali (İhtiyat Zabiti) 12) Erzincan'ın Akdağ Karyesinden Hatipoğlu Mehmet 13) İzmir'in Tilkilik mahallesinden Hacı Mustafaoğlu Mehmet 14) Kandıralı Cemil Nazmi bin İbrahim (Elmalı kaymakam-ı Sabıkı) Tunçay bu listeye bir de Meryem yoldaşı eklemektedir. Oysa kimi tanıklık ve raporlarda bahsi gexen başka isimler de vardır. Mesela, Küçük Talat'ın mektubunda bahsettiği, Türkistan'dan gelip Bayburt ile Gümüşhane arasında bir yerlerde öldürülen Yüzbaşı Kazım yoldaş. Veya Rusça yazılmış bir raporda Trabzon'da öldürüldüğü belirtilen Nedim Agâh. Tabii vali vekili İsmail Sabri'nin, motorla gittiğini iddia ettiği ve tanıklardan Faik Gürkök'ün karaya vurduğunu söylediği kadın cesedini de unutmamak gerekir
Sayfa 191Kitabı okudu
Ömer Seyfettin Çerkez değildir,
Şimdi Ömer Seyfettin'in Çerkez asıllı olduğunu yeniden pompalamaya başladılar. Hâlbuki Ömer Seyfettin, etnik ayrımcılığın dışarıdan desteklenen emperyalist bir tuzak olduğunu bildiği için 1918'de yazdığı "Cesaret" ve 1919'da kaleme aldığı "Bir Kayışın Tesiri" başlıklı hikâyelerinde Çerkez milliyetçiliğine açıkça
Sayfa 93 - Bilgeoğuz YayınlarıKitabı okudu
RIZA NUR'UN GÖNÜLLÜ SÜRGÜNDEN TÜRKİYE'YE DÖNMESİ Mustafa Kemal'in ölümünden sonra 30.11. 1938'de deniz yolu ile Türkiye'ye döndüğünde rıhtımda Atsız ve eşi Bedriye Hanım karşılamış, yakın dostu ve meslektaşı Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman’ın tahsis ettiği, Taksim'de Şehid Muhtar Caddesi'ndeki apartmanlardan
Reklam
Mehmet Reşid Efendi, İstanbullu Hoca ile karısını, yüzünü görmediği oğlunu, ömrünce hazırladığı durumunu, yaşayış düzenini ve en önemlisi mizacını ebediyete vermişti. Şimdi de Küçük Ağa ile yeni bir hayat, bir düzen kurmanın, yeni bir mizaç ve kişilik edinmenin o zor didişmesini yapacaktı. Ve İstanbullu Hoca'dan Küçük Ağa'ya bir miras kırıntısı kalmıyordu.
Sayfa 369 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kuyucaklı Yusuf, konusu Anadolu'nun bir kasabasında (Edremit'te) geçen ve baş kişisi köylü, öbürleri kasabalı olan gerçekçi bir eserdir. Gerçi ondan önce Yakup Kadri'nin Yaban ( 1932) ve Reşat Nuri’nin Yeşil Gece ( 1938) adlı romanları da konularını Anadolu'dan alırlar. Ama her ikisinin de baş kişileri birer aydındır.
PADİŞAH FERMANI (BUYRUĞU)386[393] Mehmet Vahidettin (ONAY) Kuvayi Milliye adı altında çıkardıkları fitne ve fesatla, Anayasaya aykırı olarak halktan zorla para toplamak, asker almak, bunun aksine hareket edenlere işkence ve eziyet ederek, vilâyetleri yakıp yıkmaya kalkışmak suretiyle, iç güvenliği bozanların ter- tipçisi oldukları iddiasıyla haklarında dâva açılan, 3. Ordu Müfettişliğinden387 393 [394] alınarak, askerlik mesleğinden çıkartılmış bulunan Selânikli Mustafa Kemal Efendi, eski 27. Fırka Kumandanı Miralaylıktan (=Albaylıktan) emekli İstanbullu Kara Vasıf Bey, eski 20. Kolordu Kumandanı Mirliva (=Tuğgeneral) Salacaktı Fuat Paşa ile eski Vaşington Elçisi ve Ankara Milletvekili Midillin Alfred Rüstem ve eski Sıhhiye Müdürü İstanbullu Doktor Adnan Bey ile eski Üniversite Batı Edebiyatı öğretmeni Halide Edip Hanım'ın; ayrıntıları 11 Mayıs 1336 (=1920) tarihli ve 20 sayılı karar tutanağında yazılı olduğu üzere, Mülkiye (=Devlet) Ceza Kanununun 45. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, 55. maddesinin 4. fıkrası ve 56. maddesi uyarınca, sahip oldukları askeri ve mülkî rütbe ve nişanlarla, her türlü resmî unvanlarının kaldırılmasına ve İDAMLARINA, hâlen firarda bulunmaları dolayısıyla kanun hükümleri gereğince mallarının haczedilerek, usûlüne göre idare ettirilmesine dair İstanbul 1 Numaralı Divan-ı Harbi (=Askeri Mahkemesi) tarafından gıyaben (=kendisi yokken) verilen hüküm ve karar, ele geçirildiklerinde tekrar yargılanmak üzere onaylanmıştır. Bu Padişah Fermanını (Buyruğunu) yürütmeye Savunma Bakanı görevlidir. 24 Mayıs 1336 (1920) Başbakan ve Savunma Bakanı Vekili DAMAT FERİT
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.