Simbiyozun bedeli bu. Mikroplar konakçıları için ağustos böceğinin simbiyontları kadar elzem olmasalar bile yaşamımız ve sağlığımız üzerinde güçlü etkileri vardır. Hile yapmaları felaketle sonuçlanabilir. İşte bu yüzden insanlar ve diğer hayvanlar, içlerindeki çoklukları istikrarlı kılabilmek için onca yöntem geliştirmiştir. Onları, vücut kimyamıza güvenerek sınırlandırıyoruz. Fiziksel bariyerlerle etraflarını çeviriyoruz. Onları özel gıdalarla besleyerek sopanın ucundaki havucun peşinden gitmelerini sağlayabileceğimiz gibi, fajlar, antikorlar ve bağışıklık sistemimizin diğer parçaları sayesinde aynı sopayı dayak atmak için de kullanabiliriz. Mikroplarımızla aramızda her zaman var olan çatışmalar için pek çok çözümümüz, ara
mızdaki anlaşmayı güçlendirmek için pek çok yöntemimiz var."""
Bu kısmı okuyunca aklıma dünya siyaseti geldi biz de sanki aynı vücutta yaşıyor gibiyiz. Belki de yapmamız gereken doğru bariyerler ve yöntemlerle kurabileceğimiz en uygun simbiyotik ilişkiler kurmaktır. Kim bilir belki bu zorunlu simbiyoz bize yeni özellikler ve uyum kazandırır. Evrimde güçlü olan değil adaptasyon saglayabilen kazanır ve hayatta kalır. İnsanlık da bu doğal yolu politikada uygulmali bence .