Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
138 syf.
10/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Bir Aziz Nesin molası verelim istiyorum bugün. Salkım Salkım Asılacak Adamlar'a kapak tasarımı ile bakalım önce. 12 Eylül'de bizi "Asmayalım da besleyelim mi!" cümlesi ile tanıştıran Kenan Evren canlanıyor hafızalarda. Bir yanda boynuna geçirilen ip, bir yanda ağzına doğru uzanan kaşık ile bir silüet. Hem ironik hem acizlik. Nedir
Salkım Salkım Asılacak Adamlar
Salkım Salkım Asılacak AdamlarAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 2015290 okunma
TİK TAK Bir saatin tik tak sesleri değil bunlar…  Tik tak… tik tak Bir “imdat!” çığlığı yükseliyor köşede. Bir tane daha… sonra biri: “sanki tek kişisin, yeter bağırdığın” diye geçirdi içinden.  Tik tak… tik tak Bir “imdat!” çığlığı daha. Evet herhangi bir köşe başında tecavüze uğrayan herhangi kadınlardan birinin imdat çığlıkları bunlar.  Tik
Reklam
BU KADINLARIN ÇIĞLIKLARINI DUYUN! (Sema Maraşlı) On sekiz yaş altında evlenmenin cezasını çeken genç kadınlar onlar. Severek isteyerek düğünle dernekle evlendikleri kocaları hapiste, gerçek tecavüzcülerle aynı koğuştu yatıyor. Onlar da dışarıda babasız büyütmek zorunda kaldıkları çocukları ile hayat mücadelesi veriyorlar. Kocaları hapiste
“Atatürk’ün yüzlerce fotoğrafını görmüştüm. Bu fotoğrafta, dinlenen bir adam yoktu. Böyle bir adam görmüyordum. Ben bu fotoğrafta, bizden bıktığı için gözlerini kapatan birini görüyordum. Hepimizden, her şeyden bıktığı için bize bakmaktan vazgeçmiş birini görüyordum. Kurtarmak istediği insanların gerçekte bir sahtekârlar sürüsü olduğunu, onca çabasının hiçbir şeye değmeyeceğini düşünen bir adam görüyordum.”
“Gazi, Dikmen sırtlarında dinleniyor. 12 şubat 1921.” Gözlerimin hizasına asılmış fotoğrafın altında böyle yazıyordu: Gazi dinleniyor... Ama dinlenmiyordu. Atatürk’ün yüzlerce fotoğrafını görmüştüm. Bu fotoğrafta, dinlenen bir adam yoktu. Böyle bir adam görmüyordum. Ben bu fotoğrafta, bizden bıktığı için gözlerini kapatan birini görüyordum. Hepimizden, her şeyden bıktığı için bize bakmaktan vazgeçmiş birini görüyordum. Kurtarmak istediği insanların gerçekte bir sahtekârlar sürüsü olduğunu, onca çabasının hiçbir şeye değmeyeceğini düşünen bir adam görüyordum.
Sayfa 3
538 syf.
·
Puan vermedi
Yorgun Savaşçı, salt tarihi bir roman değildir. Kemal Tahir’in resmi ideolojiyle, tarihi ezberlerle ve ya tamamen övgü ya da tamamen yergiye varan yargılamalardan sıyrılarak objektif olmaya çalışarak gerçekleştirdiği bir hesaplaşmadır. Bilenler hemen hatırlayacaklardır; Mehmet Aslantuğ ve Arzum Onan’ın başrolünde oynadıklar Sıcak Saatler isimli
Yorgun Savaşçı
Yorgun SavaşçıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20223,198 okunma
Reklam
Gazi dinleniyor... Ama dinlenmiyordu. Atatürk’ün yüzlerce fotoğrafını görmüştüm. Bu fotoğrafta, dinlenen bir adam yoktu. Böyle bir adam görmüyordum. Ben bu fotoğrafta, bizden bıktığı için gözlerini kapatan birini görüyordum. Hepimizden, her şeyden bıktığı için bize bakmaktan vazgeçmiş birini görüyordum. Kurtarmak istediği insan ların gerçekte bir sahtekârlar sürüsü olduğunu, onca çabasının hiçbir şeye değmeyeceğini düşünen bir adam görüyordum. Her şeyi bırakmak, her şeyden vazgeçmek, her şeyi siktir etmek isteyen bir adam. Hatta belki de hayatında ilk kez ölmeyi düşünen bir adam. Ölüp yok olmayı, kara karışmayı. Ölerek donmayı ya da donarak ölmeyi bekleyen bir adam görüyordum. Fark etmez, diye düşünen bir adam. Hiç fark etmez. Tek bir insan sesi daha duymak istemeyen, tek bir insan yüzüne daha katlanacak gücü olmayan bir adam. Bu yüzden kapalıydı gözleri. Üşüdüğünden değil, duymamak için örtmüştü kulaklarını. Evet, kesinlikle böyle olmalıydı. Gözlerimi ve kulaklarımı kapadım, diyordu. Artık istediğiniz kadar ihanet edebilirsiniz. Sizi görmüyor ve duymuyorum. Umurumda değilsiniz!
“Gazi, Dikmen sırtlarında dinleniyor. 12 şubat 1921.” Gözlerimin hizasına asılmış fotoğrafın altında böyle yazıyordu: Gazi dinleniyor... Ama dinlenmiyordu. Atatürk’ün yüzlerce fotoğrafını görmüştüm. Bu fotoğrafta, dinlenen bir adam yoktu. Böyle bir adam görmüyordum. Ben bu fotoğrafta, bizden bıktığı için gözlerini kapatan birini görüyordum. Hepimizden, her şeyden bıktığı için bize bakmaktan vazgeçmiş birini görüyordum. Kurtarmak istediği insanların gerçekte bir sahtekârlar sürüsü olduğunu, onca çabasının hiçbir şeye değmeyeceğini düşünen bir adam görüyordum. Her şeyi bırakmak, her şeyden vazgeçmek, her şeyi siktir etmek isteyen bir adam. Hatta belki de hayatında ilk kez ölmeyi düşünen bir adam. Ölüp yok olmayı, kara karışmayı. Ölerek donmayı ya da donarak ölmeyi bekleyen bir adam görüyordum. Fark etmez, diye düşünen bir adam. Hiç fark etmez. Tek bir insan sesi daha duymak istemeyen, tek bir insan yüzüne daha katlanacak gücü olmayan bir adam. Bu yüzden kapalıydı gözleri. Üşüdüğünden değil, duymamak için örtmüştü kulaklarını. Evet, kesinlikle böyle olmalıydı. Gözlerimi ve kulaklarımı kapadım, diyordu. Artık istediğiniz kadar ihanet edebilirsiniz. Sizi görmüyor ve duymuyorum. Umurumda değilsiniz!
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Rüya mı, Hakikat mı? : Bir Fotoğrafçınının La Plata Maceraları
Jorge Luis Borges
Jorge Luis Borges
'in birlikte kitaplar yazdığı yakın dostu
Adolfo Bioy Casares
Adolfo Bioy Casares
, Latin Amerika edebiyatının en önde gelen yazarlarından biridir. Buna rağmen Türkiye'de yalnızca 3 kitabı (1'i Borges'le birlikte takma isimlerle yazdıkları
Don Isidro Parodi'ye Altı Bilmece
Don Isidro Parodi'ye Altı Bilmece
) bulunuyor. Dünya genelinde daha çok
Morel'in Buluşu
Morel'in Buluşu
isimli kitabı ile tanınan Casares'in yazım tarzı bir hayli ilginçtir ve bizzat
Bir Fotoğrafçının La Plata Maceraları
Bir Fotoğrafçının La Plata MaceralarıAdolfo Bioy Casares · Altıkırkbeş Yayınları · 20056 okunma
102 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.