Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir göçebe gibi geldi eskiye hasretin Aşındırdı kalbin, alışkanlığın o zincirini Geldiğin yollardan uzun bir kış uykusu Uyandırmakta, kuytunda sakladığın o vahşiyi.
Sayfa 5 - YABANLIĞA DOĞRUKitabı okudu
Suç ve ceza. Dostoyevski. Bu düşünce bilincimin sınırlarını aşındırdı ve ani bir idrakle nefesim kesildi. Bay Dosto'nun Suç ve Ceza'sını eş anlam olarak değil de karşıt anlam olarak yeniden yapılandırsak? Suç ve ceza... Birbirleriyle tamamen zıt, tebeşir ve peynir. Karş olarak Dosto'nun suç ve cezası... Dosto'nun pis kokulu bataklığı, yosunlarla dolu bir gölet, kargaşanın derinlikleri...
Reklam
Somutluğun egemenliği altındaki görsellik, soyutluğu su götürmez anlamı kuşatarak muhakemeyi aşındırdı
"Birbiriyle çelişen o kadar şey gördüm, türlü türlü laflar duydum ve bakışlarım muhtelif eşyanın, ardında ruhu saklayan sert, ince bir kabuğu andıran yüzeyini öyle bir aşındırdı ki artık hiçbir şeye inanmaz oldum. (…)"
Sayfa 41 - Kırmızı Kedi Yayınevi | 1. BasımKitabı okudu
Öyle çelişkili şeyler gördüm, türlü türlü laflar duydum, bakışlarım muhtelif eşyanın yüzünü öyle bir aşındırdı ki arkasında ruhun saklandığı şu ince sert kabuk varya bir kere; artık hiçbir şeye inanmaz oldum.
Sayfa 46 - AyrıntıKitabı okudu
O kadar çaldı ki yürekten Türküler aşındırdı kavalı
Reklam
Birbiriyle çelişen o kadar şey gördüm, türlü türlü laflar duydum ve bakışlarım muhtelif eşyanın, ardında ruhu saklayan sert, ince bir kabuğu andıran yüzeyini öyle bir aşındırdı ki artık hiçbir şeye inanmaz oldum.
Dil çok kirlendi,sanayi toplumu haline gelme bütün dünyada dillerini çok aşındırdı.Bu olgu Türkiye'de de yaşandı,son yirmi yıldır Türkçe korkunç bozuldu ve kirlendi.Yalan dili haline geldi.Türkçede aşk,sevgi,umut, kardeşlik,samimiyet, sıcaklık, merhamet,vicdan, eşitlik, demokrasi gibi insanı insan yapan bütün sözcükler ,neredeyse yalan aracı haline geldi.
Sayfa 107Kitabı okudu
Birbiriyle çelişen o kadar şey gördüm,türlü türlü laflar duydum ve bakışlarım muhtelif eşyanın, ardında ruhu saklayan sert,ince bir kabuğu andıran yüzeyini öyle bir aşındırdı ki artık hiçbir şeye inanmaz oldum.Eşyanın ağırlığı,sabit oluşu apaçık bir hakikatken şimdi onlardan bile şüpheleniyorum.
"Çiftçilerin ayakları, hacıların ayakları, serüven peşinde koşanların ayakları aşındırdı bu taşları. Taşlar değişime uğradı, üzerinden geçip gidenler de. "
Reklam
Çoban
O kadar çaldı ki yürekten Türküler aşındırdı kavalı
''… Suç ve ceza. Dostoyevski. Bu düşünce bilincimin sınırlarını aşındırdı ve ani bir idrakle nefesim kesildi. Bay Dosto’nun Suç ve Ceza’sını eş anlamlı olarak değil de karşıt anlam olarak yeniden yapılandırsak? Suç ve ceza… Birbirleriyle tamamen zıt, tebeşir ve peynir… Dosto’nun pis kokulu bataklığı, yosunlarla dolu bir gölet, kargaşanın derinlikleri… Ah, idrakin eşiğindeydim ama hayır, yine de…''
Sayfa 96 - İthaki Yayınları
O kadar çaldı ki yürekten Türküler aşındırdı kavalı..
Öyle çelişkili şeyler gördüm, türlü türlü laflar duydum, bakışlarım muhtelif eşyanın yüzünü öyle bir aşındırdı ki arkasında ruhun saklandığı şu ince sert kabuk var ya; artık hiçbir şeye inanmaz oldum. Eşyaların ağırlığı, sabitliği apaçık bir gerçekken, şimdi onlardan da kuşku duyuyorum. Bizim hayatın köşesindeki taş havana parmaklarımla vurup 'Sabit misin, sağlam mısın ?' diye sorsam, cevap olumlu gelince, onun lafına inanmalı mıyım, inanmamalı mıyım?
Bir göçebe gibi geldi eskiye hasretin Aşındırdı kalbin, alışkanlığın o zincirini Geldiğin yollardan uzun bir kış uykusu Uyandırmakta, kuytunda sakladığın o vahşiyi.
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.