Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir Batı felsefesi tarihi yazılırken, Yunan geleneğinin büyük şahsiyetlerini zikrederek başlanır, Ortaçağ geleneğinden Aquinolu Aziz Thomas ve Aziz Augustinus gibi birkaç isim, ardından modern döneme varılır, analitik gelenekle birlikte, Kant ve Hegel gibi filozoflar sayılır. Ardından, Batı dininin bir tarihi yazılsa Musa ile başlanır, İsa ve Martin Luther, Kierkegaard ve bir miktar din düşünürü ile sürer.
Sayfa 747 - pdfKitabı okudu
-Ortaçağ Latin felsefesi Yunan ve Roma düşüncesine olduğu kadar muhtemelen Arap ve Yahudi düşüncesine de borçludur. Aslında, on üçüncü yüzyıla dek Batı felsefesinde görülen ilerlemeler, Doğu'dan gelen malzeme, tema ve doktrinleri benimseyip özümsemenin ritmini taşır.
Sayfa 20
Reklam
Ortaçağ
529 yılı benediktin tarikatı da kurulmuştu. İlk büyük rahip tarikatıydı bu. Yani 529 tarihi bir bakıma Hristiyan kilisesinin yunan felsefesi üzerine bir örtü çekmesini simgeler. Bundan böyle eğitim, düşünme ve mistiklerin derinleşme faaliyetleri kilisenin tekeline geçecekti.
Sayfa 193Kitabı okudu
S.12
Bu kitabın amacı, İlkçağ felsefesinin temsil ettiği tarihi ve ahlaki olguyu genel ve ortak çizgileriyle betimlemeye çalışmaktır. Okurun aklına, konuyu neden artık çok gerilerde kalmış İlkçağ felsefesiyle sınırlıyoruz diye bir soru gelebilir. Buna verebileceğim birden fazla yanıt vardır. Öncelikle, ilkçağ felsefesi benim belli bir uzmanlık kazandığımı umduğum bir alandır. İkincisi, Aristoteles'in de dediği gibi, şeyleri anlayabilmek için onları gelişmekteyken görmeli ve doğdukları andan itibaren ele almalıyız. Bugün "felsefe"den söz edebilmemizin nedeni, Yunanlılar'ın "Bilgelik Sevdası" anlamına gelen philosophia kavramını yaratmış olmaları ve bu Yunan philosophia geleneğinin Ortaçağ'a ve ardından Modern Zamanlara aktarılmış olmasıdır. Dolayısıyla felsefe olgusunu kaynağından ele almalı ve bunun geçmişte ortaya çıkarak günümüze kadar evrimleşen tarihi bir olgu olduğunun bilincini taşımalıyız.
Sayfa 12 - Dost kitabeviKitabı okudu
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye. _İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
608 syf.
·
Puan vermedi
Geniş Özet
Tanrı'yı ve dinleri akademik bir çevrede konuşmak ne kadar mümkün ve doğrudur, bilemiyorum. Bilim bazı inanç temelleri üzerinde yükselmiş ve bunlar yıllar içinde birbirine öylesine kenetlenmiştir ki artık bunun dışında söylenen bir şey'in imkanına dair düşünmemek gerektiğine dair bir algı vardır.  Armstrong'un bir kaç eserini daha
Tanrı'nın Tarihi
Tanrı'nın TarihiKaren Armstrong · Pegasus Yayınları · 20171,649 okunma
Reklam
Antik Yunan felsefesi yalnızca Ortaçağ İslam düşüncesindeki felsefi-entelektüel unsurlardan en değerli olan bazılarının doğru ve ye­terli bir biçimde anlaşılması bakımından önemli değildir. Öte yandan o, bilindiği üzere, insanlık düşünce tarihi bakımından daha önemli ol­mak üzere çağdaş Batı felsefesinin, Batı düşüncesinin temelinde bulun­maktadır.
Sayfa 15 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
"Asıl soru, Hıristiyanlığa öylece inanmak mı yoksa Hıristiyanlıktaki doğrulara aklı kullanarak varmak mıydı? Gerçeklere aklın yardımıyla yaklaşmak da mümkün müydü? Yunan filozofları ile Kutsal Kitap'taki bilgiler arasında nasıl bir ilişki vardı? Kutsal Kitap'la akıl arasında çelişki söz konusu muydu, yoksa inanç ve bilgi uzlaşabilir miydi? Neredeyse tüm Ortaçağ felsefesi işte bu soru etrafında dönüyordu."
Genellikle "modern" denilen tarihsel dönemin, birçok bakımdan ortaçağdan farklı bir zihinsel manzarası vardır. Bu farklardan ikisi çok önemlidir: Kilisenin azalan otoritesi ve bilimin artan otoritesi. Diğerleri bu ikisiyle bağlantılıdır. Modern zamanın kültürü dini olmaktan çok laiktir. Kültürü kontrol eden yönetsel idari otorite olarak Kilisenin yerini giderek devletler alır. Ulusların yönetimi, başlangıçta esas olarak kralların elindedir; sonra Antik Yunan'da olduğu gibi, kralların yerini giderek demokrasiler ya da tiranlar alır. Ulusal devletin gücü ve yerine getirdiği işlevler bütün dönem boyunca (bazı küçük dalgalanmalar dışında) sürekli artar; ama çoğu kez devletin filozofların kanıları üzerindeki etkisi, Ortaçağ'daki Kilisenin etkisinden azdır.
175 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.