Belki yaşantım kolaylaşıyordu; fakat, her olayı daha yaşamadan eskitiyordum böylece. Üstelik hayallerim içine itirazlar karışıyordu: Kafamda gerinerek uyanan arkadaşım, kadınlar her şeyi başka türlü yapar, diyordu.
🇵🇸Filistin meselesi (10)
kaynak: Bbc - Londra
1996-1999 Kilitlenme
1996 yılına girildiğinde anlaşmazlık yine kan dökülmesine yol açıyordu . Hamas örgütü İsrail içinde bir dizi intihar eylemleri düzenledi. İsrail, Lübnan’ı üç hafta süreyle bombaladı.
Peres 29 Mayıs’taki seçimlerde, sağcı Binyamin Netanyahu’ya kıl payı yenildi. Netanyahu,
Kök Türk ve Uygur Metinlerinin Aktarmaları
Atsız, 5 İkinciteşrin 1933 tarihli (1. sayı) Orhun dergisinde Tunyukuk, 21 Mart 1934 tarihli (5. sayı) Orhun'da Köl Tigin, 23 Haziran 1934
tarihli (8. sayı) Orhun'da Moyunçur Kağan anıtlarının bugünkü Türkçeye aktarmalarını vermiştir.
Tunyukuk (Atsız'da Tonyukuk) ve Köl Tigin
Sıkıyönetim askeri mahkemeleri yasa
ya göre siyasal iktidara bağlımlıdır.
Atama,yer değiştirme ve özlük hakları yürütme organı tarafından düzenle
bir.Bu mahkemeler,hakim güvencesi
ne sahip değildirler.Her zaman siyasal iktidar tarafından görevden alınabilirler.Yerleri değiştirilebilir.Bu mahkemeler,suçlar işlendikten sonra kuruldukları için”doğal hakim” ilkesi
ne de aykırıdırlar.
Bu yargılamada biz savunmalar tarafından mahkemenin kuruluşuna karşı bütün bu haklı itirazlar yapılmış
ve buna ilişkin yasanın iptali için Ana
yasa mahkemesine başvurulması istenilmiştirAma bu savunmalar ve itirazlar reddedilmiştir.
İşte Deniz Gezmiş,Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ve arkadaşları, mahke
me niteliği olmayan bir kurul tarafın
dan ölüm cezasına mahkum edilmiştir.Yani ortada bir mahkeme
kararı olmadan sehpaya gönderilmiş
dir.
Belki yaşantım kolaylaşıyordu; fakat, her olayı daha yaşamadan eskitiyordum böylece. Üstelik hayallerimin içine itirazlar karışıyor,: kafamda gerinerek uyanan arkadaşım, kadınlar her şeyi başka türlü yapar, diyordu.
Asırlardır süren saldırılar, haçlı seferleri, misyoner faaliyetleri, gizli telkin ve propagandalar, kültür emperyalizmi faaliyetleri milletimizin kalbinden bu imanı tamamen sökememiştir.
Bunun yakın bir misalini geçen ay gazetelere intikal eden çok enteresan bir hadisede gördük:
Beynelmilel şöhrete sahip ve yüksek sosyeteye ait bir cemiyetin toplantısı yapılıyor; bazı meşhurlar, büyük iş adamları, sanayiciler, eşleriyle gelmişler. Cemiyetin Fransız uyruklu takdimcisi takdir göreceğini sanarak söze şöyle başlamak istiyor:
"Atatürk'e çok şükür ki havalar üç gündür güzel, günlük güneşlik gdiyor..." Atatürkle hava güzelliğinin, şükrün ne ilgisi var?
Toplantıda derhal soğuk bir hava esmeye başlıyor. Bu acayip mantık ve üsluba itirazlar yükselivor, konuşmacının dinleyenlerden özür dilemesi isteniyor, unutturulmak ve geçiştirilmek istendiği halde ısrarla özür dilemesinde diretiliyor... Sonunda şükrün sadece Allah'a yapılacağını bilmeyen veyahut da Türkler'in Atatürk'e taptığını sanan o garip yabancı bayan, topluluktan özür dilemek zorunda kalıyor.
Eğer toplumsal yapıyı kapsayan temel itirazlar, ne kurumsal bir çerçevede ne de sokakta dile getirilemiyorsa, demokratik yaşam için gerekli olan ifade alanları neresidir?
Sayfa 12 - Kafekültür Yayıncılık, İstanbul, 2013Kitabı okudu