Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Güvenli ortamdan uzaklaşma, hücre seviyesinde sudan kopma gibi okunuyor.
Sayfa 29
Bir fikre eylem eşlik etmiyorsa, o fikir ancak beyinde işgal ettiği hücre kadar büyüyebilir.
Reklam
Dünya yüzünde ortaya çıkan ilk canlılar miniminnacıktı, o kadar küçüktüler ki, onları görmek için dev bir büyüteç gerekirdi. Bu çok küçük şeylere “hücre” diyoruz. bazı hücreler birleşerek yosunları, bitkileri oluşturdular. Sonra bu hücreler, çok küçük hayvanları, daha büyük hayvanları, balıkları, dinazorları ve kuşları meydana getirdiler. Primat denen bazı hayvanlar, dört ayak üstünde yürümek yerine, ayağa kalktılar. Böylesi, uzağı görmek ve avlanmak için daha uygun uygundu. Yürümek için ön ayak ayaklarına ihtiyaç duymadıklarından, onları el gibi kullanabilirlerdi. Böylece, alet yapmayı öğrendiler. Bunun için kafa yordular ve giderek zekaları gelişti. Milyonlarca yıl boyunca, bu maymunlar değişerek “insan” dediğimiz hale geldiler. Bu çok çok çok uzun bir evrimdi, milyonlarca ve milyonlarca yıl sürdü. Balıkların, yılanların, kuşların ve çiçeklerin yaşamı gibi, insanın yaşamı da, en baştaki o miniminnacık hücrelerden gelir.
Sayfa 5 - Günışığı Kitaplığı
"Hayatta kalabilmek için bu şartlara uyum sağlamaları gerekiyordu.Zeba'nın dikkatini çeken bir şey vardı. Hücre arkadaşları ya kendileri uyum sağlamış, ya da yaşadıkları alanı istedikleri gibi şekillendirmişlerdi."
Ve yoksulsun sen: bahar yağmuru gibi, kentin damlarına kutlu düşen, ve bir dilek gibi, hükümlülerin besledikleri bir hücre içinde, dünyasız ebediyen. Ve hastalar, uzanınca başka türlü kendilerini mutlu bilen; çiçekler gibi ray arasında öyle zavallı yoksul yolculuğun serseri rüzgarında; ve kapanıp ağlanılan avuç içi gibi, öyle yoksul...
Sayfa 41
°•○● İnancın hayaletlerinden aklın hayaletlerine gitmek yalnızca bir hücre değişimidir
Sayfa 42 - AYRINTIKitabı okuyor
Reklam
Bütün beden sistemleri ve bütün canlılar için geçerli olan temel bir kuraldır: Bir meydan okuma, bir müşkül ile karşılaşan biyolojik yapılar, eğer o meydan okuma ve olumsuz durum öldürücü değilse buna gelişerek cevap verir. Mesela kaslarınızı zorlarsanız zamanla kaslarınız şişer ve güçlenir. Zihninizi zorlarsanız beyninizde daha fazla hücre ve bağlantılar meydana gelir. Zor ve aşındırıcı fiziksel koşullarda çalışan insanların derileri kalınlaşır. Meydan okuma ve sıkışıklık, bizde ve tüm biyolojik dünyada "gelişmeyi" tetikler.
Üç tel saç, üç gül fidanı; büyüyerek hücre- ye sarılıyor şefkatle. Mahkûm, sırtındaki kırbaç izlerinin, gül sularının aktığı arklara dönüştüğünü anlayıp sırt üstü uzanıyor yere. Gözlerini yumup mendildeki üç saç telinden birini sağ, diğerini sol gözünün üzerine yerleştiriyor. Ve tabiri eskimeyen bir rüya, göz kapaklarından taşıp süzülüyor, süzerek yaralarını.
Sayfa 263
Oksijen azlığına "hipoksi" denir. İşte aslında yaşlılığın kendisi kronik düşük düzeyli bir hipoksi, yani oksijensizlik hâlidir. Oksijeni hücreye taşıyacak damarlarda anemi varsa veya solunum sıkıntıları söz konusuysa vücuttaki oksijen miktarı azalır. Bu durum, oksijenin hedef hücre içine taşınmasını da azaltır. Oksijenin kullanılamaması enerji üretim yollarını oksijensiz yolağa çevirir. Sonuç olarak vücudu doku ve hücre düzeyinde asitlendiren ve laktik asitle sonuçlanan bir yol oluşur. Bu yol, inflamasyon ve kanserde aktif bir role sahiptir.
İnan bana, Doro, insan ruhu sandığımızdan çok daha karmaşıktır. Hayatımızın her saniyesinde milyarlarca hücre birbirleriyle iletişime geçer. Ruh, pek çok özelliğini henüz bilmediğimiz bir evren gibidir. Bu nedenle çoğunlukla kendimiz için bile bir bilmeceyiz. Düşünür ve eyleme geçeriz ancak seçtiğimiz davranışlarımızı kendimize bile izah edemediğimiz zamanlar olur.
Sayfa 272Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.