Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aslında bunlar yalnızca bir zaman sorunudur. Biri henüz kaygılanmaya başlamamışken, ötekinin kapalı bir kapıya varıp, hızla kafasını çarpmasıdır bütün mesele. Halka alçakgönüllüce yaklaşıp kurtuluş yolunu bulamadıkları takdirde, zamanla herkesi aynı yazgı beklemektedir.
Sayfa 1105 - Yapı Kredi Yayınları
Rus aydınlarının büyük çoğunluğu, günümüzde olduğu gibi Puşkin'in zamanında da devlet dairelerinde ya da demiryolları ve bankalarda memur olarak çalışıyor, daha doğrusu çeşitli yollarla geçimini sağlıyor, bilimle uğraşıyor, konferanslar veriyordu, kısacası, maaşlarını alıyorlar, iskambil oynuyorlar, kendilerine göre düzenli, huzurlu, durağan bir yaşam sürüyorlardı, Çingene obalarında ya da günümüze daha uygun olan yerlere sığınma özlemi duymadan yaşayıp gidiyorlardı. Sadece yumuşak Rus çizgileri katılmış "Avrupa sosyalizmine bir parça benzeyen" bir liberalizme kapağı atmışlardı. Aslında bunlar yalnızca bir zaman sorunudur. Biri henüz kaygılanmaya başlamamışken, ötekinin kapalı bir kapıya varıp, hızla kafasını çarpmasıdır bütün mesele. Halka alçakgönüllüce yaklaşıp kurtuluş yolunu bulamadıkları takdirde, zamanla herkesi aynı yazgı beklemektedir. Diyelim ki herkesi beklemiyor bu: Yalnızca "seçkinler" zümresinin onda biri bile, geriye kalan büyük çoğunluğu tedirgin etmeye yeter.
Sayfa 1104 - 1105 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Şanslı insan kendisine iyi bir yazgı sağlayan insandır. İyi yazgı da ruhun iyi gelişimi, iyi dürtüleri, iyi eylemleridir.
Melankoliden kurtulamamamın nedenlerinden biri bu işte; sonra, dostluğun, güçlü, cid­ di sevgilerin olabileceği yerde bir boşluk buluyor insan içinde, moral enerjisini kemiren bir düş kırıklığı duyuyor; sanki yazgı, sevecenlik içgü­dülerine karşı bir barikat kurmuş, içimde bir iğrenme seli yükselip beni boğacak gibi oluyor. Ve haykırıyorsun: “Daha ne kadar sürecek bu Tan­rım!”
...her insanın yazgısı kendine göredir, hiçbir yazgı da kolay katlanılır gibi değildir.
Reklam
2. Cilt
Aşkın orta yolu yoktur; ya mahvolur, ya kurtulur. İnsanlığın tüm yazgısı bu ikilemde gizlidir. Hiçbir yazgı, bu kayboluş-kurtuluş ikilemini aşk kadar acımasızca ortaya koyamaz. Aşk ölüm değilse, hayattır. Hem beşik hem tabuttur. İnsan yüreğinde "evet" ya da "hayır" diyen aynı duygudur. Tanrı'nın yarattığı varlıklar arasında insan yüreği kadar ışık ama ne yazık ki aynı zamanda karanlık saçan başka bir şey yoktur.
Ve şimdi gezdir gözlerini Semerkant'ın üzerinde! Değil mi ki o yeryüzünün ecesi? Alıp tüm diğer kentlerin yazgı iplerini ellerine, çıkmamış mı hepsinin üstüne o mağrur? Edgar Allan Poe (1809-1849)
Sayfa 10 - PDF
"Eh, yoldaş, neşeli bir şarkı duyup da ağladığına göre senin de başından çok şeyler geçmiş anlaşılan."
"Bürokrasi; yetmiş Alman'a karşı bir tepeyi tek başına savunarak saldırıyı durduran bir makineli tüfek eri öldüğünde, ordu onun önünde eğilip şapkasını çıkarırken, öte yandan o askerin veremli karısı oturduğu evden kovulduğu zaman ve bölge sovyeti başkanı, kadına "Defol, küstah!" diye bağırdığı zaman korkunçtur."
Reklam
"Sendika sesini çıkarmıyor mu?" diye sordu Sokolov. "Hangi sendikadan söz ediyorsunuz," dedi Madyarov, "sendika fedakarlık yapmaya çağırıyor: Savaştan önce 'savaş hazırlığı', savaş sırasında 'her şey cephe için', savaştan sonra ise 'sendika savaşın izlerini ortadan kaldırmaya çağıracaktır'. Yaşlı bir adamla ne uğraşacak!"
Yaşam, denizde yüzen bir buzdağı gibi ilerliyordu; buzdağının soğuk bir karanlığın içinde süzüle süzüle giden alt kısmı, suyun üstünde dalgaları geri püskürten, suyun sesini dinleyen ve soluk alan kısmına sağlamlık veriyordu.
Sofya Osipovna, insan olma yolunun milyonlarca yıl sürmesine karşılık insanın insanlıktan çıkıp, bir adı ve özgürlüğü olmaksızın, kirli, zavallı bir hayvana dönüşmesi için topu topu birkaç günün yetmiş olmasına şaşırmıştı.
Derin keder ve ölüme mahkûm olma duygusu keskin bir korkuyla yer değiştirdiği zaman anlamsız bir uyuşturucu olan iyimserlik insanların yardımına koşmuştur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.