Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ortaçağ'daki Cadılar
Neden lanetlendiler? Nasıl yakıldılar? Büyü gerçekten var mı? Dilimizdeki "Cadı Avı" terimi nedir? Hepsinin üzerinde duralım... Şimdi hemen hemen herkesin aklına Tatlı Cadı gelir. Peki bizim bu cadılar gerçekten tatlılar mıdır yoksa sivri burunlu garip şapkalı yaşlı kadınlar mıdır? Şeytanla seks yapıyorlarsa Lucifer seçici değil
-Çinli at uşakları, ne edebilir bana! Kağan'ın ölümüne sevindikleri için, Onları, iki okla, ettim toprağa perçin!...
Reklam
Deli Murat'ın vahşi bir saraya benzeyen kulesi geniş ovaya inen yolun üstünde idi. Yedi ülke yolcuları önünden geçmeye mecburdu. Burasını hemen menzil hâline koydu. Her odaya bir sofra kurdu. Günde yirmi kazan kaynıyordu. Ekmeğinden, etinden, pilavından yedirmeden kimseyi geçirtmezdi. İç bahçeye de Karababa’nın dediği gibi kurumuş ağaçlar
Sayfa 263Kitabı okudu
BEDREDDİN'İN ÖLÜSÜ
Yıl 823'tü, Çocuklar ... Hünkar'ın iradesi ve İranlı Molla Said'in fetvasıyla Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin'i bir ağaca asmıştılar. Gecenin geç ve yıldızsız bir saatiydi. : Yavaş sesle, korkarak yapılan bir ihanet konuşması gibi yağmur çiseliyor. Ağacın kalın ve yapraksız bir dalında sallanan 79 yaşındaki Bedreddin'in çırılçıplak
Sayfa 260 - (Nazım Hikmet/Resimli Her Şey dergisi, 9 İkinci Teşrin 1935)Kitabı okudu
Demek istediğim şu: Burada Çinlilerin borusu da bizimki kadar ötüyor. Kara Kağan tahta oturduğu gün, otağımızın ardında dövüş oluyordu. Çinli at uşakları bir Türk çerisiyle dövüşüyorlardı. Eskiden Çinliler buna kıyışabilirler miydi? Çinliler bu gücü nereden, kimden alıyorlar? Şu Çin beği Şen-king nedir? İkide bir katunun, hatta kağanın ocağına gider, Türk beğleriyle denkmiş gibi konuşur?
Cengiz de zamanının kavâid ve âdâb-ı harbiyyesine [savaş kurallarına ve ådetlerine] tebaiyet etmiştir [uymuştur]; ondan fazla bir şey yapmamıştır. Sanki karşısındakiler başka türlü mü hareket ederdi; asla: Celâleddin Harezmşâh'ın dostu, silâh arkadaşı ve meddâhı müverrih Neseví, Celâl'in galebe çaldığı "Pervâne" muhârebesini anlatırken diyor ki: "İranlı at uşakları, Mongol esirlerinin izdırâplarını arturmak için kulaklarına kazık sokuyorlardı ve Celâleddin Harezmşâh da bu manzarayı inbisât [neşe] ile seyrediyordu…"
Reklam
Çinli at uşakları bir Türk cerisiyle dövüşüyorlar. Eskiden çinliler buna kıyışabilirler miydi?
Sayfa 73 - ÖtükenKitabı okudu
Her yıl son derece gereksiz şeyler uğruna harcanan emeği hesaplayabilirsek eğer hesaplamaya çalışalım: Varsılların at ahırları, av köpekleri, uşakları, hizmetçileri için; sosyete beylerinin, bayanlarının kaprisleri için, yüksek sosyete denen ahlaksızlar topluluğunun lüksleri için harcanan kaynakları... insanları kendilerine hiç de gerekmeyen şeyleri almaya zorlayan reklamları, bu yolla tüketilen gereksiz nesneleri, aynı mekanizmayla satılmaya çalışılan düşük kaliteli, hatta bazen tüketicisi için kesinlikle zararlı olan malları... Bütün bu gereksizliklerin maliyetinin hangi rakamlara ulaştığını tam olarak hesaplayabilmek her ne kadar olanaksızsa da, bu uğurda harcanan muazzam emekle yararlı şeyler üretilebileceğini, pek çok fabrika ve atölyenin makinelerle donatılabileceğini ve bunun sonucunda da dükkânların, bugün halkın üçte ikisinin şiddetle gereksinim duyduğu mallarla dolup taşacağını kestirmek zor olmasa gerektir.
Hubbul Vatan Minel iman. bakma o kadar laf ettigime ben vatanımı seviyorum Benim derdim vatanımda at koşturan emperyalistlerle Benim derdim emperyalistlerin vatanımdaki uşakları ile. Ne diyor Aliya "biz yugoslavya'yı seviyoruz fakat yönetim şeklini değil" gerçek bir vatansever emperyalizmin kapitalizmin modernizmin bu topraklardan sürüldüğünü görene kadar rahat edemez ve sonra tüm dünyada emperyalizmin başının ezildiğini görmek isterdim yeryüzünde fitne kalmayıncaya din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın buyruluyor kitapta bu ülkenin çocuklarına şu modern işgal yöntemlerini anlatmak ne kadar zor tankla tüfekle yapılan işgallerin bile bir şerefi vardır bu soyut işgallerin yanında. Türkü Türk yapan değerleri son 200 yıldır nasıl yitirdigimizi anlatabilmek isterdim. Nasıl? İşte bu çağın dahi sanatçısı bunu anlatmanin yolunu bulandır
Sayfa 425Kitabı okudu
MEKİR Suriye Nine kapının önündeki binek taşına oturmuş şimdiye çoktan gelmiş olması gereken küçük danasının yolunu gözlüyor danasını göremediği her an içi biraz daha daralıyordu. Gençliğinden beri ne zaman içi böylesine daralıverse sanki ucu karanlık renklere bulanmış bir fırça yüreğinin imanlı suyuna dalarak onu kendi karanlık rengine
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
Yüzük efendisine doğru giderken, dostluklar kopmaktadır
Yolculuğun ikinci kısmına geçmeden önce yine uzun bir inceleme olacağını yazmak isterim. Çünkü Tolkien benim için hayal dünyamı açan ve ona can veren bir kişilikti. Kendisi bir çoğumuzun üstadıdır. Film serilerini sayısını unuttuğum kadar izleyip ve Yüzük serisi dışında birçok kitabını okuyup bir türlü bu seriye girmedim. Sanki en iyi zamanı
Yüzüklerin Efendisi - İki Kule
Yüzüklerin Efendisi - İki KuleJ. R. R. Tolkien · Metis Kitap · 201810,3bin okunma
Dalloway
Clarissa odada bulunanların kabalığından kaçarcasına kalkmış, bir iş uydurup dışarı çıkmıştı. Kapıda, kıvırcık çoban köpeği çıkmıştı karşısına. Clarissa köpeğin üstüne atılmış, öpücüklere boğmuştu hayvanı. Peter bu gösterinin kendisi için olduğunu biliyordu, “Demin o kadın yüzünden beni gülünç buldun ama bak, sevgi dolu bir insanım
Sayfa 63 - İletişim Yayınları - Çevirmen: Tomris UyarKitabı okuyacak
Fransız Edebiyatının Ortaçağ'ını üç büyük parçaya ayırmak mümkündür. 1050'den 1200 yılları arasındaki çağ. Bu çağ doğrudan doğruya feodal çağdır. Bu çağda büyük senyörler tamamiyle müstakildirler. Gerek papazlar, gerekse edebiyatçılar tarafından öğülürler ve halka davranışları ve dünya görüşleri bakımından, örnek olarak gösterilirler. Bizde tersine, Bolu Beyleri alçak gösterilir. At uşakları öğülür. Aslında, Bolu Beyi - At uşağı tezadı, feodal - toprağa bağlı köylü çelişmesi değildir. Yabancı bir idareyle, yerli halk çelişmesidir. Bolu Beyi burada Osmanlı'yı temsil eder. İnsanoğlu başıyla hızlı yaşar. Belinden aşağısıyla değil...
Sayfa 198 - Emre Yayınları, 1995, 2. Baskı, Kemal Tahir'den Notlar, * 295Kitabı okudu
Şu olay bu kitapta da karşıma çıktı :)
Aynı şekilde Dağıstan'da da üzerlerine Kıpçaklarla birlikte Alanlar saldırdığı zaman, Kıpçaklara Türk olmaları dolayısı ile "Biz bir soydanız, bu Alanlar sizden değilir, onlara ne diye yardım ediyorsunuz?" demişlerdi. Moğollardan aynı zamanda hediye almış olan Kıpçaklar Alanları terketmişler, fakat Alanları yendikten sonra Moğollar derhal Kıpçaklar üzerine dönmüşler ve onlardan önce verdiklerinin iki misli fazlasını almışlardır. Bunun gibi Polovetsler, ki Kıpçaklar, daima düşmanları olan Ruslardan yardım gördükleri zaman Moğollar Rus beylerini de, Rus toprağına hücum için toplanmış olmadıklarını, belki oraya sadece - Rus vekâyinâmelerinin tabirince "yarıcıları ve at uşakları olan" Ruslara çok zararları dokunmuş bulunan "müşrik Kumanlar"a karşı gelmiş olduklarına inandırdılar.
Sayfa 135
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.