Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kurtuluş Savaşı Günlerinde İngiliz İstihbarat Servisi'nin Türkiye'de ki eylemleri adlı eserde, İstanbul'daki İngiliz Amirali Calthorpe, veni kurulan hükümetle ilgili olarak Londra'ya gönderdiği 19 Ocak 1919 tarihli mesajda, İçişleri Bakanlığı'na atanan Izet Bey hakkında aşağıdaki nitelemeleri yapıyor. Belge şöyle; İçişleri Bakanı Mustafa Arif'in işine son verilmesi en önemli değişikliği oluşturuyor. Yerine Şerif Paşa'nın amcası olan Kürt (Ahmet) İzzet Bey geçici olarak atanmıştır. İzzet Bey, kuşkulu eski gruba mensuptur. Ve entrika çevirir; Bağdat ve Keşmir'de karları vardır. Bizimle işbirliği yapmaya hazırdır.
Cumhurbaşkanına Açık Mektup
Sayın Cumhurbaşkanı bu size üçüncü e-mektubum. Nasıl bir ibret ile karşı karşıya olduğunuzu umarım idrak etmiş durumdasınız. Bu sır ve ibretin bir parçası olarak iyilik adına bunu yapmak durumundayım. Bu noktaya ülkeyi siz getirdiniz. Bütün silahlar bize döndürülmüş. İçeride milyonlarca sığınmacı veya göçmen bu yurdun, ulusun, devletin ve
Reklam
272 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ruhunuza, hayatınıza, tüm benliğinize dokunacak o kitap!
"Nereye aitsiniz?" İki kelime ile alıp bambaşka diyarlara götüren bir soru değil mi? Doğduğunuz yere mi yoksa bir filmde de dediği gibi "zamanı durdurmak istediğiniz yere" mi? Çoğumuz bir kelebeğin kozasından çıkma mücadelesi verirken cevaplamak zor olsa gerek... Belki de yalnızca kendine ait insan, belki toprağa. Ama öyle ya
Leyla'nın Evi
Leyla'nın EviZülfü Livaneli · Remzi Kitabevi · 200628,6bin okunma
Hey pazartesi! Övünebilirsin, isminle değil; yukarıda saydıklarımla. Sen İstanbul'da mart içinde bir pazartesi olarak değil ama. Amerika'ya daha şimdi giriyorsun. Japonya ötelerinde, Büyük Okyanus'un bir yerinde az sonra sen bir salısın budala! Ulan pazartesi! Sen bir tarafta pazar, bir tarafta salısın; serseri herif! Ne diye İstanbul'da bize "pazartesiyim" diye kafa tutarsın. Elimde olsa tutarım seni şu saniyede; bakarım sonra dünya yüzüne: Bir çocuğun yalnız kafası çıkmıştır, bir adam durmadan son nefesinde.
Sayfa 81 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Henüz sırası gelmemiştir..
Ulanbatur - Pekin arası iki saat sürüyor. Pekin'e doğru yeşillikler başlıyor ve artık Pekin'deyiz. İstanbul'a döneceğimiz uçağımızın kalkmasına on saat var ve bu süreyi değerlendirmek istiyoruz. Çinli memurlar Türk pasaportunu görünce gülümsüyorlar ve bütün işlerimiz son hızla tamamlanıyor.
Sayfa 131
Vedat Demircioğlu, Ahmet Davutoğlu ve Tuluyhan Uğurlu'nun akrabasıydı.
1967 yılından itibaren Türkiye'ye gelmeye başlayan ABD'ne ait 6. Filo'nun her ziyaretinde, aşırı solcu gruplar çeşitli protestolar düzenlemişlerdir. Temmuz 1968'de yapılan protesto eylemlerinden sonra İstanbul Hukuk Fakültesi öğrencisi Vedat Demircioğlu'nun İTÜ yurdunda yapılan arama sırasında kaçarken camdan düşerek ölümü bu gruplar için bir eylem vesilesi olur. 1969 yılının 10 Şubat'ında Dolmabahçe açıklarına demirleyen 6. Filo'yu protesto için 10 Şubat'ta Dolmabahçe Rıhtımı gönderine, 11 Şubat günü ise İstanbul Beyazıt Yangın Kulesi'ne Demircioğlu anısına kırmızı bir bayrak çekerler. Sağ basın da bu olayı "Kuleye kızıl bayrak çekildi" olarak verir. Bunun üzerine bazı gazete yazarları, Komünizmle Mücadele Derneği ve MTTB öncülüğünde 14 Şubat'ta "Bayrağa Saygı" mitingi düzenlenir ve ihtilalci solun bu tutumu protesto edilir. Aşırı sol ise 16 Şubat Pazar günü, işçi sendikaları, bazı meslek kuruluşları ve tüm sosyalistler "Emperyalizme ve Sömürüye Karşı İşçi Yürüyüşü” adı altında bir miting ve yürüyüş düzenler. Beyazıt'ta toplanan sol topluluk, Sultanahmet, Sirkeci, Karaköy, Tophane üzerinden Taksim'e doğru yürüyüşe geçer. Yürüyüş esnasında, "Emperyalizme Hayır, Sosyalizme Evet", "Köylüye Toprak Yok, Amerikan Üslerine Toprak Çok" şeklinde sloganlar atılır. Kalabalık kitle Taksim'e geldiğinde burada sağcı olarak bilinen grupla karşılaşırlar ve aralarında bir arbede yaşanır. Kanlı Pazar olarak ünlenen bu olaylar, iki kişinin ölümü ve yüzlerce yaralanma hadisesi ile son bulur.
Reklam
"Dünyaya son kere bakacaksın deseler bu bakışı İstanbul'un Çamlıca'sından isterdim." 𓆩🤍𓆪
Boş Yer
Eğer okuduğunuz Avrupa gazetesinin son sayfalarını açarsanız, orada, hava durumu haritasının üzerinde, İstanbul, Viyana ve Budapeşte arasında boş bir yer olduğunu görürsünüz. Aralık 2010’da Economist burasını dünyanın en mutsuz yeri olarak adlandırdı, mutluluğun gerçekten bir coğrafyası var sanki.
Sayfa 202
222 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
ak
Oya Akçizmeci
Oya Akçizmeci
Aynı Yıldızın Altında Merhaba millet nasılsınız? Bugün sizlere tarihi bir roman ile geldim keyifli bir okuma oldu benim için akıcı bir dile sahip olan roman sıkmadan ilerliyor yazarın kalemini sevdim. Fazla spoi vermeden, biraz konusundan bahsedeceğim. #kitabınkonusu Üç kadının hikâyesi İstanbul Emirgandaki konakta Adviye Hanım, eşi Sadullah Bey kızları Nerime, Nebiye ve kalfa Rezzan ile beraber yaşamaktadır. Nerime okumayı seven, kıskanç ve mutsuz bir karakter. Nebiye ise cıvıl cıvıl birisi ud çalmayı seven ve gönlünü Faruk'a kaptırır. Nerime ise Nebiye'nin hocası Reha ile kaçar ve aradan geçen onca yılın ardından oğlu ile geri döner baba ocağına ama artık o konak eski konak değildir. Babası iflas etmiş ve başka bir eve geçmişlerdir. 1860- 1945 yıllarının arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarından 2. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar Türkiye'yi ve üç kadının kâh hüzünlendiren kâh sevindiren, pişmalıklarını, başarılarını, kararlılıklarını, aşklarını, dostluklarını, güçlü duruşlarını anlatan son derece de ektili bir eser olan roman da eğitimin ve eşitliğin mücadelesini veren üç kadının hikâyesini ve içsel duygularına ve duygusal gelişimlerine tanıklık ediyoruz. Tarihi dönemi okurken hissetmek çok keyif vericiydi kesinlikle tavsiye ederim. Kitapla kalın....
Aynı Yıldızın Altında
Aynı Yıldızın AltındaOya Akçizmeci · Ayrıkotu Yayınları · 202410 okunma
☆İSTANBUL SÖZLEŞMESİ☆
Türkiye, BM'nin “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi"ne 1980'lerde imza koymuştur. Sözleşme imzacı devletlerde yasa hükmündedir. Öyledir de, acaba sözleşme hükümleri ülkemizde yeterince yerine getirilmiş midir? Türkiye, 2011'de Avrupa Konseyi'nin aile içinde ve toplumsal alanda kadınlara yönelik şiddete karşı önlemler bütünü olan "İstanbul Sözleşmesi"ne de imza koymuştur, üstelik sözleşmenin doğduğu toplantının ev sahibidir. Peki şimdi ne olmuştur da, İstanbul Sözleşmesi tu kaka ilan edilmektedir? Sözleşmede dünya kadınlarına karşı işlenen suçlar bahsinde sıralanan edimler -son iki madde dışında- ülkemizin halleri değil midir? Suçlara bir bakalım: ◉ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik); ◉taciz amaçlı takip; ◉tecavüz dahil, cinsel şiddet; ◉cinsel taciz; ◉zorla evlendirme; ◉kadınların sünnet edilmesi; ◉kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama. Kadınların her geçen gün daha fazla şiddete maruz kaldığı, neredeyse her gün bir kadının cinayete kurban gittiği ülkemizdeki bu tuhaf tartışma nedir? Bu gecikmiş bir yanlış anlama mıdır, kasıtlı bir yanlış anlama numarası mıdır?
Sayfa 52 - 1. Basım: Aralık 2023 - Sia Kitap
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.