Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şansın sizden yana olmadığı bir oyun bulamıyorsanız kendiniz bir tane yaratın. Dilbert'ın arkasındaki karikatürist Scott Adams, "Herkesin biraz çabayla en iyi yüzde 25'in arasına girebileceği en az birkaç alan vardır," diyor.
Sayfa 242Kitabı okudu
1945'te nazilerden arındırma işlemleri sırasında Heidegger, şunu yazmıştır: "Ne Parti toplantılarına katıldım, ne Parti ro­zeti taktım ve ne de 1934'ten sonra derslerime ve konuşmalarıma sözde Alman selamlamasıyla [Heil Hitler! diye] başladım." Ama Heidegger'in Nazi amblemiyle bir resmi vardır ve Kari Löwith, 1936'da Roma'da onun swastika rozeti taktığını görmüştür. Üstelik, Profesör James Luther Adams, Heidegger'in 1936'ya kadar derslerinden önce ve sonra "Heil Hitler!" selamını verdiğini belirtir.
Sayfa 22
Reklam
Sistemler ile hedefler arasındaki fark nedir? Bu ayrımı ilk olarak Dilbert çizgi romanının yaratıcısı karikatürist Scott Adams'tan öğrendim. Hedefler, ulaşmak istediğiniz sonuçlarla ilgilidir. Sistemler ise o sonuçlara giden süreçlerle.
Şansın sizden yana olmadığı bir oyun bulamıyorsanız kendiniz bir tane yaratın. Dilbert'ın arkasındaki karikatürist Scott Adams, "Herkesin biraz çabayla en iyi yüzde 25'in arasına girebileceği en az birkaç alan vardır," diyor. "Mesela ben çoğu insandan daha iyi çizim yapabiliyorum ama sanatçı sayılmam. Ve hiçbir zaman çok büyük işlere imza atmayan ortalama bir stand-up komedyeninden daha komik değilim ama çoğu insandan daha komiğim. İşin büyüsü, çok az insanın hem iyi çizim yapabilmesi hem de espri yazabilmesi. Yaptığım işi bu kadar nadir kılan, ikisinin bir araya gelmesidir. Buna iş hayatındaki geçmişim de eklenince bir anda çok az karikatüristin yaşamadan anlamayı umabileceği bir tema buldum."
Sayfa 243Kitabı okudu
Amerika Birleşik Devletleri'nin mimarları bilimsel tutum ve bulgulardan haberdar kişilerdi. Herhangi bir kişisel görüşü, kitabı ya da esinlemeyi aşan yüksek otorite Özgürlük Bildirgesi'nde denildiği gibi "doğanın ve doğanın TANRISININ yasaları" idi. Benjamin Franklin Avrupa ve Amerika'da yeni elektrik fiziği alanının kurucusu olarak tanınıyordu. 1789'daki Anayasa Meclisi'nde John Adams makinelerdeki mekanik denge benzetmesini sık sık kullanıyor; diğerleri ise William Harvey'nin kan dolaşımı keşfine gönderme yapıyorlardı. Yaşamının sonlarına doğru Adams şöyle yazmıştı: "Tüm insanlık beşikten mezara kimyacıdır... Maddesel evren kimyasal bir deneydir." James Madison The Federalist Papers'da kimyasal ve biyolojik mecazlar kullandı. Amerikan devrimcileri Amerika Birleşik Devletleri'nin kökenini ve amacını anlayabilmek için önemli bir zemin oluşturan Avrupa Aydınlanma Çağı'nın çocuklarının çocuklarıydı.
Sayfa 454Kitabı okudu
“Görmüyor musun, bu kelimeler! Kelimeler silah; Şakası, onun dediği gibi. Yıkıcı bir güç oluşturmak için kelimeleri hayal ediyor, karmaşık bir modele yerleştirilmiş kelimeleri!”
Reklam
Scott Adams, “Herkesin biraz çabayla en iyi yüzde 25’in arasına girebileceği en az birkaç alan vardır,” diyor.
_Benim ülkem Dünya’dır. Tüm insanlar benim kardeşimdir. İyiyi ve doğruyu yapmak benim dinimdir. _Her türlü yanlışa karşı en amansız silah Akıl’dır. Bugüne kadar başka bir silah kullanmadım, bundan sonra da kullanmayacağım. _Mantığı kullanmayı reddeden birisiyle tartışmak, ölüye ilaç vermeye çalışmak gibidir. _İktidar halktan korkarsa bu
Birincisi, sorgulamadan vazgeçirilmemiz Çocuğun belli bir yaşa ulaşmasından sonra, ebeveynler ve diğer insanlar, (özellikle meşgullerse ve/veya cevabı bilmiyorlarsa) sosyal olarak uygun görünmeyen sorular karşısında (örneğin "Camın diğer tarafı nasıl görülüyor? Yapraklar neden yeşildir?") alakasız hissettirmeye ve sorgulayıcıyı caydırmaya meyillidirler. Eğitim kurumlarımız sorumlu oldukları bilgiyi (okuma, yazma, aritmetik, kültürel değer) zar zor verebilirler. Sorulan cevaplamak için çok az zaman vardır, bu yüz den sorular etkili bir şekilde sınırlandırılır. Birçoğu da, derslerine soru sorarak başlangıç yapan ve daha sonra bunların cevabını elde etmek için ne zaman tanıyan ne de teşvik edici bir tutum sergile- yen profesörlerdir. İkinci sebep ise çocuğun meraklı doğasının sosyalleştikçe kaybolmasıdır, en azından azalmasıdır, ka bu büyük bilgi oyunu ile ilgilidir. Büyüdükçe, akıllı olmanın iyi bir şey olduğunu öğreniriz. Zeki olmak çoğunlukla sahip olduğumuz bilgi miktarı ile ilişkilendirilir. Bir soru, bilmediğimiz veya anlamadığımız bir kabul ediştir. Bu nedenle kendimizi her şeyi bilemeyeceğimiz şüphesine açık bırakırız. Bu nedenle, bir sınıfta kafası karışık halde oturan öğrenciler görürüz, bu da yılda binlerce dolara mal olacak sorulmayan sorular demek oluyor. Kokteyl partilerinde anlamadıkları konuşmaları nazikçe dinleyen insanları ve teknik alanlarda çokça bilgi sahibi olan insanların anlamadığı jargonları dinliyoruz.
Reklam
Scott Adams; Hedefler, ulaşmak istediğiniz sonuçlarla ilgilidir. Sistemler ise o sonuçlara giden süreçlerle.
HİND'İN YAĞMASI Kapitalizm üç kıtayı sömürerek gelişir. Tanınmış bir Amerikan gazetecisi, Brook Adams, endüstri devrimini, doğrudan doğruya Hind'in 'East India Company' tarafından yağma edilişine bağlar. Kendisini dinleyelim: "Bütün yazarlar, 19. asrı diğer asırlardan ayıran endüstri devriminin 1760'da başladığını kabul ederler. Bu tarihten önce Lancashire'deki pamuk dokuma tezgâhları Hint'tekiler kadar basitti. 1750'lerde İngiliz demir endüstrisi tam bir çöküş halindeydi. Ormanlar yakıt ihtiyacını karşılamak için tahrip ediliyordu. Demirin beşte dördünü İsveç'ten alıyordu İngiltere. Plassey savaşı 1757'de oldu ve kısa bir zaman sonra Bengal hazineleri Londra'ya gelmeye başladı. İnanılmayacak bir hızla gelişti her şey. 1760'da uçan mekik bulundu, maden- ler odun yerine kömürle eritilmeye başlandı yavaş yavaş. 1768'de James Watt buhar makinesini mükemmelleştirdi. Watt, elli yıl önce dünyaya gelse, bu keşif hiçbir tatbik saha- sı bulmadan unutulup gider, Boulton'un Birmingham'daki atölyeleri olmasa buhar makinesi geliştirilemezdi. 1760'dan önce bu gibi atölyelerin kurulması imkânsızdı. Manufaktür sistemi endüstri devriminden doğdu. Demek ki buhar makinesinin gündelik hayata karışması, mucitten çok kapitalizmin eseri. Ziraat, 1760'dan 1770'e kadar, yüz yılda yapamadığı bir ilerleyiş kaydetti. Dünya kurulalı beri hiçbir yatırım Hindistan'ın yağmasından elde edilen kazancı sağlayamamıştır ve İngiltere elli yıldan fazla bir zaman herhangi bir rakiple karşılaşmamıştır. // Ernest MANDEL-Marksist İktisat Elkitabı
James hangi ölümün daha iyi olduğunu kestiremiyordu. Belki iyiyle kötüyü düşünmeyi çoktan aşmışlardı, belki bok çukurunun ne kadar dolu ya da boş olduğuyla ilgilenmeleri gerekirdi.
Sayfa 74 - Pena YayınlarıKitabı okudu
'' 'Herkesin biraz çabayla en iyi yüzde 25’in arasına girebileceği en az birkaç alan vardır. 'Mesela ben çoğu insandan daha iyi çizim yapabiliyorum ama sanatçı sayılmam. Ve hiçbir zaman çok büyük işlere imza atmayan ortalama bir stand-up komedyeninden daha komik değilim ama çoğu insandan daha komiğim. İşin büyüsü, çok az insanın hem iyi çizim yapabilmesi hem de espri yazabilmesi. Yaptığım işi bu kadar nadir kılan, ikisinin bir araya gelmesidir. Buna iş hayatındaki geçmişim de eklenince bir anda çok az karikatüristin yaşamadan anlamayı umabileceği bir tema buldum.' '' -Scott Adams, Karikatürist
Sayfa 242Kitabı okudu
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.