Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaratılma amacını Tanrı'nın şerefine bağlayanlar, galiba en iyi ifadeyi bulmuşlardır. Hiçbir şey Tanrı'yı dünya­ da en değerli şu şeylerden daha fazla yüceltemez; onun emirlerine dikkat göstermek, kendi yasasını kabul ettiren kutsal ödevini takip etmek.
Bizler yalnızca kötü başlayanlar değiliz, kötü başlamış olanların da torunlarıyız. Onların maddî alandaki kötü başlangıçları, rûhî alandaki kötü başlangıçlarının kaçınılmaz sonucuydu. Bizler dedelerimizin yanılgılarını devraldık.
Reklam
Umarım zihnimde canlananlar anı değil bir hayaldir
Anılarımın en güçlüsü aslında anı değildi. Hayal edip yaşanmış gibi anımsadığım bir şeydi.
"Hayatımızda, çok yakın olup da hiçbir şeyin aramıza giremeyeceği bir zaman oldu, bizi sadece küçük bir köprü birbirimizden ayırıyordu. Sen tam üzerine basmak üzereyken sana sordum: 'Köprüyü aşarak yanıma mı gelmek istiyorsun?' - Sense daha fazla gelmek istemedin; sana tekrar aynı şeyi sorduğumda ise sessiz kaldın. O zamandan beri aramıza bizi birbirimizden uzaklaştıran, birbirimize yabancılaştıran dağlar, çağlayanlar ve daha neler girdi; artık bir araya gelmek istesek de gelemeyiz. Şimdi o küçük köprüyü düşündüğünde söyleyecek söz bulamıyor, hayretler içinde kalıyor, hıçkırıklara boğuluyorsun."
Adana, Adıyaman, Amasya, Arda­han, Artvin, Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişe­hir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Malatya, Mardin, Muş, Ordu, Siirt, Sivas, Tokat, Trabzon, Tunceli, Urfa ve Van'dan çok sayıda torunla tanıştık. Konuştuğumuz her torun bize kendisini an­latmakla kalmadı, neneleri-dedeleri, anneleri-babaları Müslüman­laş(tırıl)mış Ermeni olan çok sayıda arkadaş, komşu ve tanıdıktan; tamamı Müslümanlaş(tırıl)mış Ermenilerden oluşan köylerden, ma­hallelerden bahsetti. "Dışarıdan" evlilik yapılmayan bu ailelerin/ köylerin/mahallelerin bir kısmının radikal İslamcı veya koyu milli­yetçi olduklarını öğrendik. Ailelerindeki veya çevrelerindeki bu din ve millet vurgusunu Ermeniliği gizleme kaygısına veya korkuya bağlayanlar olduğu gibi, yakın dönemde yaşanan siyasi yapılanma­larla açıklayanlar da oldu.
Sayfa 13 - Metis Yayınları
Acımasız bir sonbahar havasıydı.İnsanın yüzüne iğne gibi batan,sırılsıklam eden bir sağanak biteviye yağıyor,boz renkli ağaçların kurumuş son titrek yapraklarını beraberinde sürüklüyor,yağmur oluklarını dövüp hülyalı göğü milyonlarca gri saçağa parçalıyordu.Rüzgar yağmuru,kimi zaman bir bez parçası gibi önüne katıyor,onu çağlayanlar misali duvardan duvara çarpıyor,ellerindeki şemsiyeleri tersyüz ediyordu.
Sayfa 7
Reklam
Ey Türk ili! Viranhanelerinin enkazıyla mamureler süslenir. Sen nasıl bir ocaksın ki, soğumuş küllerinde ateşler gizlidir. Baykuşlarından bülbül sedası gelir... Ey Türk kadını! Irkında ne icazkâr bir feyz vardır ki, hem mevte asker yetiştirir, hem ebediyete hüner eriştirirsin!
Güçlerini açıklarken, güçsüzlükleri başlayanlar ah! Hayat kurtaran zavallılar!
bir örümcek kıskıvrak sarsa da aynaları söylemek istiyorum yüreğimde biriken köpüksüz ırmakları,sessiz çağlayanları
Allah' a umut bağlayanlar güç tazeler, kartallar gibi kanat açıp yükselirler. Koşar ama zayıf düşmezler, yürür ama yorulmazlar."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.