ABD'nin ülkemizde bulunan bor, toryum ve uranyum kaynaklarını sömürmek için devletimizi yok etme girişimini okuyoruz. Güney sınırımızdaki karakollarımıza saldırırarak acaba savaş halinde miyiz tereddütü yaşayan hükümet genelkurmayla sürekli irtibat halinde olarak ABD'yle temas kurulmasına çalışıyorlar. Kitapta ülkemizdeki Cumhurbaşkanı'ndan hiç söz edilmemesi büyük bir eksiklik olmuş. Ayrıca 2004'te basılan bu kitabın daha davalar başlamadan çok önce ordu içerisinde bulunan Ergenekon isimli bir özel yapılanmadan bahsetmesi de şaşırtıcı. Hava saldırılarını hızla başlatan ABD kısa sürede İstanbul'a kadar kara ordusuyla geliyor. Yetiştirilen istihbarat elemanımız ABD'ye gözdağı için ABD'nin önemli bir merkezinde atom bombası patlatıyor, hiç beklenmeyen bu saldırının failini elinden kaçırması ABD'yi daha da hırslandırıyor. Bu süreçte diğer ülkelere ABD'nin planı anlatılıyor. Ülkemizle pazarlık masasına oturan Rusya, kaynaklarımızdan büyük pay istiyor. Başbakan en fazla %5'ini kullanabilirsiniz ve ülkemizi yeniden imar etmeye yardım edeceksiniz demesi açıkçası çok zoruma gitti, bir sömürgeciden kurtulmak için başka bir sömürgeciyle anlaşmak oluyor. Rusya, Çin, Almanya ve Fransa'nın yardımıyla ABD'nin İstanbul saldırısını durdurup çekilmesine sebep oluyorlar. Sılahlı kuvvetlerimiz ve hatta gönüllü savaşan halkımız ülke içinde inanılmaz bir direniş gösteriyor ve püskürtme aşamasına geliyorken böyle bir pazarlıkla kurtulmayı doğru bulmadım, tüm heyecanı çekti attı.