Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Senin gözlerinde gizliydim
Hiçbir sesin hiçbir yüze derinlik katmadığı; çarşıların sünger gibi insanların ömrünü emdiği; yüksek sesle konuşmanın haklı ve önemli olmaya yettiği; "taşların bağlanıp köpeklerin serbest bırakıldığı"; yalanın iplerinin çözüldüğü; insanların, eşiklerine dayanan yıkımdan kapılarını örterek kurtulduğu; mevsimlerin bile devlet zoruyla düzene sokulduğu; annelerin çocuk yerine suç doğurduğu; yatakların mezara, evlerin hapishaneye döndüğü; herkesin gücünü, incittiği insan sayısından aldığı; gülünç olmamak için insanların sevgisini gövdesine gömdüğü, aşağılık bir kuşatma altında, bir halk kahramanı, bir uzak masal zamanı gibi onurlu, mağrur, bilge ve güzeldi. Bizim kusurumuzu, hasretlerimizi, iyiliğimizi ve kötülüğümüzü göstermek için dünyanın başımızın üstünde tuttuğu bir hayal ülkeydi, bayrağı gökkuşağı olan.
Kararlılığıyla benzersiz başarılara imza attı… Fakat bu harika başarılar , onun sağlığının ve hayatının her bir zerresine mal oldu…Onun günlük "programı"nı incelediğimizde bizi şaşırtan şey, onun hilâfet süresinin ve ömrünün kısalığı değildir… Bizi şaşkınlık ve hayretler içinde bırakan asıl durum, onun bedeninin bu yoğun programa tahammül gösterebilmesi ve iki yıl beş ay yaşamayı başarabilmiş olmasıdır…!! Halife olmadan önce bu beden, dünyanın en güzel ve faydalı besinleriyle besleniyor, geliĢip serpiliyordu. Sonra bedenin içindeki insan, halife olur olmaz beden birden bire bu besin ve gıdalardan yoksun kaldı. Sadece güzel ve nefis besinler değil; hayatta, evet sadece hayatta kalmak için zorunlu ve kaçınılmaz olan temel savunma ve direnç öğeleri de sona erdi… Sonra o, bozulan sağlığına ve güçten düĢmüĢ bedenine denk ve uygun bir çalıĢma ve performans sergilemedi. Tam aksine çok büyük olan devlet sınırları içinde yaĢayan her bir vatandaĢtan öncelikli ve doğrudan tek sorumlu olarak kendisini görüp, durup dinlenmeden çalıĢtı…O sadece ümmetin ve devletin içinde bulunduğu ezici sorunların sıkıntısını çekmiyor; aynı zamanda dehĢet veren bir duyarlılıkla kendisiyle, ölümle ve Allah'ın huzurundaki akıbetinin ne olacağıyla ilgili sorunlarla da boğuĢuyordu…!!Onu anlatanların söyledikleri gibi sanki cehennem onun için yaratılmıĢ gibi hiçbir zaman gözyaĢı ve ağlaması dinmiyordu…!
Reklam
Hepsi Olduğu İçin Fatih
Fatih Sultan Mehmet'in karmaşık kişiliğini düşündüm. Bir yanda tahta kaldığı zaman içinde seferden sefere koşarak dünyayı ele geçirmeye çalışan bir savaşçı, öte yanda aşk şiirleri yazan ince ruhlu bir şair, bir yanda egemenliği altındaki halkların kendi inançlarını yaşayabilmelerini kanunlarla güvence altına alan hoşgörülü bir insan, öte yanda kardeş katli fermanını yayımlayan katı bir devlet adamı, bir yanda amacına ulaşmak için ne gerekiyorsa yapmaktan çekinmeyen bir padişah, öte yanda Doğu'nun ve Batı'nın bilim adamlarını sarayda toplamaya çalışan aydın bir hükümdar. Bunların hangisiydi Fatih? Belki hiçbiri, belki hepsi.
Sayfa 486 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Davranışlar yalnızca açık kurallarla ve devlet tarafından düzenlenmez.
73.Kontrol sık sık dolaylı zorlama veya psikolojik baskı ya da manipülasyon yoluyla ve devletin dışındaki kuruluşlar ta­rafından veya bir bütün olarak sistem tarafından uygulanır. Büyük kuruluşların çoğu toplumsal tavır veya davranışları maniple etmek için bazı propaganda yöntemlerini kullanır.
Sayfa 36 - Kaos Yayınları, 2. Baskı: Mayıs 2013, İstanbulKitabı okudu
Yaşamlarımız başka insan­ların verdiği kararlara bağlı;
Yaşamlarımız başka insan­ların verdiği kararlara bağlı; bu kararlar üzerinde hiçbir kontro­lümüz olmadığı gibi genelde kararları veren kişileri tanımayız bile. ("Önemli kararları, nispeten az sayıda belki 500 ya da 1000-kişinin verdiği bir dünyada yaşıyoruz.", Philip B. Heymann, Harward Hukuk Fakültesi, alıntı yapan Anthony Lewis, New York Tımes , 21 Nisan 1995.) Yaşamlarımız, bir nükleer santraldeki güvenlik önlemlerinin doğru bir biçimde alınıp alınmadığına, yiye­ceğimize ne kadar kimyasal madde veya havamıza ne kadar kirlilik karıştırılmasına izin verildiğine, doktorumuzun ne kadar becerikli -veya beceriksiz- olduğuna bağlı; işimizi kaybedip kay­betmememiz devlet ekonomistlerinin veya şirket yetkililerinin verdiği kararlara bağlı vb. Bireylerin çoğu, kendisini bu tehditlere karşı, çok sınırlı bir düzeyin üstünde savunabilecek konumda de­ğil. Bu yüzden, bireyin güvenlik arayışı hayal kırıklığıyla sonuç­lanır, bu da bir güçsüzlük duygusuna yol açar.
Sayfa 34 - Kaos Yayınları, 2. Baskı: Mayıs 2013, İstanbulKitabı okudu
Homeros'tan (MÖ sekizinci yüzyıl) Galenos'a (MS birinci yüzyıl) kadar şairler, filozoflar ve hekimler, belirgin bir tutarlılıkla kadınlardan bir nesne olarak söz ederler. Sadece kadınlarla ilgili bu bilgiç söylemin saplantılarını sıralamak bizi fazla ileri götürmez: Kadınlar pasiftirler, hatta en iyileri bile anatomide, fizyolojide ve
Reklam
İdama mahkûm edilen dört İttihatçı karar okunduğu zaman mahkeme salonunda değildi ve akıbetlerini ancak gece yarısı hücrelerinden alınınca öğrendiler. Asıldıktan sonra cesetleri hapishane avlusunda yeri belirsiz mezarlara gömüldü. Bu bir adli cinayetti. Dr. Nazım, Hilmi ve Nail güç sahibi oldukları devirde şiddet kullanmaktan kaçınmamış
Sayfa 520Kitabı okudu
Devlet, yöneticileri iyi ya da kötü kendi milletlerinin bir yansımasıdır.
Sayfa 11
İlk zamanlarda Batı’nın, İslam’ı saldırgan ve savaşçı bir din olarak görmesinin Müslümanların Avrupa’yı ele geçirme tehlikesine verilen duygusal bir tepki olduğunu söyleyebiliriz. Bir zamanlar bu tehlikenin ciddi anlamda olası olduğu düşünülüyordu (unutmayın, on yedinci yüzyılda Müslüman orduları Viyana’ya kadar dayanmıştı). Fakat Avrupa’nın
Sayfa 180Kitabı okudu
Süleyman bizzat üç oğlunu öldürmüş ve şunları demiştir: “Müslümanların oğullarımın arasında çıkan savaştan kurtulduğunu görecek kadar uzun yaşadığım için Allah’a şükrediyorum... Eğer tersi olsaydı umutsuzluk içinde yaşıyor olacak ve o şekilde de ölecektim.” Bu sözcüklerin dile getirdiği düşünce, biz Batılıların asla anlayamayacağı, kavrayamayacağı bir devlet ve halkın selâmeti düşüncesidir. İnsan belki de her yerde her dönemde aynıdır, ama kalbinin ve zihniyetinin dile getirdikleri bir yüzyıldan öteki yüzyıla anlaşılmaz, kavranamaz olabiliyor.
Sayfa 406Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.