Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benim ruhum kuşların öldüğü ânda biter Senin ruhun kuşları öldürürken dirilir...
(...) filmde, beklenen yağmur en sonunda yağar ama savaştan geriye kalan her şeyi yağan yağmurun temizlemesi mümkün müdür acaba? Savaşlarda onca yaşananlar insanoğlunun en karanlık ve en vahşi taraflarına ait öykülerse, makineli tüfekler ve top mermileri art arda patlayıp etrafa ölüm saçıyorsa, tecavüz mağduru zavallı kadınlar 'nefret çocukları' nı dünyaya getiriyorsa... Ne yazık ki savaştan geriye kalan bu pislikleri temizlemeye göğü yararak bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun dahi gücü yetmez...
Sayfa 321Kitabı okudu
Reklam
beklenen yağmur en sonunda yağar ama savaştan geriye kalan her şeyi yağan yağmurun temizlemesi mümkün müdür acaba? Savaşlarda onca yaşananlar insanoğlunun en karanlık ve en vahşi taraflarına ait öykülerse, makineli tüfekler ve top mermileri art arda patlayıp etrafa ölüm saçıyorsa, tecavüz mağduru zavallı kadınlar ‘nefret çocukları’nı dünyaya getiriyorsa… Ne yazık ki savaştan geriye kalan bu pislikleri temizlemeye göğü yararak bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun dahi gücü yetmez…
Beklenen yağmur en sonunda yağar ama savaştan geriye kalan her şeyi yağan yağmurun temizlemesi mümkün müdür acaba? Ne yazık ki savaştan geriye kalan bu pislikleri temizlemeye göğü yararak bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun dahi gücü yetmez...
" ... beklenen yağmur en sonunda yağar ama savaştan geriye kalan her şeyi yağan yağmurun temizlemesi mümkün müdür acaba? Savaşlarda onca yaşananlar insanoğlunun en karanlık ve en vahşi taraflarına ait öykülerse, makineli tüfekler ve top mermileri art arda patlayıp etrafa ölüm saçıyorsa, tecavüz mağduru zavallı kadınlar 'nefret çocukları'nı dünyaya getiriyorsa... Ne yazık ki savaştan geriye kalan bu pislikleri temizlemeye göğü yararak bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun dahi gücü yetmez..."
Tam gönlüne göreyi, tam istediğin gibiyi bulup da sevmek kendine sevgiyi nikaha almaktır Azizim. Düşün ki evvelin nabekarları fahri kainat efendimizi de beğenmiyorlardı, Muhammed Ali de o beğenilmeyenlerdendi, Meryem de ırzı hakkında konuşulan, İsa aleyhisselam en bir şeye tutulmayandı, falan filan. Aslına bakarsan haşa Allah'ı da tam beğenen yok. 'Kuşları ne güzel renk renk farklı ötüşlerle halk etmiş süphanallah' der demez eşşoleşşeğin aklına hemen peki dünyada neden bu kadar adaletsizlik var, neden iyiler böyle, katiller şöyle, hıyarlar çekirdekli, bazı karpuzlar kelek diye geliyor. Ha canım, adalet ne hak ne sen daha iyi bilirsin, ne olsa dayın adalet yüksek okulunda okudu, sen de gazete ve birkaç kitap okudun, sen Allah olduğunda, parti lideri gibi başa sen geçtiğinde yani, düzeltirsin dünyayı, yağmur ormanlarını iki katına çıkarır, karıları iki ferçli, kendini de zeker be desti vakur yaparsın olur biter, alem de senin şeyini görür...
Sayfa 332Kitabı okudu
Reklam
Bir yaz günü, bulutlar gri şehrin kaldırımlarına doğru ilerledi ve milyonlarca gümüş yağmur damlası doldurdu gökyüzünü. Küçük damlalar birer birer kuşları ve binaları aşıp kaldırıma düştü...
neyin varsa alıp gel, yurda kara talihten bahsedelim göğsümüzün üstünde ağaç gibi dinelen acılardan konuşalım ...gök bayrak, gök çadır, türküleri andıran o yalnız kavga damlarına yağmur serilen evlerin duldasında ağlaşır çekik gözleriyle asya'nın son kuşları omzumuzu bir başkasına berkitip hınçla saf tutarız haksız beyannamelere karşı
Tam şuramda. Bir kan pıhtısı. Ayrılınca oluyor. Kavuşunca oluyor. Hevesle gidiyorum. İkinci cümlede bir boğuntu. Utanarak kalkıyorum. Ruhumda soğumuş bir zaman. Etimde bir pişmanlık. Şimdisiz öncesiz sonrasız. Yaşamak desem değil. Ölmek desem değil. Bir Araf. Tam şuramda... Herkes herkesi biliyor. Herkes dünyayı biliyor. Ben anlamıyorum.
İnsanların birbirini sevmesi için “hâldeş” olmaları şarttır! Gönüller birbirine açılır o zaman! Mana kuşları havalanır! “Aşk” başlar! Sizlerin bildiği aşk değil elbette! İnsanın Rabbine olan aşkıdır bu aşk. O aşk bir nurdur! Nur-u Muhammed'dir.
Reklam
canavar yoksulluğumuzu sanki unutmuştuk başımızı sokacak evimizin olmadığını iki yakamızın uç uca gelmediğini hâlimizi soran olmadığını sanki unutmuştuk içimizden ebâbil kuşları geçiyorlardı
Herkes Dışarı
Üstüme vazife bilip kuşları Almamışsındır diyerek ekmek- Yağmadan yağmur da aldı payını, Dünya burası demek...
"Günler damlıyor ama aynı kaba değil," dedi. Gökyüzüne baktı: Boştu. Hiç bulut yoktu, aslında hiçbir şey yoktu. Çağımızın çıplak güneşi her şeyi yok etmişti, enginliği, bulutları ve kuşları... Maviyi bile yok etmişti, sonra da sırasıyla diğer renkleri, bazı sesleri, kelimeleri ve anlamları. Insan bu yoklukta yeni bir şey söyleyemez, olsa olsa kendini tekrar ederdi.
Beklenen yağmur en sonunda yağar ama savaştan geriye kalan her şeyi yağan yağmurun temizlemesi mümkün müdür acaba? Savaşlarda onca yaşananlar insanoğlunun en karanlık ve en vahşi taraflarına ait öykülerse, makineli tüfekler ve top mermileri art arda patlayıp etrafa ölüm saçıyorsa, tecavüz mağduru zavallı kadınlar 'nefret çocukları'nı dünyaya getiriyorsa... Ne yazık ki savaştan geriye kalan bu pislikleri temizlemeye göğü yararak bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun dahi gücü yetmez...
Fatıma aşktır. Aşk-ı Muhammed’dir. Peygamberler Peygamberi Muhammed Efendimiz ile Ehlibeyti arasındaki sırrı ve ilahi bağlantıyı gönül aleminde yaşayabilmektir. İnsanların birbirini sevmesi için “haldeş” olmaları şarttır! Gönüller birbirine açılır o zaman! Mana kuşları havalanır ! Aşk başlar! Sizlerin bildiği aşk değil elbette! İnsanın Rabbine olan aşkıdır bu aşk. O aşk bir nurdur! Nur-u Muhammed’dir!
Sayfa 174
878 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.