Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
deniz soluk alıyor bir insan sanki -veriyor- soluk tenine çocuğun acı mavisini
GELMESEM Gelmesem kırılır mı dalları selvilerin Gelmesem hangi deniz senin kalbinden derin Yıkılır mı ansızın orda bir can tanesi Bir duy, yalnızlığımı inleten kimin sesi Hani bir bak diyorum o şehrin yollarına Belki bir gölge olup düşerim kollarına Sen ey beni bekleyen sonsuz acı ve umut Gelmesem de, göklere bakmadan beni unut
Reklam
Biz hepimiz uzun uzun sıkılırız Arkadaşlarımız da sıkılırlar ki bize gelirler Boşlukta asılı bir Tanrı zamanı Otururuz bütün hareketlerin dışında Aynı sözleri her gün ilk kez söyleriz Yalnızlığımızdan kopmuş bir taştır çocuklarımız Yaşına gelmeden katılırlar bize Pencerelerden yine kendimizi görürüz Öyle uzak ki dünya avuçlarımıza İkinci bir cezadır duamız kalbimize Hoyrat ve sıkılgan gideriz kadınlara Kadınlardan geliriz bir eksiklik cümlesi Gölgemiz kendimizden daha konuşkandır Hiçbir güzellik kışkırtamaz aklımızı Yoktur ki acı olsun başkalarının yıkımı Dışımızdadır ağaçların kanadı suların elleri Toprakla deniz arasındaki fark Birisinde susuz boğuluruz Öteki nem bile değildir sözümüze Her kapımız bir mezar taşı Biz hepimiz uzun uzun ölürüz...
Sayfa 70
Beni görünce,”Demek geldin," dedi yalnızca. Elimden tuttu.Endişeliydi hâlâ. "Gelmemeliydin.Acı çekeceksin.Ölmüşüm gibi olacak,ama ölmeyeceğim..." Bir şey söylemedim. "Anlamalısın.Çok uzak. Bu gövdeyi oraya taşıyamam.Çok ağır." Bir şey söylemedim. "Atılmış,eski bir deniz kabuğu gibi olacak.Bunda üzülecek bir şey yok..." Bir şey söylemedim.
Binlerce geyik ya da binlerce kuşun beraberliği Aşk, o benim en güzel hayvanımdır En yeşil ormanların en yeşil mantığında Duyulmaz, öpülmez balığında deniz altlarının Ya da bir akşamüstü lokantası gibi Çöküp de köylülerin yorgun argın Aşk Çok belli bir dudakta iki kişi olmanın. Çok gördüm bir kadındır atlanıp gözlerinden Göz, o benim en
YÜRÜYELİM SENİNLE İSTANBUL’DA Kırmızıyı sevdiğini bilseydim Hayallerim kıpkırmızı olurdu İstanbul hâlâ güneşin ardında Ufuklarında birkaç kere leke birkaç kan pıhtısı dudaklarında İstanbul hâlâ sevimli mi sevimli
Reklam
Alev üstüne alev, duruyoruz şaşırarak; Hayatın meşalelerini yakmaktı niyetimiz, Sarıyor bizi ateşten bir deniz, hem de ne ateş! Aşk mı, nefret mi, etrafımızı kor gibi saran, Acı ve sevinç arasında dehşetle gidip gelen, Öyle ki, gizlemek için kendimizi gençliğimizin örtüsü altında, Bakışlarımızı yöneltiyoruz yeniden toprağa.
Sayfa 203 - İthaki YayıneviKitabı okuyor
+1
"Artık acı duyuyorsun, balık" dedi. "Tanrı biliyor ya, ben de."
Sayfa 40 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Sesi o kadar gür bir o kadar rahatlatıcı en çok da acı doluydu. Yüreğindeki tüm kederi bize döküyordu sanki. Deniz gibi sahiplenmek borcumuzdu....
2224 Ey mânâ Güneşi, sen de canfeşanlık edip şu köhne âleme bir yenilik göster. 2225 İnsanın vücûduna can da, revan da gayb âleminden akar su gibi gelir. 2226 Her vakit gayb âleminden insan bedenine yeni yeni hayat ve füyûzât vârid olur. Ten cihanından da dışarıya çık emri verilir. 2227 Resûl-i Ekrem Sallallâhü Aleyhi Vesellem buyurdu ki:
Sayfa 220
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.