Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oda karardı. Ruhunda boşluk, hüzün vardı. Çevresindeki hayal ülkesi yıkılıyor, bir iz bırakmadan yıkılıyordu. Her şey, düş gibi, gürültüsüz, sessizce gelip geçmişti. Şimdi hayallerinin neler olduğunu bile bile anımsamıyordu. Ama içini sızlatan yeni bir duygu, kışkırtıcı bir istek belirsiz bir yığın yeni hayal çağırıyor... Küçük odada derin bir
Sayfa 25 - Varlık Yayınları - Nihal Yalaza Taluy Çevirisi(Sayfa 25-26)
Bir Varmış bir yokmuş
Bir varmış bir yokmış Böyle başlar bütün masallar Biz de böyle başlayalım Kimi zaman övgüler dizerek iyi kalplilere Kimi zaman da kötüleri acımasız taşlayalım Evvel zaman içinde kalbur saman içinde İn cin top oynarken büyük orman içinde Bundan çok değil sayısız zamanlar önceydi Pek çok hayvan yaşardı hindistan da çin de Altından gümüş renkli billur ırmakların aktığı Sonra dönüp dönüp ardına baktığı Türlü türlü çeşit çeşit meyve ağaçalarıyla Dağ yemişleri kır çiçekleri kalın gövdeli ihtiyar çınarlarıyla Rengarenk kanatlı cıvıl cıvıl kuşların ötüştüğü Denizle ormanın sımsıcak öpüştüğü Güzelliğin sınırsız bir sıçrayışla bütün çirkinlikleri aştığı Bir masal ülkesi vardı..
Sayfa 232 - Antik Şark KlasikleriKitabı okudu
Reklam
Gigi ve Momo'nun bir masalı
"Bana bir masal anlatır mısın?" diye Momo yavaşça bir dilekte bulundu. "Peki" dedi Gigi. "Kimi anlatsın masal?" "Momo ile Girolama'yı en iyisi..." diye karşılık verdi Momo. Gigi biraz düşündükten sonra sordu: "Adı ne olsun?" "Belki Sihirli Aynanın Masalı?" Gigi başı ile olur dedi:
Yolculuk
I O zamanlar gökyüzü biçilmiş buğday kokardı Çiğnenmiş üzüm, mısır püskülü, bostan yaprağı Toprak kokardı insan emeğiyle yoğrulmuş. Rüzgâr serin sesli konuğuydu evlerin Bulutlardan ağaçlardan saçlardan süzülen Bir dirim duygusuyla doldururdu odaları Yağmur ikinci adıydı akşamların Günün yorgunluğu üzerine dökülen Bir düş inceliğinde
Sayfa 115 - 1985/86Kitabı okudu
Herkesin kalbi başkadır, hissiyatı da! Sakin miyiz hala böylesine seyrelirken suskunların ülkesi; eflatun bir gülüş, eflatun bir masal esirgedikçe kendisini; kağıdın gemi olabileceğine inanmıyorum artık! Psikoz 40 Kenan Yarar
1. Okuduğun bütün kitapları, çektiğin fotoğrafları, yaptığın resimleri unutacaksın. 2. Adını, geçmişini , geleceğini, yazdıklarını, yazacaklarını unutacaksın. 3. Çocukluk rüyalarını, bildiğin ağaç adlarını, toprağın neden kendini parçaladığını, yağmurların en çok hangi mevsimde yağdığını unutacaksın. 4. Tahta kulübeye giden yolu, içinden sular geçen köyleri, parçalanan defter sayfalarını unutacaksın. 5. Gitmek istediğin adaları, yıktığın evleri, kırık gitarı, dizdiğin odunları, kurduğun düşleri, tanıdığın kuşları, karıncaların yaşamını, sevdiğin bütün yüzleri unutacaksın. 6. Gezindiğin bedenleri, katettiğin ülkeleri, yüzdüğün denizleri, kuruttuğun toprakları, ektiğin ağaçları, suladığın bahçeleri, okşadığın çocuk yüzlerini, tırmaladığın kedileri unutacaksın. 7. Söndürdüğün yangınları, taşan göletleri, sabahlara kadar dans ettiğin geceleri, sevgilinin adını sayıklayarak ter içinde uyandığın sabahları unutacaksın. 8. Sana yazdıklarımı, senden sakladıklarımı, almadığın hediyeleri, verdiklerini, çığlıklarla koşturduğun günleri, duvardaki yumruk izlerini, parçalanmış bedenini, tuvalette baygın yatanı unutacaksın. 9. Buzlar ülkesinde yanan masal kahramanlarını, palyaçoları, yunusları, avucundan kaçan sincapları, ateşlerde yanan silinmiş yazıları unutacaksın. 10. Çocukluğun düşler ülkesi olduğunu, gençliğin duvarlarla kıstırılmışlığını, arabanla gökyüzüne uçtuğun zamanları, uyuyup kaldığın beyaz odaları unutacaksın. Bir tek şeyi unutmayacaksın. Onun da ne olduğunu sana söylemeyeceğim.
Reklam
Milli Mücadele döneminde "Ankara"nın en güzel ifadesi...
... Her Ankara denildikçe beyninin içinde işte bu yapma manzara canlanırdı. Hele son zamanlarda, ecnebi işgali altında bir zindan haline giren İstanbul'da, bir kaçış ve kurtuluş parolası gibi kulaktan kulağa fısıldanan, her fısıldanışta gözlerde bir ümit ve intizar ışığı parlatan ve o gizliliği kendisine esrarlı bir cazibe veren Ankara kelimesi, ideal Ankara'nın adı, zihinde bir hayal ülkesi olarak yaşayan bu yeri adeta bir masal iklimi haline sokmuştu.
Sayfa 17 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Yalnız saraylar mı vardı oturacak? Masal ülkesi Atlantis'de bile Haykıracak gece yarısı, deniz her şeyi yutarken, Kölelerine seslendi boğulanlar.
111 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.