Resim, arkeoloji ve bilgisayar programlarına meraklı genç bir adam. Üstelik Türk. Gerçekten de tuhaftı.
“Uğruna seyahat etmeye değecek müzeler konusunda, tabiki İtalya ve Macaristandan başlanır, İspanya’da kısmen böyledir. Çünkü her şey yerli yerinde güzeldir. Bu ülkelerin müzeleri Roma İmparatorluğu’nun önemli eserleriyle dolar taşar. Konuyla onlar kadar ilgili olmayan ülkelerin sağdan soldan toparlayıp Viyana’daki, Londra’daki, Berlin’ deki
Sayfa 101
Reklam
Ve arkeoloji demişken; bu kelimenin İngilizcede Nuh’un Gemisi anlamında kullanılan “Ark” sözcüğünden türetildiğini ve arkeoloğun asıl anlamının Gemi araştırmacısı oluşunu da ilginç bir bilgi olması açısından eklemek isterim.
Sayfa 12 - Şira YayınlarıKitabı okuyor
Bir insan nasıl olur da başka birinde kendini bulurdu? Ya da kendini bulmayı bir insanla sınırlardı. Peki yaşamın öteki etkinlik alanları, arkeoloji, arkadaşlar, aileler... dünyanın ilişki olanakları, insanın kendini var etmesi için sunulan zengin çeşitlilik. Bütünleşmekten, kusursuz uyumdan söz ediyorlardı. Evet, kimi anlarda bu olabilirdi; sevişirken, düşünürken, tartışırken, iş yaparken, müzik dinlerken, sessizce otururken birlikte olduğun kişiyle bir an aynı duyguları hissedebilir, aynı sevinci, aynı kederi, aynı heyecanı, aynı dinginliği yüreğinde duyabilirdi ama bunun süreklilik kazanması ancak bir mucizeyle gerçekleşebilirdi ya da her iki insanın da kendini başarılı bir biçimde kandırmasıyla. Sürekli uyum içinde olmak, uyumdaki güzelliği bozmak, içeriğini boşaltmaktan başka bir anlama gelmiyordu.
Dünya kültür mirasına tarihin en büyük seyyahını armağan etmiş olmamıza rağmen, İslâm dünyası uzunca bir süredir -belki son temsilcisi Evliya Çelebi idi- seyyahlık ve gezi yazıcılığı alanını terk etmiş bulunuyor. Günümüzde Müslümanlar, dünyayı gezerken kayıt tutma ve diğer insanlara kalıcı bir şeyler aktarma kaygısından ziyade, gündelik keyiflerin peşindeler daha çok. Oysa Müslümanların, "Yeryüzünü gezin dolaşın, sizden öncekilerin akıbeti nasıl olmuş bir bakın" diyen ve iki cümlelik bu direktifin içinde turizm, ulaşım, konaklama, tarih, coğrafya, arkeoloji, antropoloji, sosyoloji gibi birçok alt dalda gelişimi teşvik eden bir Kitab'ın mü'minleri olarak, daha derin bir kavrayışa erişmeleri beklenir.
Eski ve çağdaş aborijinal kadınların törenlerine çoğu zaman “ergenlik’ ya da “doğurganlık” törenleri denir. Bununla birlikte, bu sözler antropoloji, arkeoloji ve etnolojide XIX. yüzyıl ortasından beri var olan büyük ölçüde erkeksi bakış açısından kaynaklanmıştır. Bunlar, güncel gerçekliği temsil etmekten çok, ne yazık ki, kadınların hayat süreçlerini çarpıtıp parçalayan sözlerdir.
Ayrıntı Yayınları
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.