"En ufak bir kasırga patlamadan, boyumu aşmayan bir denizde gemim dibe vurmuş"
“Hiç uyarmadan kasırga nasıl sökerse meşeleri kökünden öyle sarsıyor yüreğimi aşk.” Sappho
Sayfa 15
Reklam
Fakat bulutlar gibi değişen, kasırga gibi kararsız, dönüp dolaşan bir keyifsizlik nasıl anlatılır ki?
Gece Türküsü
Dinmeyen, dinme bilmez birşey var içimde, ses olmak istiyor. İçimde sevgiye susamışlık var, sevginin dilini konuşuyor kendisi. .......... Gece Türküsü Işığım ben: Gece olaydım keşke! Ama budur işte benim yalnızlığım, çepeçevre ışıkla sarılmış olmam. Gecedir: Yüksek sesle konuşuyor tüm fışkıran çeşmeler şimdi. Ve benim ruhum da bir
Sayfa 103Kitabı okudu
Hanzala
hep şehitler makamı buralarda yaşam nasıl da ağlaşır mezar taşları ferahfeza bilinmez, bilinmez başka makam cani bir kasırga, ömür ağacının yemyeşil yapraklarını döker an-be-an … - dağ gibidir her ölüm – yâreler açar sinede, seher vakti okunan salâların hüznüyle çöker insan minicik elleriyle, özgürlüğe giydirilmiş çelik korseleri
"Yolda kaldı gözlerim, sümbül saçlım, şarap dudaklım gelecek. Vay onun ceylan gözlerinin derdine düşene. Hayran olacak, mest olacak: başına sevda gelecek." Ardından "İşte bu son dize için seviyorum bu şiiri" diyor. "Başına sevda gelecek insanın başına dert gelir, tasa gelir, bela gelir kaza gelir ama sevda? Ne müthiş bir anlatım. Sevda beklemediğin anda gelen bir hışım, bir kasırga, bir yıldırım. Her an başına gelebilir, ölümcül bir kaza gibi."
Reklam
AKINCILAR ?..
*Gaza kim ettiler Allahu ekber Dediler her nefes Allahu ekber* Aşıkpaşazâde'nin, dillerinden bir nefes dahi Allahu Teâla'yı düşürmeyen ve onun uğrunda gazâdan başka bir iş düşünmeyen yiğit dilâverler diyerek övdüğü Osmanlı akıncıları, hafif süvari birliklerindendir. Temelinin Osman Gazi zamanında Köse Mihal tarafından atıldığı rivayet olunur. Uç
Sayfa 61 - Kartal Kanatlı YiğitlerKitabı okudu
Kasırga nasıl sökerse meşeleri kökünden, öyle sarsıyor yüreğimi aşk.
Sayfa 61 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ne yazık ki pek çok kişi, “ne isterse “yapabileceği fikrine kendini kaptırıyor(bu özellikle gençlere yutturulan bir fikir); bu durumda çabaları yetersiz kaldığında neden kendilerini cezalandırarak tepki verdiklerini anlamakta kolaylaşıyor. Madem her şeyi yapabiliyorsun, işte ya da aşkta başarısız olman senden başkasının suçu olamaz. Şu halde günümüzde pek çoklarının kişisel yetersizlik kabul ettikleri şeyleri açıklamak için bir psikiyatrik teşhis arzulamasına da şaşırmamak lazım. Bir başka yarı-şiirsel slogan “ “mutluluk hapı“ “daha çok şey yap, daha iyi hisset, daha uzun yaşa. “Hız kültüründe bunlar ana hedefler ve pisko aktif ilaçlar bunlara ulaşan ulaşmamıza yardımcı oluyor: daha çok şey yapmak bunun ne olduğuna bakılmaksızın?; Kendini daha iyi hissetmek Duygularınızın neyin tetiklediğinden bağımsız olarak? Ve daha uzun yaşamak kazandığımız ilave yılların niteliğine bakılmaksızın? Hız kültüründe, yaptığımız şeyin içeriğine ya da anlamına pek kafa yormaksızın daha çok şey yapmak daha iyi yapmak ve daha uzun süre yapmak zorundayız. Kişisel gelişim kendi başına bir hedef haline geldi. Ve her şey özbenliğin etrafında dönüyor. Zygmunt Bauman’ın “küresel kasırga“ diye tanımladığı bir dünyada kendimizi savunmasız hissettikçe daha çok kendimize yöneliyor ve dolayısıyla ne yazık ki, iyiden iyiye savunmasız hale geliyoruz.
Ravzatü' Safâ adlı eserden nakledilen bilgiye göre: İslâm ordusunun üzerine doğru esen bir rüzgâr orduyu bir anda güç durumda bıraktı. Hücuma hazırlanan erlerin cihadını engelleyen bir fırtına... Sultan Alparslan'a durum arzedildi. Hünkâr derhal atından indi, başlığını çıkardı, kuşağını çözdü. Dizleri üzerine çökerek şöyle münâcâtta bulundu: "Ey Allah'ım! Bu günahkâr kulunu, günahlarından dolayı cezalandırma! Senin salih kullarına kefil olan bu aciz kulundan merhamet ve yardımını esirgeme. Senin dinine bağlı olanlar üzerine esen şu fırtınanın yönünü kâfirlerin tarafına çevir!" Sultanın bu yakarışını duyan devlet adamları ve İslâm gazileri ağlaştılar. Bu halin alameti derhal belirdi ve kasırga düşman saflarına doğru esmeye başladı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.